kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 10 Ağustos 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
ERDAL ŞAFAK

Yeni Türkiye'ye doğru

Şiir okumayı seven Başbakan'dan sonra şiir yazmayı seven, yani şair bir Meclis Başkanımız oldu.
1961 tarihli bir şiirinde "Hürriyeti gördüm geçenlerde / Konuştuk uzun uzun / Sonra / Kız terketti gitti beni / Hayal meyal hatırlıyorum şimdi / Rüzgarda bayrak gibi uçan / Beyaz siluetini" diyen AK Parti Zonguldak Milletvekili Köksal Toptan, Meclis Başkanlığı'nda Atatürk'ün 21'inci halefi oldu.
Toptan'ın siyasi yelpazenin Meclis'teki temsilcilerinin ezici çoğunluğunun oylarıyla ilk turda seçilmesi Türkiye'de yeni bir dönemi müjdeliyor.
Başbakan Erdoğan'ın 22 Temmuz gecesi "Türkiye'nin önündeki sorunların üstesinden gelebilmesi için öncelikle kutuplaşma ortamının geride bırakılması ve yerine bir normalleşme ve yumuşama ikliminin hakim kılınması gerekiyor" taahhüdüyle işaret ettiği yeni dönemi.
CHP lideri Baykal'ın "Uyum, uzlaşma ve bütünleşme" sözcükleriyle anlattığı yeni dönemi.

Tarihin kavşağında
Biz bu yeni dönemin tüm siyasal aktörlerini tarihin en parlak sayfalarında ölümsüzleşmeye aday olarak görüyoruz. Hepsi misyonlarının ve sorumluluklaraının gereğini yerine getirirlerse, 4-5 yıl sonra bambaşka bir Türkiye'nin doğacağına inanıyoruz.
Korkularını genlerinden silip atmış bir Türkiye...
Felaket tellallarının vesveselerinden, komplo teorilerinden kurtulmuş bir Türkiye...
Farklılıklarını zenginlik olarak gören bir Türkiye...
Alt kimliklerini eşsiz mozayiğinin vazgeçilemeyecek parçalarına dönüştürmüş bir Türkiye...
İç barışını sağlamış, enerjisini ve kaynaklarını halkın refahına yönlendirmiş bir Türkiye...
Topluma deli gömleği giydiren 1982 Anayasası'ndan kurtulmuş bir Türkiye...
Atatürk'ün başlattığı modernleşme projesini toplumun tüm kesimlerinin el ele, coşkuyla götürdüğü bir Türkiye...
Herkesin, her bireyin toplumda, devlette ve demokratik ve laik Cumhuriyet'te yerini bulduğu bir Türkiye...
Siyasetin tümüyle sivilleştiği, geçmişi ile bugününü yeniden birleştirmiş, sosyolog Nilüfer Göle'nin ifadesiyle, "Gelenekleri ile modernitesini barıştırmış" bir Türkiye...
Erdoğan'ın koyduğu milli gelirin 10 bin dolara çıkarılması hedefine ulaşmış bir Türkiye...

Zengin ve demokrat
Zaten o hedefin yakalandığı gün Türkiye çağ atlamış olacak. Çünkü tüm siyasal bilimciler ve iktisatçılar, demokrasinin kökleşmesi ve geriye dönüşü olmayan yola girmesi için, milli gelirin en az 7.500 dolar eşiğini aşması gerektiğini belirtiyorlar. Bugün milli geliri 6 bin doların altında olup demokrasiyle yönetilen sayılı ülkelerden biri olmakla övünüyoruz. O gün geldiğinde Türkiye demokrasinin zenginleştirdiği ülkeler grubuna katılacak.
Ve yine o gün geldiğinde ne laiklik tartışmaları kalacak, ne o tartışmaların ürettiği gerilimler. Çünkü üstad Çetin Altan'ın dün NTV'deki röportajında vurguladığı gibi, "Yoksul adam laik olmaz. Yoksulluğunun tesellisini dinde, cennet vaadinde arar. Zenginleşince de sen 'Laik olma' desen de laik olur."
Hiç kuşkumuz yok; cumhurbaşkanı sorunu da, Türkiye'nin bu büyük hayallerini örselemeyecek bir şekilde sonuçlanacak, 60'ıncı hükümet de bu yeni tabloyu ve yeni umutları yansıtacak.
Başbakan Erdoğan, 59'uncu Hükümet Programı'nın girişinde "Hükümet etme mantığı"nı anlatırken şöyle diyordu:
"Bizim yeni siyaset anlaşımıza göre, siyaset bir uzlaşı alanıdır. Siyasi otoritenin sınırlandırılması düşüncesi, siyaset kavrayışımızın en ısrarlı olduğu argümanlardandır. Bu çerçevede hükümetin rolü, topluma tercihler empoze etme gücünü ele geçirmek olmayıp, barışı, anayasal düzeni ve adaleti korumakla sınırlıdır."
Geçen 4 yılda bu soylu görüşler pratiğe yeterince yansımadı. Bu kez mutlaka...
Şiirinde "Ama ümidimi kaybetmedim / Eminim yine bana dönecek birgün Hürriyet" diyen Toptan kadar umutluyuz.