kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
  » Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
'ABD, PKK liderlerin yakalanması için emir verdi'
Başbuğ: "Örgüte katılanların %75'i işsiz"
Başbuğ: "Meşru müdafaa hakkı var"
Başbuğ: "Gelin bu çarkı keselim"
Gül: ''Hiçbir ülke dışarıdan sistematik zarar gelmesine göz yummaz''
Bakan Aksu: "Türkiye gereğini yapacaktır"
Tan: 'Türkiye gerekli gördüğü tedbiri, gerekli gördüğü zamanda elbette alır'
Demirel: "Türkiye'nin Irak'a girebilmesi mümkün değil'
Sulag: "Irak hükümeti PKK'yı desteklemiyor"

'ABD, PKK liderlerin yakalanması için emir verdi'

Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral İlker başbuğ, ABD'nin, terör örgütü PKK'nın lider kadrosunun yakalanması konusunda direkt emir verdiğini söyledi.

Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, gazete, televizyon ve ajansların üst düzey yöneticileriyle değerlendirme toplantısı yaptı. Başbuğ, 3 saat süren toplantıda, PKK ile mücadeleye ilişkin önemli açıklamalar yaptı.

Orgeneral Başbuğ, ABD'nin Türkiye'nin endişelerini anladığını belirterek, "ABD, PKK'nın lider kadrosunu yakalama emrini verdi" dedi.

Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Başbuğ, PKK'yla mücadeleye ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Orgeneral Başbuğ, özetle şunlara dikkat çekti:

*Irak'a sınır ötesi sıcak takiple, operasyon birbirine karıştırılmamalı
* Irak gerekeni yapmazsa sınırötesi operasyon haktır.
* Türkiye meşru müdafaa hakkını kullanabilir.
* PKK ile mücadele konusunda Irak'la görüşmeler sürüyor.
*Genel af sözkonusu değil.
*1990'daki terör ortamına dönülmeyecek.


Orgeneral Başbuğ, Genelkurmay Karargahı'nda gazete, televizyon ve ajansların üst düzey yöneticileriyle değerlendirme toplantısı yaptı. Sözlerinin başında, geçtiğimiz günlerde vefat eden diplomat gazeteci Ömer Tarkan için başsağlığı dileklerini ileten Orgeneral Başbuğ, bugünkü toplantının amacının terörle ilgili değerlendirmeler yapmak, basın mensuplarının da görüş ve önerilerini almak olduğunu söyledi.

"MEDYA İLE BİRLİKTE HAREKET EDİLMELİ"

Medya ve medyanın duruşunun hayati olduğunu ifade eden Başbuğ, ''medyanın dördüncü güç oluşunda herkes hemfikir. Biz de aynı düşüncedeyiz'' dedi.

Orgeneral Başbuğ, terörizmle mücadelenin doğru ve gerektiği gibi yapılabilmesi için medya ile birlikte hareket edilmesinin önemine dikkati çekti.

Bu toplantının daha önce yapılan aylık basın brifinglerinden farklı olduğunu ifade eden Orgeneral Başbuğ, bu format değişikliğine, karşılıklı diyalog olanağı sağlamak için gittiklerini, brifing yerine bu modeli tercih ettiklerini söyledi.

Daha sonra terörle mücadele konusundaki değerlendirmelerini aktaran Orgeneral Başbuğ, terörün mutlak şekilde sona erdirilmesinin zor olduğunu, ancak asgari seviyeye indirmek gerektiğini belirtti.

Orgeneral Başbuğ, ''Eylem inisiyatifini teröristin elinden ne kadar alırsanız o kadar olayları asgari seviyeye indirirsiniz'' dedi. Terör örgütünü yaşatanın umut olduğunu ifade eden Orgeneral Başbuğ, ''Hedef ve amaçlarına terörle ulaşma umudunu yok edemezseniz, terörle mücadele arzu edilenden de fazla zaman alır. Bir terör örgütünü, başarı umudu yaşatır. Umutlarını kıramazsanız terör devam eder. Bütün stratejimizi, gayretimizi gücümüzü bu noktaya toplamak mecburiyetindeyiz. Aksi davranışlar, terör örgütlerinin yaşamasına
ilaç olur'' diye konuştu.

Medyada terör haberlerinin verilişi ile ilgili görüşlerini anlatan Orgeneral Başbuğ, bilerek ya da bilmeyerek terörün ve terörist örgütlerin propagandalarına yol açacak yayınlardan kaçınılması gerektiğini söyledi. Orgeneral Başbuğ, ''Lütfen aramızdaki iletişim net olsun. Buradan net olarak ayrılalım'' şeklinde konuştu.

Terörün çok boyutlu olduğunu, silahlı mücadelenin yanı sıra terörü yaratan sebeplerin de gözardı edilmemesi gerektiğini ifade eden Orgeneral Başbuğ, ''Sadece silahlı mücadele ile sonuç elde edilemez. Başka tedbirler de almak lazım. Kimsenin terörle mücadelede (silahlı mücadele yapmayın) deme hakkı yok'' dedi.

Orgeneral Başbuğ, terörle mücadele konusunda Başbakanlık'a bağlı müsteşarlık ya da genel müdürlük seviyesinde yeni bir birim kurulmasını arzu ettiklerini de ifade etti. Orgeneral Başbuğ, bu görüşlerinin yeni olmadığını, öteden beri hükümetlere bildirildiğini söyledi.

Terörle mücadeleden sorumlu olanların mazeret üretme hakkı bulunmadığını vurgulayan Orgeneral Başbuğ, vatandaş olursa farklı, asker olursa olabilir şeklindeki anlayışın da yanlış olduğunu belirtti.

Orgeneral Başbuğ, ''hepsi insan ve hepsi terörizmle mücadelede hedeftir. Her vatandaşın hayatı, canı bizim için mukaddestir. Taşıdığı görev ne olursa olsun'' diye konuştu.

Orgeneral Başbuğ, sıcak takip ve sınır ötesi harekat konusunda da BM Güvenlik Konseyi kararlarının temel alındığın kaydetti.

"DİREKT YAKALAMA EMRİ VERDİLER

Orgeneral Başbuğ, bir soru üzerine, ABD'nin PKK terör örgütüne karşı bir şey yapma niyetinin bulunduğunu, ancak bunun karar haline gelmediğini söyledi. Asker askere yapılan görüşmelerde ABD yetkililerinin bu konuda Türkiye'nin endişelerini anladıklarını aktaran Orgeneral Başbuğ, şöyle konuştu:

''Bir terör örgütüne karşı yapılacak çok şey var. Yakalayın lider kadrosunu. Bu konuda, lider kadro ile ilgili ciddi niyetleri, niyetlerin ötesinde kararlılıkları var. Direkt yakalama emri verdiler. Lider kadronun yakalanması için direkt talimat verdiler. Bu olumlu noktadır.''

Orgeneral Başbuğ, eğer Amerikalılar'ın terörist örgüte karşı somut önlemler alınmazsa, Türk halkının ABD'ye bakış açısının değişmeyeceğini bildiklerini de ifade etti.

Yaklaşık 3 saat süren değerlendirme toplantısı sırasında terör örgütü yandaşı yayın organlarında çıkan haberlerden örnekler barkovizyon eşliğinde sunuldu.

Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral İlker Bağbuğ, her ülkenin kendi güvenliğini sağlamak için, taraf olduğu uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde, gereli tedbirleri alma hakkına sahip olduğunu belirterek, ''Ancak, terörizmle etkin mücadelede uluslararası ve bölgesel işbirliği ve destek hayatidir'' dedi.

Orgeneral Başbuğ, bölücü terör örgütüne karşı yürütülen mücadeleyi 'iç güvenlik harekatı', 'terörle mücadele' olarak adlandırdıklarını kaydederek, bu konudaki diğer tanımların ve adlandırmaların yanlış olduğunu bildirdi.

Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral İlker Bağbuğ, Terörle İlgili Değerlendirme Toplantısı'nın amacının, yaşanan terör olaylarıyla ilgili bir değerlendirme yapmak olduğunu ifade etti.

Toplantıyı yapma nedenlerinin başında yaşanan terör olaylarına ilişkin değerlendirmelerini, görüşlerini ve ilave olarak alınabilecek bazı tedbirleri basın ve kamuoyuyla paylaşmak düşüncesinin geldiğini belirten Orgeneral Bağbuğ, diğer bir nedeninin de konuyu basın mensupları ile değerlendirmek ve görüşlerini almak olduğunu vurguladı.

Orgeneral Başbuğ şöyle devam etti: ''Daha da önemli olan neden ise yaşadığımız her olay ve her durumda medya, medyanın tutumu ve duruşunun çok önemli ve çoğu zaman da hayati oluşudur. Zaten bu nedenle de yaygın benzetme olarak medyanın dördüncü güç oluşunda herkes hemfikirdir. Bu gücünü de sanırım yalnızca haber vermekten almıyor, insanların ve toplumun düşünce ve algı çerçevelerini belirlemekten de alıyor. Bu nedenle, terörizmle mücadelede doğru ve gerektiği gibi, medyayla birlikte hareket edebilmemizin önemine inanmaktayız. Teröre karşı yürütülen topyekün mücadelede sizlere de büyük sorumluluk düşüyor.''

Herşeyden önce bir ülkenin güvenliğinin o ülkenin kendi sorumluluğu olduğuna işaret eden Orgeneral Başbuğ, şunları kaydetti: ''Her ülke de, kendi güvenliğini sağlamak için, taraf olduğu uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde, gerekli tedbirleri alma hakkına sahiptir. Ancak, terörizmle etkin mücadelede uluslararası ve bölgesel işbirliği ve destek hayatidir. Aksi takdirde, mücadele beklenilenden daha uzun sürer ve daha fazla can ve mal kaybına neden olur. Terörizmle mücadelede, dünyanın her yerinde, terörist eylemleri mutlak olarak sona erdirmek, ABD, İngiltere, İspanya ve İsrail örneklerinde görüldüğü üzere, çok zordur. Önemli olan terörist eylemleri asgari seviyeye indirmek, yani inisiyatifi büyük ölçüde teröristlerin elinden almaktır. Diğer önemli olan ise terörist örgütlere, terörle bir yere varamayacaklarını kararlılıkla göstererek,terör örgütünün başarı umudunu kırmak ve yok etmektir. Başarı umudu devam eden örgütün tamamen ortadan kaldırılması zordur.''

Orgeneral Başbuğ, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun birinci maddesinde belirtildiği gibi, terör örgütlerinin; cebir ve şiddet kullanarak, baskı, korkutma, yıldırma veya tehdit yöntemleri ile amaç ve hedeflerine ulaşmaya çalıştıklarına dikkati çekti. Orgeneral İlker Başbuğ, Terörle ilgili konuşurken, yazarken, çizerken bu amacın daima göz önünde bulundurulması gerektiğini vurguladı. Orgeneral Başbuğ, ''Diğer bir deyişle, medyada terörizmle ilgili haberlerin veriliş şekliyle, toplum üzerinde korku, bezginlik, yıldırma, tehdit
ve baskı yaratılmasına bilerek/bilmeyerek neden olunuyorsa bu, teröristlerin amaçlarına hizmet olur'' dedi.

ÇOK BOYUTLULUK

Terör olayının çok boyutlu olduğuna dikkati çeken Orgeneral Başbuğ, silahlı mücadele yanında ekonomik, psikolojik, sosyal ve eğitim boyutları da bulunduğunu kaydetti. Orgeneral Başbuğ, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, terörle mücadelenin başından beri; silahlı mücadeleyle güvenlik ortamının sağlanmasına öncelik verilmesini, bu ortamda terörün diğer yaratıcı sebeplerinin göz ardı edilmemesini ve sadece silahlı mücadeleyle istenilen sonuçların elde edilemeyeceğini söylediğini anımsattı. Orgeneral Başbuğ, ''Aksi takdirde, silahlı
mücadelede elde edilen başarılardan tam istifade edilememesi gibi bir
durumla da karşılaşılabilir. Unutulmamalıdır ki terör toplumun bütün kesimlerini etkiler ve terörle gerek Devletin gerek toplumun bütün unsurlarının desteğiyle başa çıkılabilir. Bu nedenle, terörle mücadele bazı kurum ve kuruluşların değil, devletin sorumluluğunda olan, ulusal bir görevdir'' diye konuştu.

Orgeneral Başbuğ terörle mücadelenin temel esaslarını şöyle sıraladı:

''-Mücadelenin devlet ve toplumun bütün güçleri ile topyekün olarak, kararlılıkla ve koordineli bir şekilde yapılması,
-Mücadele ana hedefinin, terör örgütünün başarı umudunun kırılması ve yok edilmesi olarak seçilmesi,
-Mücadeleye uluslararası gerekli desteğin sağlanması, şayet varsa yabancı devlet ve kurumların terörizme olan desteğinin kesilmesi,
-Mücadelenin ulusal bir konu anlayışıyla ele alınması.''


Bölücü terör örgütüne karşı yürütülen mücadeleyi, ''İç Güvenlik Harekatı'', ''Terörle Mücadele'' olarak adlandırdıklarını belirten Orgeneral Başbuğ, şunları kaydetti:

''Mücadele ettiğimiz, terörist örgüttür. Teröristtir. Bu konudaki diğer tanımlar ve adlandırmalar yanlıştır. Bu mücadeleye ilişkin ülkemizde üç hukuki düzenleme vardır. Bunlar; 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu, 2935 sayılı OHAL Kanunu ve 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunudur. Bugün 'İç Güvenlik Harekatı', 'Terörle Mücadele', 5442 sayılı Kanun kapsamında İçişleri Bakanlığının genel sorumluluğu altında valiler tarafından yürütülmektedir.

Ancak, hukuki düzen ne olursa olsun, TSK'nın olaya bakışı, verdiğiönem derecesi, mücadeleye sağladığı katkının büyüklüğü hiçbir zaman değişmez. TSK'nın bu bölücü terör örgütüne karşı yürütülen ulusal konuda öne çıkmasının sebepleri ise, terörün ülke bütünlüğünü hedef alması, teröristlerin büyük bölümünün kırsalda bulunması, bir kısmının ise komşu ülke topraklarında oluşu ve örgütün yüksek şiddet uygulamasıdır.

''TERÖRLE MÜCADELE ZORDUR''

Terörle mücadele zordur. En büyük zorluk teröristle masum halkın ayırt edilmesinde yaşanmaktadır. TSK bu konuda yapılacak hataları kabul edemez. Bu konuda yapılacak hatalar, teröristlere en büyük kazancı sağlar. Esasında teröristler daima bizi halkla karşı karşıya getirmek ister.

Diğer bir zorluk ise; demokratik haklar ve hukuki düzenlemelerle güvenlik ihtiyaçları arasındaki dengenin tam sağlanamaması ve bunun neticesi olarak da, bu hukuki durumdan teröristlerin faydalanmasıdır.Bir diğer zorluk ise coğrafyanın yarattığı şartlar, harekat alanının genişliği, güvenlik güçlerinin her an kapsamlı faaliyetlerde bulunma zorluğudur. Elbette bu hususların istemeyerek bazı hassasiyetleri yaratabileceği de unutulmamalıdır.

Belirttiğim bu zorluklara rağmen güvenliği sağlamakla yükümlü olan makam ve kişilerin bu mücadelede mazeret üretme, terörden şikayet etme lüksü yoktur. Kaybedilen bir canın değeri hiçbir şeyle ölçülemez. Mücadelenin güçlüğü ve hassasiyetleri dikkate alınarak, güvenlik güçlerine her zaman destek verilmesinin gereği ortadadır.''

TÜRKİYE NE İSTİYOR?

''Terörle mücadelede, uluslararası toplumdan, özellikle Irak Hükümetinden, Irak'taki yerel gruplardan, ABD'den ve Avrupa ülkelerinden Türkiye ne istemektedir?'' diye soran Orgeneral Başbuğ, şöyle devam etti:

''Biz kendilerinden özel bir şey istemiyoruz. İsteğimiz çok kısa; isteğimiz BMGK'nin 1373 (2001) sayılı ve 1546 (2004) sayılı kararlarının uygulanması ve icrasıdır. Aslında BMGK'nın bu kararlarının bağlayıcı olduğunu tekrar hatırlatmakta yarar var. 1373 sayılı BMGK kararı ile ülkelerden yapılması istenilen bazı önemli hususlar şunlardır:

-Terör örgütüne sağlanan siyasi, finansal ve idari desteğin önlenmesi, Silah, patlayıcı ve malzeme kaynaklarının kesilmesi, -Güvenli barınma, rahat hareket etme imkanlarının engellenmesi, iletişim olanaklarının yok edilmesi.

1546 sayılı BMGK kararı ise; 1373 sayılı kararla istenilenlere ilave olarak, özellikle Irak'tan diğer ülkelere yönelecek terörist faaliyetlerin engellenmesini istiyor. Bu kararda, bölge ülkeleri arasında işbirliğinin güçlendirilmesi de bulunmaktadır.''

Orgeneral Başbuğ, içinde bulunulan durumu nedenleri ile birlikte şöyle değerlendirdi:

''Terörist başının yakalanması ile Türkiye'deki terörist sayısı en alt düzeye düşmüş, ancak son bir yılda bu rakam tedricen artarak bugün 1800-1900'lere çıkmıştır. Örgütün geri kalan yurt dışındaki terörist sayısı ise 3300-3700 arasındadır. Bunun büyük bölümü, 2800-3100 kadarı, Irak'ın kuzeyinde, geri kalanları ise Suriye ve Iran topraklarındadır. Irak'ın kuzeyindeki örgütün varlığına baktığımız zaman; Kandil Dağı bölgesinde 600-650 teröristin bulunduğunu, geri kalanlarının ise yani 2200-2450 kadar teröristin 384 km.lik Türkiye-Irak sınırı boyunca yerleştiğini değerlendirmekteyiz. Buradan da görüleceği gibi örgüt, Kandil Dağı bölgesindeki varlığını 2003 yılından itibaren tedrici olarak, Türkiye-Irak sınır bölgesine kaydırmaktadır.''

ANALİZ EDİLMELİ


Orgeneral Başbuğ, son bir yılda meydana gelen olayları genel olarak analiz edilmesiyle şu neticelere ulaşılabilineceğini kaydetti: ''Örgütün inisiyatifinde gerçekleştirilen olayların yaklaşık yüzde 50'sini patlayıcı madde ve mayın kullanma, yüzde 25'ni ise uzaktan açılan taciz ateşleri oluşturmaktadır. 175 adet patlayıcı madde ve mayın kullanımı gerçekleşirken, 140 adet patlayıcı madde ve mayın, kullanılmadan güvenlik güçleri tarafından bulunmuş ve etkisiz hale getirilmiştir. Bu oldukça iyi bir rakamdır, ancak bu oranın daha da
yükseltilmesi temel hedefimizdir. Bu dönem içerisinde güvenlik güçleri maalesef 105 şehit vermiştir. Şehitlerimizin ve 37 vatandaşımızın büyük bölümü patlayıcı madde ve mayın kullanılması neticesinde hayatlarını kaybetmiştir.

Uzaktan komutalı patlayıcı maddeler ve mayınlar Irak savaşından itibaren güvenlik güçleri için en büyük tehdit haline gelmiştir. Örneğin; bizde bulunan bilgilere göre ortalama olarak, Irak'ta meydana gelen toplam olayların içinde uzaktan komutalı patlayıcı maddeler ve mayınlar yüzde 38'lik bir yüzdeye ve verdiği zayiat açısından da yüzde 33'lere ulaşmaktadır. Ayrıca intihar saldırıları da büyük bir tehdidi oluşturmaktadır.

Türk Silahlı Kuvvetleri olarak imkanlarımızı ve teknolojik gücümüzü kullanarak özellikle uzaktan komutalı patlayıcı maddelere karşı sistemler geliştirmeye ve kullanmaya çalışmaktayız.Bu kısa analizden şu neticeye ulaşabiliriz. Uzaktan komutalı patlayıcı maddeler ve mayınların kullanımındaki artışın ana nedeni, örgütün kendisi için en az riskli eylemi seçmiş olmasıdır. Örgüt, operasyonlarda güvenlik güçleriyle çatışmadan her zaman kaçınmakta, sadece uzaktan açılan taciz ateşleriyle yetinmektedir. Aslında bu durum bir terör örgütü için güç ifadesinden ziyade güçsüzlük ifadesidir.''

''Peki örgüt bu hareket tarzı ile neyi hedeflemektedir? Neyi göstermek istemektedir?'' diye soran Orgeneral Başbuğ, örgütün, her şeyden önce içinde bulunduğu iç krizi örtmek ve ortadan kaldırmak için, kanlı ancak riski az eylemlere başvurarak, şiddet kullanarak, ülkede ve toplumda korkutma, yıldırma, bezginlik yaratarak amaç ve hedeflerine ulaşmaya çalıştığını kaydetti.

Bunun ''silahlı propaganda'' olduğunu belirten Orgeneral Başbuğ, ''Amaç, şiddete dayanan psikolojik harekat yapmaktır'' diye konuştu. Orgeneral Başbuğ, ''Örgütü buna yönelten nedenler ise, bölge halkının terör hareketlerini desteklememesi, örgütün güvenlik güçlerinin baskısı altında bunalması, Suriye ve İran'ın örgüte karşı ciddi tedbirler alması ve Irak'taki gelişmelerin de belirli ölçüde etkin olmasıdır'' dedi.

(AA)

1 2 3 4 5
 
DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
 ABD'den sınırötesi operasyon uyarısı
 Hakkari'de çatışma: 4 şehit
 'Yaşam hakkını iyi kullanmamız lazım'
 Mescitli tedavi geliyor
 F-1'e 'su'lu start...
 Truva Atı'ndan bu kez 'sürpriz aşk' çıktı
 Ya 'Şirin' doktor olmasaydı
 Seçimin 'kırk'ı çıktı
 Tişört verip çatıdan indirdiler
 Onur'un hayallerini elektrik çarptı!..
 YÖK, Van Rektörü Aşkın'a sahip çıktı
 Kilo vermeye çalışırken kalbine yenildi
 Dezenfekte edip gönderdiler
 Batman'daki Kürtçe kursu kapandı
ERDAL ŞAFAK
Ah, şu aydınlar
İrlandalı ozan ve oyun...
YILMAZ ÖZDİL
Fakirden bit bulaşır...
Her Türk, nohut oda bakla sofa...
ÖMER LÜTFİ METE
Rusya ile 'doğalfay' hattı
Başbakan Erdoğan'ın '...
Parfümlü napalm bombası
İngiltere'deki saldırılarda çok sayıda kişinin el ve yüzlerinde ağır...
Emily 7 can aldı, 'gözü' 85 bin kişiyi boşalttırıyor
Jamaika ve Meksika'da 7 kişiyi öldüren Emily kasırgasının hızı saatte...
Bir adım kaldı
Bir adım kaldı
Fenerbahçe ile Juventus, Appiah için 8 milyon euroya el sıkıştılar.
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu