kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 15 Ocak 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

'Başörtüsü, siyasi simge olsa da suç sayılamaz'

BÜLENT AYDEMİR ANKARA
Erdoğan, başörtüsü ile ilgili şöyle dedi: Siyasi simge olarak takmayı da suç kabul edebilir misiniz? Simgelere, özgürlüklere yasak getirebilir misiniz? Anayasa içinde bu işin çözümü arzumuzdur..
Başbakan Tayyip Erdoğan, "Medeniyetler İttifakı" forumu için gittiği İspanya'da, "türban" ve Türkiye'deki türban yasağının kaldırılması konusunda çarpıcı değerlendirmeler yaptı. Erdoğan, siyasi bir simge olarak değerlendirilse bile türban takmanın suç sayılamayacağını; simgelere ve özgürlüklere yasak getirilemeyeceğini belirtti ve bu sorunu yeni anayasada çözmek istediklerini söyledi. Erdoğan, kendisine yöneltilen, "Siz İslamcı bir parti misiniz?" sorusu üzerine ise "İslamcı partiayakkabı tüccarlığı" benzetmesi yaptı. Erdoğan, İspanya'nın en büyük özel haber ajansı olan Europa Press'in konuğu olarak katıldığı kahvaltılı toplantıda, yabancı gazetecilerin sert sorularına bile net yanıtlar verdi. Erdoğan'ın mesajları şöyle:

* İslam İslam'dır, yaşanır veya yaşanmaz. Müslüman Müslüman'dır, yaşar veya yaşamaz. Bir kişi 'Ben Müslümanım' derse biz de onu tanırız. Bu Müslümandır deriz. Yaşar, yaşamaz o bizi ilgilendirmez. Partimin içinde nasıl başörtülü varsa diğer partiler içinde de var, CHP'de de var. Hepsinin siyasi tercihidir bu. Dininin bir gereği olarak başını örttüğüne inanıyoruz. Ama zorla şu söyleniyor. 'Sen bunu siyasi simge olarak takıyorsun' deniliyor. Hayır, 'ben bunu siyasi simge olarak takmıyorum. Dinimin gereği olarak takıyorum' diyor. Velev ki bir siyasi simge olarak taktığını düşünün. Bir siyasi simge olarak takmayı da suç kabul edebilir misiniz? Simgelere, sembollere, özgürlüklere yasak getirebilir misiniz? Yani oradan da bu işe girseniz bir yanlış yapılmaktadır. Özgürlükler noktasında dünyanın neresinde böyle bir yasak var? Bugün ABD'de, Avrupa'da rahatlıkla üniversiteye başı örtülü kızlar gidiyor. Ama halkının yüzde 99'u Müslüman olan bir ülkede böyle bir sıkıntı yaşanıyor.

'ANAYASADA ÇÖZÜM'
*
Buradaki sorumluluğumuzun farkındayız. Bunu bizler en yakın zamanda çözeceğiz. Çünkü millet bu sorumluluğu verirken, özgürlükler noktasında bu haklarını, haklı olarak istiyor. Sadece Anayasa Mahkemesi'nin yorumuyla bu iş engellenmişti. AİHM'nin de hükümete yorum sağlayan kararı vardı. Ülkemizde ağırlıklı olarak medya bir çorap örmeye çalıştı, buna devam ediyor. Anayasa içinde bu işin çözümü arzumuzdur. Öyle çözelim ki herhangi bir gerginliğe zemin hazırlamasın. Onun için bunun zeminini geniş tutuyoruz. Avrupa'da her üniversitede rahatlıkla başörtülü olarak gidip okunabiliyor. Bu düzenlemeyle eğitim özgürlüğü noktasında sıkıntıyı aşacağız.

* Her şeyden önce İslamcı ifadesini anlamak mümkün değil. Bir defa biz din kökenli bir parti değiliz. Bunu partimizi kurarken açıkladık. Din üzerinden siyaset yapmayı asla kabul etmiyoruz. 'Siz Müslüman demokrat olamaz mısınız?' dediler. 'Hayır' dedik. Biz Müslüman demokrat olarak kendimizi ifade edersek, İslam üzerinden siyasi rant sağlamış oluruz. Çünkü İslam'ın kendi gücü var o zaman yanlışlar yapabiliriz. Dinimizin ilkelerinde yanlış söz konusu değildir. Siyasetin yanlışlarını dinimize fatura edemeyiz dedik. İslamcı parti olmayı kabul edersek bu adeta tüccarlığa, esnaflığa benzer. Aklınıza ne gelirse; ayakkabıcı, şucu bucu gibi bir şey. Bu çirkin bir şey. Bizde İslamcı olmaz, bizde Müslüman olur. Bir Müslüman da dinin gereğini yerine getiriyorsa ona bizde dindar denir. Dinini az yaşar, çok yaşar bizim sorunumuz değil.

İHRAÇ GAYRETİMİZ YOK
*
(İslam deneyimini alırsak, sizin parti deneyiminize bakarsak, demokrasinin olmadığı diğer Müslüman ülkelere böyle bir modeli ihraç edebilir misiniz?) Bizim siyaset ihracı diye bir gayretimiz yok. Demokrasi ihracı diye bir gayretimiz yok. Türkiye'deki gelişmeleri benimseyen ve olumlu yaklaşan ülkeler var. Bizim de bu noktada kapılarımız zaten herkese açık. Ama böyle bir ihraçta bulunmak, böyle bir gayret içerisinde olmadık, olmayız.