Başbakan'dan Iraklı liderlere sert çıkış

Başbakan Tayyip Erdoğan, TRT 2'de gündeme ilişkin soruları yanıtlarken mesajlarını ağırlıklı olarak PKK terörüne karşı mücadele ve sınır ötesi tartışmalar konusunda verdi. Başbakan, teröre karşı mücadelenin diplomasi ve güvenlik boyutu olduğunu belirterek "Terörle yatıp terörle kalkıyoruz. İşin güvenlik boyutu, diplomasi boyutu var. Biz Güneydoğu'da hiçbir dönemde yapılmamış yatırımları yaptık. Kürt vatandaşlarımızın üzerinde büyük spekülasyonlar yapılıyor. PKK terör örgütü benim Kürt orijinli vatandaşlarımın temsilcisi, koruyucusu olamaz. Mayını bombayı attığı zaman Kürt ve Türk vatandaşım da gidiyor. Bütün etnik unsurlar ben TC vatandaşıyım diyebilmeli" dedi. Erdoğan, en sert tepkiyi ise Irak hükümet yetkililerinin, terör konusunda Türkiye'yi hedef alan açıklamalarına gösterdi. Erdoğan konuşmasında "Kerkük'te, bizim Türkmenlerin oturduğu bölgeye yapılan saldırı bizi ciddi manada üzmüştür. Buna karşı en sert tepkiyi vereceğimizi söyledik. Bunun birinci derece sorumlusu Irak merkezi hükümettir. Bu açıklamalar bizim için geçerli değildir. Bazılarının ağızlarından çıkanı kulaklarının duyması lazım. Konuştukları ülke Türkiye" dedi.

'ABD'DEN İZİN ALMAYIZ'
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül ise atv Ana Haber'de Ali Kırca'nın sorularını yanıtladı. PKK terörüne karşı ABD'nin de sorumluluğu olduğunu hatırlattı ve "Madem ki o toprakları kontrol ediyor. 'Ben sadece Bağdat'la ilgilenirim, K. Irak'la ilgilenmem' deme hakkı yok" diye konuştu. Gül, "Terörle mücadeleyse böyle bir mücadelede ABD'nin sorumluluğu vardır ve bu sorumluluğu yerine getirmesi lazımdır. Biz terörle mücadeleyi hiçbir zaman ABD'ye havale etmiyoruz. Kendimiz bu mücadeleyi sonuna kadar veririz. Ama onun da bu mücadelede yardımcı olma sorumluluğu var. Biz bu konudaki kararımızı kendimiz veririz. Verdiğimiz kararı engellemeye kimsenin gücü yetmez, kimseden izin de almayız. Amacımız Irak'ı istikrarsızlığa sürüklemek değil. Terör faaliyetlerini onlar önleyemiyorsa biz önleriz. ABD ile aramızda bu konuda tam bir görüş birliği yok. Kendi doğrularımız neyse onu yapacağız" dedi.