kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 23 Mart 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Pazar SABAH 
TURGAY NOYAN

Nasıl bir tekne almalıyım?

Sezon yaklaşırken sizlerden gelen mesajlarda "Nasıl bir tekne alayım?" soruları ağırlık kazanmaya başlıyor. Tabii bunda denizi sadece yaz aylarında kullanmak alışkanlığımızın etkisi de var. Dergimiz Naviga için yurtiçinde olsun, yurtdışında olsun pek sık tekne testine çıkıyorum. Bunların arasında yelkenli olanlar da var, motorlu olanlar da... Bu nedenle sizlere rahat bilgi verebileceğimi düşünüyorum. Öncelikle şunu söyleyeyim; tekne endüstrisi gerçekten de öyle bir noktaya geldi ki, ister yerli ister yabancı olsun teknelerde hata payı asgari düzeye indi. Bugün ülkemizde de CE belgesi ile belli standartlarda malzeme kullanılarak tekne üretiliyor. Belli boyun üzerindeki yatlarda ise gerçekten de çok ama çok iddialıyız... Yani diyeceğim o dur ki; bugün yeni tekne aldıktan sonra sıkıntı yaşama ihtimaliniz çok düşüktür... Ama tekne seçiminde de işe balıklama atlamamakta fayda var. Öncelikle vurgulamak isterim. Tekne alırken kendi kendimize sormamız gereken ilk sorular, "Ne amaçla alacağım, nerede, ne kadar zaman kullanacağım?" olmalıdır. Eğer çok kısa sürelerle kullanacaksanız bakımı, kullanımı, karaya alımı kolay tekne seçmenizi öneririm.

YELKEN EKONOMİKTİR

Yelkenli konusu açıldığında pek çok kişinin "Aman biz onu beceremeyiz," sözlerine yıllardır muhatap olurum. Onlara söylediğimi bir kez de burada tekrarlayayım: Yelken, bisiklete binmek kadar kolay öğrenilecek bir spordur. Beş- altı yaşında çocukların bile kısa sürede kavradığı, canavar gibi hakim olduğu bir işi siz neden beceremeyesiniz!.. Kısacası yelkenden korkmayın. Yelken ekonomiktir, yelken sportiftir ayrıca da denizli havalarda çok daha emindir. Yani yelken can emniyetidir. Tek motorlu bir tekne kullanıyorsanız, motor 'tık' dediğinde yüreğinizin ağzınıza gelmesine, ancak yelkeniniz varsa engel olabilirsiniz... Ama yelkenin önemli bir dezavantajı vardır. Yelkenli ile belli bir süratin üzerine çıkamazsınız. Eğer akşam üzerleri bir iki saat denize çıkıp mesela balık tutup dönecekseniz, küçük ama nispeten hızlı bir tekne seçmekte fayda var. O zaman seçiminizi bir motor teknesi yönünde kullanmanızın mahsuru yok. Ama bunda bile çift makinenin önemini, üstüne basa basa vurgulamak istiyorum.

ÇİFT MAKİNE EMNİYETİ
Tabii maddi gücü yerinde olan okurlarımızın çift makineli power boat ya da trawler seçimi için bir şey söyleyemeyeceğim. Bu tip teknelerde boyutlar ve imkânlar öylesine mükemmel hale ulaştı ki, şu anda Amerikalıların okyanus aşırı seyahatler için ürettikleri trawler'lar toplu okyanus geçişleri yapmakta. Ülkemizde üretilen yatlara gelince; yelkenli teknelerde belli boyutların altında satış sırasında çok zorlanıyoruz. Oysa bizde de başarılı tekneler var. Ancak rekabet imkânımız zayıf. Çünkü binlerce tekne üreten Avrupa firmaları seri üretimin avantajını kullanarak, fiyatları da olabildiğince aşağıya çekiyorlar. Bu nedenle de 15 metrenin altında yelkenli alacak olanlar, ağırlıklı olarak bu markalara yöneliyor. Geleneksel gulet, tırhandil gibi teknelerimizin yanı sıra süper lüks motoryatlarda ise gerçekten de dünya kalitesinde üretim yapıyoruz. Eğer keseniz müsaitse böyle bir tekne keyfini yaşamanız için uzaklara bakınmanıza bile gerek yok. Açıkçası "Nasıl bir tekne almalıyım?" sorusunun en can alıcı cevabı dönüp dolaşıp maddi imkânla sınırlanıyor. Bu işe ayıracak paranız varsa seçenekleriniz inanılmayacak kadar çok. Yoksa seçenekleri kendiniz yaratıyorsunuz... Siz yine de içinde mutlu olacağınıza inanmadığınız bir tekne almayın.