kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 11 Eylül 2007, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
ERGUN BABAHAN

TÜSİAD ve hükümet

Türkiye'de son beş yıl içindeki istikrarlı gidişattan herkes iyi-kötü nasibini aldı.
Enflasyonun düşmesi ücretlileri çok rahatlatmasa da bir denge sağladı.
İş dünyası da bu ortamda geçen beş yıla göre çok daha iyi duruma geldi.
Ama en çok kim bu ortamdan yarar sağladı dersek "TÜSİAD üyesi işadamları" cevabını vermek gerekir.
TÜSİAD'ın büyük patronları gerek yabancı ortak alarak, gerek bir kısım varlıklarını astronomik fiyatlarla satarak, gerekse dış kaynak bulup yatırım yaparak hızla büyüdü.
Yine de TÜSİAD'ın gidişattan rahatsız olduğu anlaşılıyor.
MÜSİAD ise iktidardan gayet memnun olduğunu açıklıyor.
İki işveren kuruluşunun iktidarın icraatlarına yönelik farklı farklı tepki vermesi yadırgatıcı gibi görünüyor ama aslında öyle değil.
Çünkü ilk neden kültürel.
TÜSİAD, iktidarın dünya görüşü ve muhafazakarlığından çok hoşlanmayan, daha Batı tipi davranış ve kıyafet modunu benimsemiş insanlardan oluşuyor.
İktidarın yaşam biçiminden, kıyafet biçiminden çok hoşnut değiller.
İkincisi, bugüne kadar olduğunun aksine, iktidarın yakın çevresi içinde fazla yer alamıyorlar.
Üçüncüsü ise Anadolu'nun hızlı yükselişinden rahatsızlar.
Bu açıdan bakıldığında TÜSİAD'ın rahatsızlığı özünde sınıfsal.
Kendi
üyelerinin hem iş, hem yaşam alanını savunmaya yönelik tepki veriyorlar.
Anadolu sermayesi güçlenmeye devam edip, özellikle İstanbul'da boy göstermeye devam ettikçe bu tepkinin dozu daha da artacaktır.
SABAH, AK Parti'nin ilk seçim zaferine "Anadolu İhtilali" derken bu gelişmeye daha ilk günden teşhis koymuştu.
Anadolu'nun yükselişi Ankara bürokrasisine olduğu kadar, İstanbul sermayesine de karşıdır.
Önümüzdeki döneme damgasını vuracak gerilim kaynaklarından biri de bu olacaktır.
SABAH'ın ihalesi de bunun en büyük göstergelerinden biri olarak görülüp değerlendirilmelidir.