kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 5 Eylül 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
MUHARREM SARIKAYA

Diyarbakır savaşı...

SORU şu: Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in hükümete karşı "İlan edilen savaş için hodri meydan diyoruz" sözü DTP içinde hoş karşılandı mı?
DTP temsilcilerinin kendisini kollayan açıklamalarına bakılırsa, "evet" yanıtı verilebilir.
Ancak, işin içyüzü yansıdığı gibi değil.
Çünkü, parti yönetiminden bazıları Baydemir'e uzun süredir kaş çatıyor.
Gerekçesi de açık:
"Diyarbakır'da yerel seçimde yüzde 67.5 oy almışken, genel seçimde yüzde 42.5'e indik. Nedeni belediye..."
DTP yönetimi, belediye başkanlarının iyi hizmet veremediği inancında.
Aslında gerekçesi belli; işe alınanlarda, "hapiste yatıp çıkmak, dağ kadrosundan gelmek veya akrabası bulunmak liyakat ölçütü olunca" ne hizmet alınıyor, ne de veriliyor.
DTP yönetimi de bir süre önce yaklaşan yerel seçimleri dikkate alarak, belediyelerini gözlem altına alma kararına varmış.
İlk sıraya da Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi konulmuş.

Türk'ün konuşması
Baydemir'in dünkü çıkışının gerisindeki neden buna bağlanabilir mi?
Yani, konuyu "savaş" boyutuna çekip, tabanında "mücadelesinde yalnız bırakmayalım" duygusunu yükseltme gayreti olabilir mi?
Tahmin zor...
Ancak, önceki günkü tabloya dönüp bakmakta yarar var...
DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, Meclis Genel Kurulu'ndaki ilk kapsamlı konuşmasını hükümet programı üzerinde yapmış.
Konuşmasının ağırlıklı bölümünü, doğa, su, yeşil, arkeoloji, tarih, sosyal yaşam; özetle insan üzerine odaklamış.
Avrupa'daki herhangi bir "yeşiller" partisinin söylemlerine paralel sözler söylemiş.
Ertesi gün medyaya Türk'ün söylemi yerine, Baydemir'in sözleri oturmuş.
DTP'deki kaş çatıklığı da bu noktada başlıyor:
"Genel Başkan'ın Meclis'te açılım yaptığı gün, Baydemir'in bu çıkışının anlamı ne? Hangi partinin belediye başkanı siyasi tartışmanın odağında?"
DTP'den gelen sorular arzulanan değişimin zorluğunu ispata yetiyor.