kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 2 Temmuz 2007, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Reto Wittwer

Kempinski, rotasını Anadolu'ya çevirdi

MELTEM ERSOY
Kempinski'nin CEO'su Reto Wittwer, "Bundan sonra odağımız sadece İstanbul'da büyüyen rezidans talebi değil. Ankara ve diğer illerdeki projeler de radarımızda" dedi..
Dünyada lüks otel işletmeciliği ve yatırımcılığında marka haline gelen Kempinski, Çırağan ile girdiği Türkiye pazarında yeni fırsatlar arıyor. Portföyüne Belek ve Bodrum'u da katan, İstanbul'da ayrıca bir de rezidansın işletmeciliğini alan Kempinski'nin CEO'su Reto Wittwer, dünyada ilk kez İstanbul'da rezidans işletmesi işine girdiklerine işaret etti. Şirketi yaklaşık 10 yıl önce yeniden ayağa kaldıran isim olarak bilinen Wittwer, "Bizi ilgilendiren sadece İstanbul'da her geçen gün büyüyen rezidans pazarı değil, Ankara ve diğer illerde miks projeler de ilgi alanımızda" dedi. 2010 yılına kadar otel sayısını 100'e çıkarmayı hedefleyen, uygun gördüğü pazarlarda otel işletmeciliği kadar rezidans işletmeciliğine de odaklanmayı planlayan şirketin CEO'su Wittwer, SABAH'ın sorularını şöyle yanıtladı:

BÜYÜMEYE ODAKLANDIK


* Öncelikle, Kempinski sizin yönetimiz altında neredeyse iflastan dönerek başarıya ulaştı. Bu süreçte neler etkili oldu? 1998-2000 yılları arasında, özvarlık oranımızı artırarak şirketimizin bağımsızlığını ve ayakta kalmasını sağlamaya yoğunlaştık. Bunu gayrimenkul varlıklarını ana yapıdan ayırıp, ayrı bir yapı altında toplayarak yaptık. 2000-2006 arasında Alman piyasasına olan bağımlılığımızı azaltabilmek için fırsatları değerlendirdiğimiz bir büyümeye odaklandık. 2006 sonu itibarıyla işletmelerimizin sayısını 23'ten 58'e çıkarttık.

* Bu süreçte girip de pişman olduğunuz pazarlar oldu mu? 2007 yılından itibaren, fırsatları değerlendirdiğimiz büyüme stratejisinden, daha nitelikli olarak tanımlayabileceğimiz "seçici büyüme" stratejisine geçtik. Portföyümüzün tamamını gözden geçiriyoruz. Bu değerlendirme sonucunda kriter standartlarımıza uymayan 10 otel önümüzdeki 1 yıl içinde portföyümüzden çıkacak. Benzer bir gözden geçirme, hizmet ve ürünlere de uygulanacak. Böylece 2010 yılı için belirlediğimiz Kempinski'nin "kişiye özel lüks" kavramı ile eş anlamlı olarak anılması hedefine ulaşmak istiyoruz.

SALT REZİDANS İSTEMİYORUZ

* Bundan sonra büyüme için belirlenen bölgeler nereler? Kempinski portföyüne kattığımız yeni özellikler konusunda gitgide daha seçici davranmaya başlıyoruz. Hem Asya hem de Ortadoğu'da lüks otelcilik alanında çok başarılı bir önderlik gerçekleştirdik. Ancak, portföyümüzün coğrafik açıdan dengeli kalması gerektiğinden, gelişmemizin odak noktası artık Avrupa.

* Bu strateji içinde Türkiye nerede duruyor? Avrupa ve Asya'yı birbirine bağlayan Türkiye'de üç prestijli mülkiyetin işletmesine sahibiz: İstanbul'da Kempinski Hotel Çırağan Sarayı, Bodrum'da Kempinski Hotel Barbaros Bay ve Belek'te Kempinski Hotel The Dome. Türkiye'nin başkenti olarak Ankara elbette ilgimizi çekiyor. Ancak, başka bölgelerde de projelerle ilgilenebiliriz. Salt rezidans olarak Türkiye'de yeni bir planımız yok. Ancak beş yıldızlı lüks otel ve rezidans miksini birlikte barındıracak yeni projeler karşımıza çıkarsa, bu ilgimizi çeker.

* İstanbul'da rezidans işletmesine girdiniz. Talebin süreceğine inanıyor musunuz? Pekin, St. Moritz, Estepona ve Malta'da birkaç yıldır rezidans işletmesi işindeyiz. Ancak bu rezidanslar, otellerimizin bir yan ürünü olarak aynı bünyeden yönetiliyordu. İstanbul'daki Kempinski Residences Astoria'nın özelliği ise bağımsız bir rezidans işletmesi olarak yöneteceğimiz ilk proje olması. Rezidans talebinin arttığı İstanbul, rezidans işine odaklanmamız açısından son derece uygun bir pazar. Buna paralel olarak rezidansı ayrı bir iş kolu olarak yapılandırdık.