kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 2 Haziran 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Karl Hyde (solda) Rick Smith'le çalışmaktan duyduğu memnuniyeti sık sık dile getirdi.

'Yeni sesler peşindeyiz'

Nuh KÖKLÜ
15-17 Haziran arasında gerçekleşecek 'Efes Pilsen One Love' için Türkiye'ye gelecek Underworld'ün üyesi Karl Hyde'la konuştuk..
- 25 yıldır elektronik müziğin içindesiniz. Bugün baktığınızda elektronik müzik nerelere geldi?
- En büyük ilerleme teknoloji bazında oldu. Bugün en yüksek kaliteli kayıt ekipmanlarını sağlayabiliyoruz. Artık her şeyi bir dizüstü bilgisayara sığdırabiliyor ve mobil oluyorsunuz. İnternet bizim için çok rahatlatıcı oldu. Çok sayıda insanı müziğimizden haberdar edebiliyoruz. Bu rahatlıkla daha iyi şeylerin üretildiğini söyleyebilirim.

- Bir dönem electro-clash hatta electro-pop şarkıları bile icra ettiniz? Bu türler arası geçiş sağlamanıza olanak tanıyan şey nedir?
- Hiçbir zaman saf, katışıksız bir müziğin peşinden gitmedik. Elektronikten indie müziğe kadar olan geçişimiz, bilinçli değildi sadece iki tür de enstrüman açısından ilham almak için bize uygun geliyor.

- Dubnobasswithmyheadman albümünden beri sizi diğer elektronik gruplardan ayıran en önemli özellik, hipnotize edici sözler. Elektronik müziğe bulaşmış bir William Blake, Underworld'ü tanımlamak için biraz zorlama tabir mi?
- Ben William Blake hayranı değilim. İlham kaynağım Sam Shephard ve Lou Reed olabilir. Benim çalışma metodum, şehirde yürümek ve yol aldıkça fragmanları yazmak. Ben bir çeşit empresyonistim, küçük hikâyelerle zihnimin tanımladığı özel anları işaret ederim.

- Darren Emerson'un gruptan ayrılmasının üzerinden altı yıl geçti. Bu durum grupta neleri değiştirdi?
- Yıllar içinde çok gelen giden oldu ama Darren'ın gidişi geri kalanlar için yakınlaşma, daha iyi kenetlenme imkânı verdi. 2003'ten beri istediğimiz şeyleri yapma imkânı buluyoruz, daha mutluyuz, her zamankinden daha üretkeniz. Dört film müziği, kitap ve yaptığımız diğer her şey, berebar çalıştığımız asistanlarımız sayesinde mümkün oldu. İnternet radyosu ve geçen yıl yaptığımız televizyon şovu, takımımız olmasa mümkün olmazdı.

- Sinemayla her zaman yakın temastaydınız, şimdi de Danny Boyle'ın yeni filminin soundtrack'ında görünüyorsunuz. Hangisi cezbedeci; soundtrack mı, Danny Boyle filmleri mi?
- Onu yeni yıldan hemen önce bitirdik ve hemen sonra da Anthony Minghella'nın Breaking and Entering film müziğini yaptık. Her zaman filmleri sevdik. Sanırım, Rick benden daha çok filmleri seviyor ama soundtrack'lere çocukluğumuzdan beri deli oluruz.

- En sevdiğiniz 20 şarkı arasında Arvo Part'ın Tabula Rasa'sı da var. Bu kadar zor ve farklı şarkı ne ifade ediyor? Bir de şu sıralar kimleri dinlemekten hoşlanıyorsunuz?
- Arvo, Estonyalı harika bir klasik müzik kompozitörü. Uzun süredir özellikle korosal çalışmalarına hayranlık duyuyoruz. Rick gerçekten remiksçi. Ben dinlemeyi seven biriyim. Bugünlerde Danimarka'dan Efter Klang dinliyorum, ayrıca Melt Banana'nın Bambi's Dilemma'sınıı seviyorum.

- Gelecek için planlarınız?
- Yıllardır sanat enstelasyonları yapıyoruz. Ayrıca daha çok kitap, fotoğraf ve şiiri bir araya getireceğiz. Bizim için önemli olan, insanların eğlenebilmeleri. Planlarımız arasında TV'deki görsel içeriği radyo programımıza taşımak ve insanları yeni müziğe yönlendirmek var. Bizim büyük hocamız John Peel, bu ülkede yetişmiş muhtemelen en etkileyici radyo DJ'i. O bir efsaneydi, ondan öğrenmek istediğimiz çok şey vardı.

- Hiç Türk müziği dinlediniz mi?
- Tam da özelliği olan seslerin peşinde olduğumuz bir dönemdeyiz. Özellikle bir şey söyleyemeyeceğim fakat koleksiyonumun büyük bölümünü değişik ülkeler oluşturuyor. Türkiye'yi ziyaret etmiş arkadaşlarımın getirdiği ve benim ilgimi çeken şeyler oldu. Seyahat ettiğimizde özellikle yerel dükkânlara gideriz ve yerel müziklerden örnekler alırız. İşimizin büyük çoğunluğu, insanları yeni müziğe yönlendirmek.

- Son olarak nasıl bir konser bekliyor bizi?
- Hâlâ gitmediğimiz birçok yer olması can sıkıcı. Bizi dinlemek için uzun süredir bekleyen insanların olduğunu inanmak zor ama heyecan verici aynı zamanda.