kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 24 Kasım 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Bizim Beowulf'umuz Oğuz Kağan Destanı

Beowulf gibi bugün de yoğun biçimde okunan ve yine pek çok öğrencinin korkulu rüyası olan Oğuz Kağan Destanı'nın da acaba böyle büyük bir filmi yapılacak mı peki? En eski ve en büyük Türk destanı sayılan Oğuz Kağan, milattan önce 209 ve 174 tarihleri arasında yaşamış Hun hükümdarı Mete'nin hayatını anlatıyor. Beuwolf'un özgün halini eski İngilizce'ye aşina olmadan okumak ne kadar imkânsızsa, Oğuz Kağan'ı anlamak da sırf günümüz Türkçesini bilen biri için mümkün değil. "Men sinlerge boldum kagan / Alalıng ya takı kalkan / Tamga bizge bolsun buyan / Kök böri bolsıngıl uran / Temür çıdalar bol orman / Av yirde yürüsün kulan / Takı taluy takı müren / Kün tuğ bolsın kök kurıkan" dizeleri "Ben size oldum kağan / Alalım yay ve kalkan / Damga bize olsun alamet / Bozkurt olsun naramız / Demir mızraklar olsun orman / Av yerinde yürüsün kulan / Daha deniz daha nehir / Güneş tuğ olsun gök çadır" olarak çevriliyor. İlk el yazması Beowulf'tan iki yüzyıl kadar sonra, 13. yüzyılda Uygur Türkçesi'yle yazıya geçirilen Oğuz Kağan Destanı'nda Oğuz bir canavara karşı savaşır, ışıklar içinde gökten inen bir kızla evlenir. Bozkurt'un rehberliğinde çıktığı yolculukta Oğuz Kağan'ın karşısına tıpkı Beowulf gibi birçok canavar çıkar. Oğuz Kağan Destanı, Türk milliyetçileri tarafından baştacı ediliyor.