kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 3 Şubat 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Çağdaş, Demokrat, Toplumcu Mimarlar ne dedi?

Oktay EKİNCİ
Dr. Mimar Kadir Topbaş taraflı oy kullanmıştır!

"Ben en az altı aydır Dr. Mimar Kadir Topbaş'ı görmedim. Cumhuriyet gazetesindeki köşemde ise mimarlık ve şehircilik açısından kendisinin uygulamalarını eleştiren yazılar yazdım. Seçimlerden önce ve sonra, MİM üyelerinin önemli bir kısmının siyasi yönlendirme ile ya da çıkar ilişkileri ile listelerde yer almadığını biliyorum. Bugüne kadar hiçbir seçime katılmayan Dr. Mimar Kadir Topbaş'ın bu defa seçimlere katılmasının gerçekten mesleği için olduğunu kanıtlaması gerekirdi. Fakat o böyle yapmadı. Seçimi kaybeden gruba destek vermek ve oy atmak için Mimarlar Odası'na geldi. Bunun kanıtı da şudur: Mimarlar Odası'na 27 Ocak'ta gelmeden önce kendisi İstanbul 2010 toplantısında imiş. O toplantıdan Oda'ya gitmek için ayrıldığı sırada, kime oy vereceğini soranlara aynen şu cevabı vermiş: 'Tabii ki, şimdiki yönetime karşı olan gruba.' ...Kadir Topbaş'ın Oda'ya gelip oy verdiğini naklen TV araçları gündüz 13.30'da duyurdular. Oy kullanma 17.00'de bitiyordu. Topbaş'ın taraflı oy kullandığını duyan mimarlar, öğleden sonra yoğun bir katılımla odayı ziyaret ederek buna tepki oylarını verdiler. MİM grubu ise, AKP nin kendilerini desteklemediği konusunda, seçim sonuçlarını alıncaya kadar hiçbir açıklama yapmadılar ve yalanlamadılar. Seçim sonuçları alındıktan sonra bu spekülasyonu yapmaya başladılar."

Prof. Afife BATUR
Mimarlar Odası devlet organı değil, olmayacak

"Mimarlar Odası, özerk bir kamu kuruluşu. Herhangi bir devlet organı değil. Bu yüzden Oda'nın sorunları ile ilgili siyasi bir merci aramıyoruz. Mimarların tartışması gereken çok daha ciddi planlama sorunları varken, olayın siyasetcilerin seçim kampanyası benzeri bir çizgiye çekilmesi üzücü. Öte yandan, MİM grubunun yeni bir konsept geliştirip mimarlığı yeni bir tanıma çekmeye çalıştığını görüyoruz. Oysa biz, bunu tartışabilirdik. Tartışılmıştır da. Tabii bu meslektaşlarımızın işlerinden vakit ayırıp katılmadıkları toplantılarda. Bir de, bu bizim iç sorunumuz. Ben bunun medyaya malzeme olmasından hiç memnun değilim."

Deniz İNCEDAYI
Mimarlık, mimarlara kalmayacak ciddiyette

"MİM oluşumunun meslek faaliyetlerine farklı bir perspektiften de bakması gereğini savunabiliriz. İstanbul'un, 2010 Avrupa Kültür Başkenti olmaya hazırlanırken, rant hedefli yapılaşma süreçlerine değil, yeni toplumsal, çağdaş ve kültürel açılımlara gereksinimi var. Daha çok kurumlar arası iletişime, disiplinler arası diyaloğa ve toplumla güçlü bir dayanışmaya ihtiyacı var. Mimari ve kentsel tasarım, kanımca kamu yararını vurgulayan büyük kültür projeleriyle bütünleştirilmeyi bekliyor. Belki de mimarlık yalnızca mimarlara bırakılamayacak kadar ciddi..."

Eyüp MUHÇU (Mimarlar Odası İst.Şubesi Başkanı)
Yağma projelerinin önü açılsın diye, bir araya gelen profesyoneller

"MİM söyleminin mimarlık ve kültür çevrelerinde ciddiye alınması bile söz konusu olmadığı gibi, kuramsal bir yaklaşım olarak da değerlendirmek mümkün değildir. Mimarlığın yolunu açın! şeklindeki şiarın kullanılması ise; mimarlık toplumu ve İstanbul'un mimarlık ve kentsel değerlerine sahip çıkan çevreler ve İstanbul'un uygar bir geleceğe taşınması için çaba gösteren kesimler tarafından 'Yağma Projeleri' olarak nitelenen ve engellenmeye çalışılan Haydarpaşa Limanı, Galataport, Tarlabaşı, Haliç ve Balat gibi dönüşüm girişimlerinin önünün açılması çabasının profesyonel beklentiler içerisinde dile getirilmesinden başka bir şey değildir."

Orhan ŞAHİNLER
Odaya yönelik bu tavır bürokrasi ve siyasete malzeme edilmemeli

Mimarlar Odası'nın 50'yi aşkın yıldır sürdürdüğü önemli bir geleneği, kamu haklarını ve toplum yararını meslek alanında yaşatma çabasıdır. Bu yaklaşımı, bir kamu kurumu olan Mimarlar Odası'nın topluma ve meslektaşlara karşı temel sorumluluğudur. Meslek alanına sadece iş ve uygulama çerçevesinde bakmak kanımca yetersiz hatta hatalı bir tutumdur. O nedenle bu karşı duruşu onaylamadığımı, Odamızın kamu otoritesi ve sermaye karşısında bir tür güç kaybı saydığımı belirtmeliyim. Odaya karşı geliştirilen bu tavrın siyasi otoriteler ve bürokrasi tarafından kullanılmasını, toplumun çıkarları ilkesi karşısında gelişebilecek ciddi bir tehlike olarak görüyorum."
Haberin fotoğrafları