kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 14 Şubat 2008, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
MAHMUT ÖVÜR

Yerel siyasette kadınları 'rant' mı engelliyor?

Türkiye'de kadınlar açısından türban meselesi buzdağının sadece görünen kısmı.
Asıl sorun çok daha derinlerde.
Bir süre önce yayınlanan bir araştırmaya göre, Türkiye'de kadınların yüzde 66'sı eve kapatılmış durumda.
Ne okula, ne işe gidiyor ne de sosyal ve siyasal hayata karışıyor.
Önümüzde yerel seçimler var.
Yerelleşmenin arttığı, yerel demokrasinin geliştirilmesi gereken bir süreçten geçiyoruz. Buna rağmen Türkiye'nin yerel yönetimlerinde görev alan kadınların tablosu gerçekten vahim.
Toplam 3215 belediye var.
Sadece 18 belediye başkanı kadın.
İl olarak da sadece Tunceli Belediye Başkanı kadın. Zaten DTP, kadınlar konusunda hem parlamentoda hem de yerel yönetimlerde diğer partilere ciddi fark atıyor.
Tabii orada da kadının ne kadar iradesini koyup koymadığı tartışılır.
Türkiye'de kadınların genel ve yerel parlamentolardaki durumu şöyle:
TBMM'de: yüzde 9.1
İl genel meclislerinde: yüzde 1.75
Belediye meclislerinde: yüzde 0.056
Belediye yönetimlerinde: yüzde 0.056
İstanbul gibi Türkiye'yi dünyaya taşıyan kentin 32 ilçesinin birinde bile kadın belediye başkanı yok.
Durum böylesine kötü.
Kadınların siyasette rol alması için çalışan Ka-Der Yönetim Kurulu üyesi Aysun Sayın Türkiye'deki durumu şöyle anlatıyor:
"Bu konuda Türkiye, dünya ve Avrupa'ya göre çok daha geride. Çünkü yerel yönetimler söz konusu olduğunda çok daha farklı ilişkiler devreye giriyor, bir rant paylaşımı var ve kadınlar bunun parçası olamıyor. Sadece seçim de değil adaylık bile zor."
Peki, önümüzdeki yerel seçimlerde bu kötü tablo değişecek mi?
Sayın, kadınların meclise girmesinin nispeten daha kolay olduğunu, yerel seçimlerde ise zor olacağını belirtiyor ve şöyle diyor:
"Bence partilerde sorun var. İçlerinde demokrasi yok. Temel sorun seçim kanununda. Biz Ka-Der olarak şunu söylüyoruz; 'Seçim kanunundaki liderlik sultasını ortadan kaldırın, başka hiçbir kanunda bir şey yapmaya gerek yok.' Geri kalanlarla mücadele etmek daha kolay. Temel mesele bu."
Bir dönem ANAP Genel Başkanlığı da yapan Nesrin Nas, sorunun çok daha derin olduğunu belirtiyor ve "kotasız" çözülemeyeceğini söylüyor:
"Kadının siyasete girmesinin önünde birçok engel var. Eğitimi, ekonomik gücü, aile içindeki geleneksel rolü bunu etkiliyor. Bunu değiştirmenin dünyada da tek yolu kotadır. Kotayı eşitliğe aykırı olarak değerlendirenleri ben anlayamıyorum. Kotayı koymadığınız sürece kadının siyasetteki varlığını artırmanız maalesef mümkün değil. Sorun çok derin. Eğer kadının eğitim ve siyasetteki etkinlik sorunu bir biçimde halledilseydi bugün türban da sorun olmazdı zaten."