kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 15 Eylül 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
26 yıllık evli Celal ve Şebnem Çapa’nın bir kız, bir de erkek iki çocukları var.

'İlk günlerdeki gibi sabrım yok'

01.09.2007
-Hayatta sürekli değişim içindeyiz. Ağzımıza koymadığımız bir yemek 10 yıl sonra en sevdiğimiz yemek haline gelebiliyor mesela. Genç yaşta adım attığınız bu evliliğin ilk günleriyle bugünlerini karşılaştırdığınızda, kendinizde ve birlikteliğinizde değişen ne var? - Ş.Ç: İlk günlerdeki yumuşaklığım, sabrım yok artık. Şimdi Celal daha yumuşak, ben daha sert mizaçlı oldum. - C:Ç: Bu yeni dengeden memnunuz.

- Birbirinize tahammülünüzün azaldığı zamanlarda da birbirinizi iyi anladığınızı düşünür müsünüz? - Ş.Ç: Bir şey oluyor, münakaşa ediyoruz ama o gece o problemi mutlaka çözüyoruz. Ertesi gün küs uyanmamaya çalışıyoruz. Benim ondan özür dilemem gerekiyorsa, özür dilerim. Onun yapması gerekiyorsa, o özür diler. Daha çok yeni, magazin basınında çıkan abuk sabuk şeyler yüzünden üzüldüm, sinirlerim bozuldu. Ama basın ilişkimizi yıpratamadı. Şimdi de çocuklarımızla uğraşıyorlar. Çocuklarımı göz önünde bulundurmak istemedim. Kısmen başardığımı düşünüyorum. Bakıyorum çevreme, kızım 20, oğlum 23 yaşında. Örnek çocuklar yetiştirdiğimizi düşünüyorum. Onlara her evliliğin anne-babalarında gördükleri gibi olmadığını, gittikçe zorlaştığını anlatmaya çalışıyorum. Çevre çok dejenere oldu. Hayatta olduğum sürece çocuklarımı koruyacağım. Çocuklarım eve gelmeden uyuyamam. İstanbul'da oldukları zaman mutlaka evlerinde uyurlar. Kızıma güvenim sonsuz ama Ceylan'ın arkadaşlarını mutlaka tanımak, bilmek isterim. Çocuklarıma kendilerini kullandırtmamalarını öğütlüyorum. Evlilik bir oyun değil. - C.Ç: Güzel, gece bekçisi karım benim. -

Çocuklarınıza, bu yaşa gelmelerine rağmen 'Kesinlikle uzak durun' dediğiniz ne var? - C.Ç: Yurtdışında yaşıyorlar. Bu yüzden kendi lisanımızla çevreye, kötü alışkanlıklara, arkadaşlarına dikkat etmelerini söylüyoruz. Ayakları yere bassın istiyoruz. Benim çevrem dahil bir sürü insan için hem gece hayatında olup, hem uyuşturucu kullanmamak garipti. Biz çocuklarımıza gece hayatında olup bunlardan uzak kalınabileceğini, aile hayatımızda gösterdik. Mesela kızım da içki içmiyor, hoşuma gidiyor bu. Oğlum araba kullanmıyor. Ama mecbur ettim kullanmaya, hayat bunu gerektiriyor diye. Bizden ne görürlerse onu yapıyorlar. -

Yakın çevrenizde sizinki gibi uzun süreli evliliği olan pek çok arkadaşınız patır patır boşanıyor. Sizce bunun sebebi ne? - Ş.Ç: Göze batan bir çevrenin insanlarıyız, etrafıma baktığımda ne yazık ki şunu görüyorum: Kimse kimseye sahip çıkmıyor, komşuluk ilişkileri bittiği gibi, yapıcı katkı sağlayan arkadaşlık ilişkileri de kalmadı. İnsanlar mutsuz. Mutsuz olan insanlar da huzursuzluk vermekten mutluluk duyuyorlar. Kendi aile hayatlarında da böyle. Bazen Celal'e "Burada ne işimiz var? Bir tek evli çift biz kalmışız," diyorum. Öyle arttı ki ayrılmalar, üzülüyoruz. Yeni evlenen çiftlerin çok farklı olduğunu görüyorum. En ufak bir sabır, tahammül göstermiyorlar. Küçük bir münakaşada ayrılmaya karar veriliyor. Her cümlenin başında 'ben' geliyor.

- 'İlişkimizi gözden geçirelim' dediğiniz zamanlar oldu mu hiç? - C.Ç: Bir şeyi gözden geçirmeye başlarsanız, sonu iyi olmaz. Birlikteliğimizin başında benim aldığım önemli kararlar var. Annesiyle babası ayrılmış bir çocuk olarak yetiştiğimden, evlilik hakikaten kutsal benim için. Hele hele çocuklarım, annesiyle babasının ayrılık acısını tatmamalı. Tabii ki büyük hatalar olmadığı müddetçe... Her zaman karıma söyledim bunu. Şebnem bana verilen bir şanstı!