kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 2 Şubat 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
İsviçre’nin dağ yollarında...

Bisikletliye dağlar vız gelir

Hollanda'yı geçtik ve Belçika'ya girdik. Hollanda'yı 10 günde geçtik. Bu arada istediğimiz şehirlerde durduk ve arkadaşlarımızı ziyaret ettik. Belçika'da daha çok kaldık. İlk tepelere orada rastladık. İlginç bir tecrübe oldu bize çünkü turun ilk kısmında tepeler sadece yüzde 7 oranındaydı. Bu rakamı görünce ağlamaklı oluyordum, özellikle de yokuş aşağı inerken çok zorlanıyordum çünkü bisikletlerin yükü çok ağardı ve frenlemekte zorlanıyorduk. Daha sonra ise yüzde 15'lik iniş çıkışları rahatlıkla geçmeye başladık.

- Belçika'dan sonra?
- Belçika'dan Fransa'ya geçtik. 'Tour du vin' dedikleri şarap bağları bölgesini gezdik. Çok güzel kasabalardan geçtik. Bisikletliler için de her şey düşünülmüş. Mesela yol üstünde her yerde su çeşmeleri vardı. Bisikletliler için su çok önemli. Sonra Almanya'nın köşesinden geçip İsviçre'ye geldik. Her an çoban Peter ve Heidi her taraf yemyeşil ve dağlarla kaplı. Dağları bisikletle geçmek çok zor olmasına rağmen artık kendimize güveniyorduk. Bir buçuk aydır yollarda olmamız bize çok güven kazandırmıştı; hele de Alpler'i bisikletle tırmandıktan sonra. Bu noktada bisikletin artık iyice kanımıza girdiğini anladık. Bütün eşyalarımızı taşıyarak kendi gücümüzle gidebiliyor olmak inanılmaz bir his. Daha sonra Avusturya'ya geçtik. Orada ekoturizme çok önem veriyor ve bisikleti de ekoturizmin bir parçası olarak pazarlıyorlar. Tüm ülkede yediden 70'e kadar herkes bisiklet turu yapıyor. 10-15 kişilik aileler düşünün, köpekleri dahil herkeste bir bisiklet ve geziyorlar. Sistem bu turlara göre kurulmuş. Mesela bir köye varıyorsunuz, her şey bisikletçilere göre ayarlanmış, tam bisiklet cenneti! Avusturya'dan Macaristan'a kadar bisiklet yolu ile gittik. Ailevi nedenlerden dolayı da Budapeşte'den Türkiye'ye uçakla dönmek zorunda kaldık.