kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 23 Haziran 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Cündübeyoğlu’nun kızı Duru, çok hareketli bir çocuk.

'Duru, hayatımın miladı oldu'

Güzel ve başarılı oyuncu Ebru Cündübeyoğlu, şu sıralar minik kızını büyütmekle meşgul. Hayatının 'Duru'dan önce' ve 'Duru'dan sonra' olmak üzere ikiye ayrıldığını söyleyen Cündübeyoğlu 21 aylık annelik serüvenini anlattı..
-Duru şimdi kaç aylık oldu?
- 21 aylık.

- Son 21 aydır hayatınızda neler değişti?
- Bir şeyler değil, hayatım başlı başına değişti. İnsanın hayatta bir duruşu var. Dünyaya bakış açısı var. Evlat sahibi olunca bulunduğunuz yer çok daha farklılaşıyor. Daha farklı bir boyuta, daha yükseğe çıkıyorsunuz. Oradan bakış açınız tamamıyla değişiyor. Çok daha hassas oluyorsunuz. Çocuk milat gibi bir şey insan hayatında. Duru'dan öncesi ve Duru'dan sonrası... Arzu eden herkese Allah nasip etsin.

- Hem çok güzel hem de çok zor bir şey değil mi annelik?
- Evet bir yandan da çok zor. O sonsuz sevgisi olmasa, hakikaten çok büyük bir sorumluluk. Hayatımızda hep kendimiz için bir şeyler yapıyoruz. Evlat sahibi olunca kendiniz ikinci plana geçiyorsunuz. Öncelikle hep onun için doğru olan, onun için sağlıklı olan... Attığınız her adımda hep onu düşünmeye başlıyorsunuz. İnsan bazen kendisine acımasız davranabiliyor ama çocuk söz konusu olunca sorumluluk çok fazla.

- Çalışmaya ara verdiniz herhalde?
- Öyle gibi. Duru doğduktan sonra hiç yoğun bir tempom olmadı. Eskiden bir arada birkaç dizi yapıyordum ama, çocuk olunca olmuyor. Yaptığınız işler de yarım oluyor. Çocuğun bazı dönemleri var ki, hep sizi yanında istiyor. O zamanlarda onu bırakmamak gerekiyor. Şimdi biz o dönemleri tamamlıyoruz gibi geliyor bana. Bundan sonra çalışma tempoma daha ağırlık verebilirim. Çünkü artık bazen benden kaçıyor bile. Arkadaşları daha cazip geliyor. Bir bağımsızlaşma var. Evimizin çevresi de onun için çok uygun. Yaşıtı olan çok çocuk var. Bütün gün onlarla vakit geçiriyor. Dolayısıyla annenin onun gözündeki konumu aylar ilerledikçe azalıyor.

- Duru'yla bir gününüz nasıl geçiyor?
- Ana-kız koyun koyuna uyuyoruz biz. Ben hâlâ süt veriyorum. Bu güzel tabii ama benim için çok yorucu oluyor. Emzik hiç kullanmadı. Sahicisi varken sahtesini tercih etmiyor. İki yaşına kadar faydalı olduğu söyleniyor. Ben de bunu kendime hedef belirledim. Sonra uyanıyoruz kahvaltı yapıyoruz. Kitaplarımıza bakıyoruz, oyun oynuyoruz. Aşağıda dolaşıyoruz. Banyo keyfi yapıyoruz. Öğleden sonra birlikte yatıp uyuyoruz. Uyanınca bahçeye inip dolaşıyoruz. Sonra babamız geliyor ve yemeğimizi yiyoruz. Yemekten sonra o bize oyuncak mutfak takımlarıyla çay servisi yapıyor.

- Tek başınıza mı bakıyorsunuz yoksa bir bakıcısı da var mı?
- Bakıcı değil de yardımcım var. Kendisi daha çok eşim ve bana yardımcı oluyor. Ben bakıyorum. Çalıştığım dönemlerde kuvvetli bir aile desteğimiz var. Babaannesi, anneannesi, ninesi, teyzesi çok destek oluyorlar.

- Babasıyla arası nasıl?
- Kız çocuğu olduğu için bir aşk söz konusu. Doyasıya yaşıyorlar.

- Anne sütü alması diğer gıdalarını etkiliyor mu?
- Anne sütü faydalı tabii ama artık ben çok doyurucu olduğunu sanmıyorum. Diğer gıdalara ilgisini azaltıyor galiba. Çünkü öyle iştahlı bir çocuk olduğu söylenemez. Ama ben de çocukken iştahlı değildim. O yüzden onu çok iyi anlıyorum. Yiyecek içecek konusunda çok ısrarlı bir anne değilim. Acıktığı zaman çok güzel yiyor. Ama ben, 'aman yemedi içmedi' diye paniğe kapıldığım zaman o panik beni üzmekten başka bir işe yaramıyor. Balık seviyor. Sebzeyle çok arası yok. İşte sevdikleriyle sevmediklerini birleştirerek yedirmeye çalışıyoruz.

- Duru nasıl bir çocuk?
- Çok hareketli. Ateş parçası gibi. Çok da ayrıntıcı ve dikkatli. Bir gördüğünü bir daha unutmuyor. Konuşması da gayet iyi. 21 aylık ama bıcır bıcır konuşuyor. İsteklerini dile getiriyor. Evde aile büyükleriyle kalabalık bir ortamda büyümesinin bunda etkisi var.