kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 11 Eylül 2007, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
MUHARREM SARIKAYA

Baykal: Taban ferahladı

CHP lideri Deniz Baykal, partinin kuruluş yıldönümü dolayısıyla gerçekleşen Anıtkabir ziyaretinden mutlu.
Mutluluk bir yana, duygu dolu sevinç içinde...
Yıllardır bir siyasi olarak tanıdığım, defalarca konuştuğum Deniz Baykal'ın, ilk kez duygusallaştığına tanıklık ediyorum...
"Resmi rakama göre Anıtkabir ziyaretimize 178 bin kişi katıldı" diye söze başlıyor.
İktidarın yüzde 46.6 oy aldığı, içinden birini Çankaya'ya çıkardığı dönemde, CHP'nin kuruluş yıldönümüne bu kadar çok sayıda kişinin katılımına şu yorumu getiriyor:
"Ben bunu toplumdaki karamsarlık ortamından çıkış anı olarak görüyorum. Ortada CHP diye bir olgunun varlığının kabulü; yaşananlara tepki olarak CHP'nin sahiplenilmesi olarak görüyorum. Gelemeyip o katılımı görenler telefonla arıyor 'ferahladık, rahatladık' diyor..."
Anıtkabir ziyareti için herhangi bir kampanya veya hazırlık yapmadıklarını da anımsatıyor.
Sadece parti örgütlerine "katılımda bulunun" çağrısıyla yetindiklerini vurguluyor.

Siyasi kültür
Baykal, bu aşamada bir hoşnutsuzluğunu da dile getiriyor.
Açılışlar, törenler, kutlamalarda sürekli kargaşa ortamı yaşandığını belirtip şu tespiti yapıyor:
"Siyasi kültür bakımından hala oturtmakta başarılı olamadığımız bir eksikliğimiz..."
Buna karşın memnuniyetini sürdürüyor:
"Bu, içinde bulunduğumuz siyasi dönemde bir birikimin her an kendisini göstereceğinin kanıtı; Cumhuriyet mitinglerinin ruh hali..."
Cumhuriyet mitinglerine de milyonlarca kişinin katıldığını, seçim sonucunun ise bunun tam tersi çıktığını anımsatıyorum.
"Seçim ayrı bir olay" itirazında bulunup devam ediyor:
"Biz demokrasi açısından önemli bir duruş gösterdik. İktidar ise organizasyon yaptı, kömür, gıda, cep telefonu dağıttı. İçi boşaltılmış bir demokrasi anlayışı var; bunun adı yozlaşmadır..."

Madde 152...
Sonuçta iktidarın seçimi kazandığını, yerel seçimde de aynı sonucun çıkması halinde ne yapacaklarını soruyorum.
Belli ki hazırlıklı.
Seçimlerin Temel Hükümlerine İlişkin Kanun'un 152'nci maddesini bulup okumamı öneriyor.
Masada duran seçim kanunları kitabını açıp maddeyi okuyorum.
Bir kişi kendisine veya başkasına "oy veya tercih işareti verilmesi için menfaat verir veya resmi, özel hizmetler vaat ederse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır" hükmünü getirdiğini söylüyorum.
"İşte kanun ortada, bu yasak delindi" diyor.
Bazı kişilerin ülke yerine, kişisel çıkarlarını düşünerek hareket ettiğini, sonunda pişmanlık içinde olduğunu iddia ediyor.
Ardından dikkat çekici şu sözü söylüyor:
"Seçimi kazanmak vaadi ile Türkiye kaç para harcamaya değer? Milyonlarca dolar harcandı. Türkiye'de bir fay hattı yaratılıyor; asıl tehlike burada..."
CHP yönetimi Anıtkabir'de iken, Genel Merkez önünde Mustafa Sarıgül'ün eyleminin olduğunu anımsattığımda ise sesindeki duygusallık, kararlı bir tona dönüşüyor. "Bırakın bu işleri, ben onlarla ilgili değilim" deyip telefonu kapatıyor.