kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 10 Nisan 2007, Salı
Son Dakika
arama
atv
Kanal 1
ABC
MAHMUT ÖVÜR
Karadeniz'de Çankaya'nın ipuçları!
Ordu Perşembe'de Karadeniz Sahil Yolu'nun açılışından sonra, Trabzon'a kadar Başbakan Erdoğan'ı izledik.
Dönüşte ya da o yolculuk sırasında kim arasa hep aynı şeyi soruyordu:
"Başbakan Cumhurbaşkanı olacak mı? Oradan nasıl bir izlenim edindiniz?"
Doğrusu o gezinin böyle bir soruya cevap verecek bir özelliği yoktu.
Ama yine de merak bu ya, herkes o gezide sanki Çankaya'ya çıkışın ipuçları olabileceği kanısındaydı.
Öyle ki biz de bu beklentiyle olacak, çevremizde olup biten her şeye biraz da bu gözle baktık.
Daha Samsun'dan hareket ettiğimizde dikkatimizi yol boyu asılan AK Parti'nin afişleri çekti.
"Kararınız kararımızıdır."
Arabadaki arkadaşlardan biri hemen yorumunu yaptı:
"Baksanıza AK Parti teşkilatı cumhurbaşkanlığı istiyor."
Sonra Ordu'nun Perşembe ilçesindeki Nefise Akçelik Tüneli'nin açılış törenine geldik.
Yerleşim birimlerine uzak olmasına karşın, katılım hiç de fena değildi.
Ancak, o kalabalıkta önemli bir eksiklik vardı; "Siyasi heyecan."
Sunucunun, "Haydi, bayrakları bir görelim" demesi bile topluluğu hareketlendirmeye yetmedi.
Bu da iki farklı şekilde yorumlandı.
Biri şöyle diyordu:
"Anlaşılan bu Başbakan'ın son büyük mitingi. Baksanıza AK Parti var ama daha çok devlet töreni gibi..."
İkinci yorum ise biraz farklıydı:
"AK Partilileri, iktidar beklentisinden çok Cumhurbaşkanlığı heyecanlandırıyor. Baksanıza insanlar ne slogan atıyor, ne de AK Parti şarkıları söyleniyor."
Gerçekten de tören bu anlamda çok canlı değildi.
Töreni hareketlendiren ve en çok alkışı alan ise Bayındırlık Bakanı Faruk Özak'ın şu sözleriydi:
"Sayın Başbakanım, siz Karadeniz'in yolunu açtınız. Sizin de yolunuz açık olsun."
Bu sözler, hemen "Bakın ben demiştim, Başbakan Cumhurbaşkanı olacak" diye yorumlanırken, biraz sonra kürsüye gelen Başbakan Erdoğan'ın şu konuşması da farklı değerlendiriliyordu:
"Karadeniz Sahil Yolu'nu 3. Boğaz Köprüsü ile birleştirip, Avrupa'yla buluşturacağız. Bu hayali de bir dahaki dönem gerçekleştiririz."
Yanı başımda oturan bir işadamı herkesin duyacağı bir sesle bu yaklaşımı şöyle açıklıyordu:
"Demek ki Cumhurbaşkanı olmayacak."

Karadenizliler kararlı
Kısaca birçok insanın kafası karışıktı ve tam anlamıyla bir gelgit yaşanıyordu.
Bu gelgit arasında iddiaya girenler de vardı.
Bir gece önce Başbakan Erdoğan'la akşam yemeğinde buluşan Türkiye'nin en büyük müteahhitlerinden beşi yemekten sonra aralarında konuşurken iddiaya girmişti.
Bir müteahhit şöyle diyordu:
"Biz iki arkadaş 'Başbakan Çankaya'ya çıkmayacak' görüşünü savunduk. Ama diğer üç arkadaş çıkacağını söyledi. Ve takım elbisesine iddiaya girdik. Durum iyi görünmüyor, herhalde biz kaybedeceğiz."
Politikacının, işadamının, bürokratın kararsız kaldığı bu konuda, Başbakan'dan bile daha kararlı olan vatandaştı.
Ordu'dan Trabzon'a kadar yol boyunca gördüğümüz kalabalıkları en çok "Çankaya" arzusu heyecanlandırıyordu.
Hatta o kalabalıklar, basın mensuplarını her gördüklerinde "Çankaya... Çankaya" diye tempo tutarak alkışlıyorlardı.
Bu manzaraya göre, Ankara'nın siyasi mahfillerinde ister 367 hesabı, isterse "Cumhurbaşkanı'nı halk seçsin" hesabı yapılsın sonuç değişmeyecek.
Görünen o ki, Karadeniz'de "profili yüksek" siyasetçi olarak nitelenen Başbakan Tayyip Erdoğan adım adım 864 rakımlı tepeye çıkacak!
Aksi halde bir Karadenizli vatandaşın şu sorusuna cevap vermek gerekecek:
"Çıkmazsa, bize hangi gerekçeyle 'Bana oy verin de bir daha iktidar olayım' diyecek... O zaman oy verenler 'Verdik de ne oldu' demez mi?"