'Anneler ve kızlarını birlikte giydiriyoruz'

Luca Luca markasının yaratıcısı Luca Orlandi, 15 yıldır New York'ta markasını başarıyla yürütüyor. Markasının tutkunu birçok ünlü yıldız var. Tasarımcının tekstil sektöründen gelen bir aileden olması da tasarımlarının 'Made in Italy' etiketine yakışır kalitede olmasının kanıtı. Yeni baba olan Orlandi, çocuklarla ilgili bir projeye de imza attı. Garanti Bankası bünyesinde, Türkiye'nin ilk tasarım kartı olan '&club privHüseyin Çağlayan'dan sonra bu yıl yeni şeklini veren Orlandi, bu kartla çocukların eğitim ve gelişimine katkı da sağlayacak. Doğuş Grubu'nun sosyal sorumluluk platformu Doğuş Çocuk'un işbirliğiyle hayata geçirilen Luca Luca imzalı &club privTürkiye'nin önde gelen sivil toplum örgütlerine kaynak yaratacak. Orlandi, markasını ve yeni projelerini anlattı.

- Bu kart çalışması nasıl oldu anlatır mısınız?
- Ocak ayında gerçekleştirilen New York Moda Haftası'nda Garanti Bankası Pazarlama ve Marka Yöneticisi Elvan Bilge ile tanıştık. Bana Hüseyin Çağlayan'ın iki yıl önce tasarlamış olduğu kartı anlattı. Ben de yeni bir projeye sıcak bakacağımı söyledim. Baba olmaya hazırlandığım bu dönemde, çocuklarla ilgili bir şey yapmak da çok hoşuma gitti. Oğlum, hem İtalyan hem de annesinden ötürü Nijeryalı. Geleceğin, çok ırklı ve çok kültürlü dünya vatandaşlarının olacağını, bu çoklu karışımın dünya barışını sağlayacağını umuyorum. Çocukların, barış dolu bir dünya yaratmamızı sağlayacak 'gizli araçlar' olduğunu düşünüyorum. Onları eğitip doğruları öğretmek ve onları sevmek en önemli sorumluluğumuz.... Benim için de böyle bir projede yer almak gurur verici.

- Luca Luca markanıza dönersek, 15 yılı doldurdunuz. Nasıl başladınız?
- Milano'da tekstilci olan ailemin yanında eğitim gördüm aslında. Bunun da bugün yaptığım işe büyük bir katkısı olduğu şüphesiz. New York'a mastır yapmak için geldim ve Bill Blass, Oscar De la Renta gibi markaların yanında çalıştıktan sonra, 1992 yılında kendi markamı yarattım.

- Başarınızın sırrı nedir?
- Kesinlikle müşteriyle yakın ilişkilerimiz... Müşteri istekleri bizim için her şeyden önemlidir. Ve hiçbir zaman kaliteden taviz vermedik.

- Markanızın bana göre yaşı yok. Siz nasıl tanımlarsınız?
- Haklısınız, bununla da gurur duyuyoruz. Biz annelerle kızlarını birlikte giydiriyoruz. Günümüzde bu çok alışılagelmiş bir şey değil. Gençler daha trendy parçaları tercih ederken, anneler daha klasik markaları seçiyor. Halbuki, herkese hitap edebilecek tasarımlar yapmak mümkün. Bizde değişmeyen şeyler; kadınsı hatlar, kaliteli kumaş ve cesur renkler...

- İtalya'da doğup büyüdünüz ama New York'ta yaşıyorsunuz. Bir İtalyan olarak New York'u nasıl görüyorsunuz?
- New York, Amerika'dan çok, görecek, gezecek çok şeyin olduğu farklı bir şehir; göçmenlerin şehri. Belki o yüzden de kendimi evimde hissediyorum. New York'u çok seviyorum ama kimi zaman dışına çıkmak çok hoşuma gidiyor. Bir tasarımcı için çok heyecan verici bir şehir.

- İtalya'yı özlemiyor musunuz?
- Özellikle yazın çok özlüyorum...

- İstanbul'u nasıl buldunuz?
- İstanbul'a ilk gelişim ve birkaç günde Boğaz'ı, Kapalıçarşı'yı gezme fırsatı buldum. İstanbul için hissettiklerim, Tibet'e ilk gittiğimdeki hislerimle aynı. Bazı şehirlere gittiğiniz an, orası hakkında öğrenecek çok şey olduğunu hissedebiliyorsunuz. Ben İstanbul'u da yaşamak ve öğrenmek istiyorum. Bu şehir aceleye gelmez...

- Türk kadını size göre nasıl giyiniyor?
- Yeteri kadar gördüğümü düşünmüyorum. Ama sokakta çok farklı insanlar görebiliyorsunuz, tıpkı her şehirde olduğu gibi. Farklı kesimlerden, farklı zevklerden kadınları görme fırsatı buldum. Ama tıpkı New York'un uptown bölgesindeki zevkli, şık kadınlar gibi giyinen çok Türk kadın var.

- Tanıdığınız Türk tasarımcılar var mı?
- Hüseyin Çağlayan dışında bildiğim tasarımcı yok.

- Markanızın gelecek planları nedir?
- Projelerimin başında, Londra'da Luca Luca mağazası açmak geliyor.