kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 17 Şubat 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Rengin UZ (Posta gazetesi tiyatro yazarı ve eleştirmeni )

Tiyatrocular kendi seyircilerini yetiştiriyor

Her türlü olumsuz koşula ve soruna rağmen bu sezon tiyatroya ilgi var. Seyirci iyi ve kaliteli oyunu bulup izliyor. Yine de tiyatroya verilen emek her zaman yeterince karşılığını bulmuyor. Televizyon dizileri ile düşünme gereği duymadan, kolayı tüketmeye alışmış bir seyirci oluştu. Onlar daha çok popüler olanın peşindeler. Kaliteyi özleyen, 'tiyatro'nun ölümsüzlüğüne inananlar ise salonları dolduran gerçek seyirci. Bana göre birkaç sezondur tiyatro adına sevindirici olan ve umut veren, dünya tiyatrosundaki gelişmeleri yakından izleyen tiyatrocuların cesur alternatif oyunlarla kendi genç seyircilerini yetiştirmeleri. Türkiye'de ödenekli kurumlarının şanslı olduklarını düşünüyorum, günümüzde gişe kaygısı olmadan, yerleşik salonlarda oyun sahneleyebilmek bir lüks. Ancak bu yıl onlar için de tehlike çanları çaldı; İstanbul Devlet Tiyatrosu'nun Taksim Sahnesi kapandı, AKM ve Şehir Tiyatroları'nın Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi şimdilik yıkımdan kurtuldu. Ödenekli kurumların düşük bilet fiyatları onları cazip hale getiriyor. Bu sezon Devlet desteğinin ucunu bile göremeyen özel tiyatrolarda perdeler giderek daha geç ve sancılı açılıyor. Bir çoğu salon sorununu, kendilerini büyük alışveriş merkezlerinin sahnelerine atarak çözümlemeye çalışıyor. Seyircinin, göçebe topluluklarının oyunlarını takip etmesi ise zor oluyor. Tiyatro ve televizyon arasında ise son yıllarda özel bir ilişki var. TV dizilerinde sesli çekimler arttıkça tiyatrocuların kıymeti anlaşıldı. Deneyimli oyuncular, konservatuar mezunu gençler dizileri tercih edince tiyatro ikinci planda kalıyor. Böyle olunca prodüksiyona göre kadro yapan özel tiyatrolar nitelikli oyuncu bulmakta zorlanıyor. Her telden çalan oyuncularla kotarılan oyun kaliteyi yakalayamıyor. Seyirci çekmenin bir yöntemi de, televizyonda bir biçimde ünlü olmuş kişiye rol vermek. Çünkü o seyirci, ekranda görüp beğendiğini tiyatro sahnesinde 'canlı olarak' seyretmeyi seviyor. Genellikle bulvar komedileri sahneleyen özel tiyatrolarımız bu popülerlikten yararlanıyor. Bir de madalyonun ters tarafından bakalım olaya. Oyuncu ve rol aldığı oyunlar için bazı tehlikeler doğabiliyor. Sahnede önemli rollerde alkışladığımız, inandığımız yılların deneyimli oyuncuları kendilerine, çalıştıkları kuruma hiç yakışmayacak kalitesiz dizilerde boy gösterebiliyorlar. Ayrıca bir dizide uzun süre oynayan, seyircinin onu o kimliği ile benimsediği sanatçı da rolünün etkisinde kalabiliyor. Bu kez asıl alanında yani tiyatro sahnesinde eski performansını gösteremiyor ki bu da rol aldığı oyunu olumsuz etkiliyor.