Gazze'de son Yahudi...

"Nereden bakarsanız bakın, Gazze Şeridi Yahudi bir kadına göre yer değil. Avrupa Birliği kimliği taşıyan genç bir Yahudi kadın olan Nina, burada yaşayan hemcinslerinin sonuncusu olabilir..."

Haaretz gazetesi, Gazze'de insan haklarıyla ilgili bir sivil toplum örgütünün hukuk bürosunda görevli "Nina" takma adlı bir kadınla söyleşi yaptı.Gazete, asıl ismini vermediği kadının, Gazze'deki mevcut iç savaş ortamındaki yaşamıyla izlenimlerini aktardı ve onun "Etkileyici olan, anarşik bir toplumda bile bazı kuralların geçerliliğini koruması" şeklindeki sözlerine yer verdi.Gazetede, "Nina durumun vahametinin farkında" denildi.

Nina ise bölgeyi şöyle anlattı:

"Yaşadığım yer (Gazze), dört aydır alev alev yanıyor. Gazze bir yok oluş döngüsünü yaşıyor. On yıllardır İsrail işgali, kötü yerel yönetim, uluslararası tecrit, Gazze'yi bitmek bilmeyen bir felaket yeri haline getirdi. Gazze'de kilometre kare başına düşen 3,900 kişi, burayı nüfus yoğunluğu bakımından Üçüncü Dünyada açık ara birinci yapıyor.

Burada işsizlik genel meslek. Gazzelilerin yüzde 80'i yoksulluk sınırının altında yaşıyor ve burayı Zambiya'dan sonra dünyanın en fakir yeri yapıyor." Aslında oldukça Siyonist bir aileden geldiğini belirten ve "Bu durumda ailemden, siyasi tercihlerimi bağışlayacak pek kimsenin çıkacağını sanmıyorum" diye konuşan Nina, geçmişiyle gurur duyduğunu da vurguladı.

Ancak Nina, bunun bir suçluluk kompleksi olmadığı anlamına da gelmediğini, kendisi İsrail'deki ailesini ve Ramallah'taki arkadaşlarını görmek için sınırı fazla sıkıntı çekmeden geçebilirken, birlikte çalıştığı Filistinlilerin yerlerinden kıpırdayamamalarından duyduğu rahatsızlığı dile getirdi.

Gazze'nin görece "zengin" bir kesiminde yaşadığını belirten Nina, sivil toplum örgütlerinde çalışan birkaç yabancıdan biri. Nina, "kendimi uzun süre burada kalacak ya da en azından burayla bağımı bir biçimde sürdürecekmişim gibi hissediyorum. Bir iç savaş çıkarsa eğer kalmama izin verirlerse kalırım" demesine rağmen, yine de "Gazze'de ölüp gitmek büyük bir hata olur. Ben herhangi bir şey uğruna ölecek kadar fedakar değilim" diye konuştu.

BAZI KURALLARIN GEÇERLİLİĞİ...

İşgal altındaki topraklarda İsrail faaliyetleri koordinatörlüğünün sözcüsü Şlomo Dror ise Irak kadar tehlikeli olmasa da Gazze'de yabancılar için bir güvenlik sorunu olduğunu, ancak Filistin halkı için insani amaçlı çalışmaların öneminin de bilincinde oldukları kaydetti.

Dror, Koordinatörlük Ofisinin Gazze'de yaşayan ya da çalışan herhangi bir Yahudi'den haberi olmadığını, ancak Gazzze'ye girmek isteyen yardım gönüllülerinin dini kimliklerini araştırmadıklarını söyledi.

Nina ise Yahudi olduğunun ortaya çıkmasından çok, bir yabancı olarak kaçırılmaktan çekindiğini söyledi. Yahudi olduğunu açıklayacak olursa yine de insanların çoğunun, Gazze'de Filistinliler için avukatlık yapmasını takdir edeceğini düşündüğünü, ancak bazı fanatiklerin, kendisini hedef alma fırsatını kaçırmak istemeyeceklerini de dile getirdi.

"Şimdilik yaşamı, en yoğun olduğu yerde yaşamak istiyorum" diyen ve kendisini Gazze'ye sürükleyenin, Kutsal Topraklar'daki ailesine karşı bir başkaldırı olmadığını ifade eden Nina, şunları söyledi:

"Birlikte büyüdüğüm insanlara tabii ki ihtiyacım var. İnsanları kırmış olmaktan da hiç hoşlanmıyorum. Burada bulunmamın nedeni, aptal gibi işin risklerinin farkında olmamak değil. Benim yaşam biçimimi romantikleştirmenizi istemiyorum elbette. Ama Gazze'nin orta yerinde yalınayak dolaşan bir salak gibi de görülmek istemiyorum. Beni pusulasını şaşırmış, kafası karışık biri olarak tanıtsanız derim ki haklısınız. Ama derseniz ki gözü kara, aptal, cahil biriyim, o zaman yanılıyorsunuz."

Bir anısını naklederken, Arapça kursundan çıkıp yandaki damda üç Hamas keskin nişancısının yanına gidişinden söz eden Nina, "Beni vuracak olsalardı, kimsenin yapabileceği bir şey olmazdı" diye konuştu ve ekledi: "Ama etkileyici olan, anarşik bir toplumda bile bazı kuralların geçerliliğini koruması."