kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Erdal Safak @ SABAH
 

Ah, şu aydınlar

İrlandalı ozan ve oyun yazarı William Butler, "Aydının kininden daha büyük felaket olamaz" der.
Bu acımasız yargıyı bize Cumhuriyet ve Radikal gazetelerinin bile yayınlamayı reddettikleri 100 Türk aydınının bildirisi çağrıştırdı.
(Not: Olanca içtenliğimizle vurgularız ki, "bile"yi iyi niyetle ve bir duyarlılığın hakkını teslim için kullandık. Çünkü örneğin Radikal gazetesi, o bildirideki görüşlerin bir bölümünü paylaşan Kürt yazar Ümit Fırat'ın makalesini cesurca yayınladı. Ertesi gün de gazetenin Genel Yayın Müdürü İsmet Berkan, Fırat'ın iddiasına katılmadığını belirtti.) Bildiride, "Yeniden alevlenen çatışma ve şiddetin kaynağının devlet olduğu, devletin savaş politikasında ısrar ettiği" öne sürüldü.
12 Eylül dönemindeki mağduriyetlerinin acısını çıkarmak için her fırsatı kullanmaya kalkıştıklarından kuşkulandığımız bildirideki "asıl" imza sahiplerinin imasına göre, İmralı'da Öcalan devletin, daha doğrusu Genelkurmay'ın "denetimi" ve "hizmeti"nde olduğuna göre, adadan gönderilen "savaş" emirleri de bu kurumun onayıyla örgüte ulaştırılıyor.
Daha açık söylemek gerekirse, sözde "Derin devlet" veya Genelkurmay kendi stratejik hesapları için davul zurnayla askere gönderilen fidan gibi gençlerin çatışmalarda, yollara döşenmiş mayınlarda, C-4 patlayıcılarında hayatlarını yitirmelerini göze alıyor!

İmralı'daki düzen nasıl?
Bu vicdansız iddialara inanmak için ne tür ruh hali gerektiği sorusunun araştırmasını hekimlere bırakıp, Genelkurmay İkinci Başkanı Org. İlker Başbuğ'un benzer imaları yanıtlayan 2 Kasım 2004 tarihli açıklamasından bir bölüm hatırlatalım:
"Ceza İnfaz Kurumları ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü'nün 2001 tarihli genelgesine göre, bir hükümlü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurmuşsa, tutuklu gibi işlem yapılıp avukatlarıyla görüştürülmesi gerekiyor. Önemli olan şu: Görüşmeli ama görüşmeler sadece savunma hakkı çerçevesinde olmalı. Ancak gerçek öyle değil. Avukatlar görüşme sonrası terörist başının direktiflerini örgüte aktarıyor. Genelkurmay'ın bu konuda Adalet Bakanlığı'yla yıllardır süren yazışmaları var.
Bir noktayı daha açıklığa kavuşturmak isterim: İmralı Cezaevi'nin emniyetinden Adalet Bakanlığı, dış güvenliğinden Jandarma Genel Komutanlığı sorumlu. Bu ne demek? İmralı Cezaevi'nin emniyetinin sorumluluğu ve yönetimi Adalet Bakanlığı'nda."
Org. Başbuğ'un İmralı'nın işleyişiyle ilgili bilgilerine inanmayanlara, ertesi gün Adalet Bakanı Çiçek'in sistemi doğrulayan demecini okumalarını tavsiye ederiz.
Madem konu "aydın" bildirileri, Kuşadası'ndaki bombalı saldırı sonrası DEHAP, İHD ve DTH'nin açıklamalarına da göz atmakta yarar var. Ortak cümlelerde diyorlar ki, "Gerekçesi ve failleri kim olursa olsun, savunmasız ve masum sivillere karşı saldırıları asla onaylamıyor ve kınıyoruz. Özellikle sivilleri hedef alan saldırıları nefretle kınıyoruz."
Ne demek "siviller"i veya "özellikle siviller"i? Askere saldırının, yollara mayın döşemenin "meşru" olduğunu mu ima etmek istiyorlar?
Yine belki biraz insafsızlık olacak ama bu tür aydınlar için Fransız akademisyen Roland Barthes'in bir deyişini aktarmaktan kendimizi alamıyoruz:
"Aydınlar toplumun atıklarıdır. Bir çöpçü gelip onları toplamazsa hiçbir işe yaramazlar."
Aklı özgür, vicdanı özgür aydınlar sakın alınmasınlar. Sözümüz onlara değil. Haşa!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 GKFD damgalı pasaportlar   / 18-07-2005
 Üç cümle yeterli mi?   / 17-07-2005
 Ankara kriterleri   / 16-07-2005
 Asi koyunlar   / 15-07-2005
 Çifte standart   / 14-07-2005
 AB, İKÖ, ılımlı İslam   / 13-07-2005
 Lozan haftası   / 12-07-2005
 Huntington tuzağı   / 11-07-2005
 Omerta yasası   / 10-07-2005
 Londra'dan ders çıkarmak   / 09-07-2005
ERDAL ŞAFAK
Ah, şu aydınlar
İrlandalı ozan ve oyun...
YILMAZ ÖZDİL
Fakirden bit bulaşır...
Her Türk, nohut oda bakla sofa...
ÖMER LÜTFİ METE
Rusya ile 'doğalfay' hattı
Başbakan Erdoğan'ın '...
Parfümlü napalm bombası
İngiltere'deki saldırılarda çok sayıda kişinin el ve yüzlerinde ağır...
Emily 7 can aldı, 'gözü' 85 bin kişiyi boşalttırıyor
Jamaika ve Meksika'da 7 kişiyi öldüren Emily kasırgasının hızı saatte...
Bir adım kaldı
Bir adım kaldı
Fenerbahçe ile Juventus, Appiah için 8 milyon euroya el sıkıştılar.
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu