kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ergun Babahan @ SABAH
 

Bugün 27 Mayıs

Bundan 44 yıl önce bir grup genç subay, gidişatını beğenmedikleri bir hükümeti silah zoruyla devirdi ve o hükümetin üç üyesini, başta başbakanı olmak üzere darağacında sallandırdı.
27 Mayıs, dönemin Demokrat Partisi üyeleri açısından acılarla dolu bir süreci başlatırken Türk demokrasi tarihinde müdahaleler dönemini de açtı.
Türkiye bunun ardından 12 Mart 1971'de, 12 Eylül 1980'de bu kez emir-komuta zincirine bağlı askeri darbeler yaşadı. 28 Şubat'ta ise post-modern bir müdahale gördü. Yani 27 Mayıs 1960'da başlayan süreçte demokratik yaşam dört kez kesintiye uğradı.
Bugün 20'li yaşlarda olan gençler hatırlamaz, 12 Eylül'e kadar 27 Mayıs müdahalesi resmi bir bayramdı. Yani demokratik yaşamın kesintiye uğraması törenlerle kutlanırdı.
Ben 1960 darbesinin olduğu yıl doğdum. O dönemden itibaren Türk demokrasisi, hep göz kulak olunması, kendi başına bırakılmaması gereken bir delikanlı muamelesi gördü. Kızını başı boş bırakırsan ya davulcuya varır ya zurnacıya misali, seçmenin tercihleri bir kısım bürokrasi ve Türk seçmeni tarafından denetim altında tutulmaya çalışıldı.
"Beyaz Türkler"i temsil eden kesimle halkın tercihi de hiçbir zaman birleşemedi.
Bu noktaya gelinmesinde Türkiye'de hukuk sisteminin kendi check-balance sistemini çok iyi yaratamamış olmasının, bir kısım seçkinin merkezi iktidarla sorununu asker üzerinden çözme çabasının da büyük payı oldu elbette.
Yakın döneme kadar bu müdahaleler çok doğal, faydalı görüldüğü için de seçilmiş iktidarlar sivil bürokrasi üstünde tam bir hakimiyet sağlayamadı.
Dünyanın bugün geldiği noktada sivil siyasete güç kullanarak müdahale dönemi kapanmış görünüyor. Gürcistan'da bile yönetimler askerlerin devreye girmesine gerek kalmadan geniş halk yığınları tarafından devrildi.
Bu gelişmelerin Türkiye üzerinde doğrudan etkisi olduğu da açık. Ayrıca Türkiye'nin ulaştığı demokratik olgunluk seviyesi, ekonomik gelişme ve hukuk sisteminin giderek yerine oturması, sistem sorunlarının "rejim meselesi" haline gelmeden çözümünü mümkün kılıyor.
44 yıl önce sorunlarını silah zoruyla çözmek dışında bir yol görmeyen Türkiye, bugün demokrasinin tartışılmaz kural olduğu Avrupa Birliği'ne girmeye çalışıyor.
Türkiye askeri müdahalelerin aslında ülke sorunlarını çözmediğini yaşayarak gördüğü için ve çağdaş uygarlık seviyesini yakalamak için yepyeni bir sayfa açmaya hazırlanıyor.
Bizlerin henüz çok farkında olmadığımız hukuk devrimleri art arda yaşanıyor. İşte Anayasa'da gerçekleştirilen değişiklikler. Doğumumuzdan ölümümüze kadar yaşamımızın her yanını ilgilendiren Medeni Kanun reformu. Ardından gelen Ceza Yasası, İcra İflas Yasası değişiklikleri.
Türkiye hukukun üstünlüğünü, düşünce ve vicdan özgürlüğünün dokunulmazlığını egemen kıldıkça demokrasinin kazaya uğraması olasılığı giderek zayıflayacak.
Geriye 44 yıl önce bir askeri müdahale sonucu astığımız seçilmiş üç insanın ayıbını taşımak kalacak. Onlar, bu ülkenin Avrupa Birliği kapısına dayanmasını mümkün kılan bir değişimin öncüleriydi. Yanlışları, aşırılıkları elbette oldu. Doğrusu, bedelini seçim sandığında ödemeleriydi, özenle seçilmiş bir mahkemenin verdiği kararla değil.
Bugün ihtilali yapanları değil, o ihtilalin üç kurbanı Aydın Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ı saygıyla anıyoruz.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 TV ve reklamlar.   / 04-06-2004
 Şimdi ne olacak?   / 02-06-2004
 Bak şu konuşana!   / 01-06-2004
 SABAH, WAN'a niye katılmıyor?   / 31-05-2004
 Washington, Bağdat ve Ankara   / 28-05-2004
 Bugün 27 Mayıs   / 27-05-2004
 İsrail'e tavır yeterli mi?   / 26-05-2004
 500 yıllık azınlık   / 25-05-2004
 Gazete müfettişi   / 24-05-2004
 Futbol ve çeteler.   / 21-05-2004
ERGUN BABAHAN
Bir aktörün ölümü
Ronald Reagan Amerika'nın son...
ERDAL ŞAFAK
Asimetrik Başkan
İnsana sanki çok uzaklarda kalmış bir...
AHMET HAKAN COŞKUN
Misyonerlik neden Serbest olmalıdır?
BİR:...
MEHMET BARLAS
"Basında rekabet" sağlıklıdır, "basında kavga"...
ÖMER ÇELİK
Sol: Toplumsal proje mi, iktidar projesi mi?
Sol...
ÖMER LÜTFİ METE
Çuvalın babası NATO
Ulusalcı eğilimleri belirgin...
REFİK DURBAŞ
Batı'nın duyarsızlığı...
Yıllardır İsrail...
SAVAŞ AY
Üniversitede skandal mı rezil bir tezgah...
Karar Hagi'nin
Karar Hagi'nin
Oyun kurucu olarak düşünülen Djalminha ve Gallardo arasında tercih...
Conceiçao tamam gibi
Conceiçao tamam gibi
Sarı-kırmızılılar, Real Madrid'in Brezilyalı oyuncusuyla prensipte...
TRT 'Sabah hayrola' dedi
TRT 'Sabah hayrola' dedi
TRT anadilde yayına Boşnakça ile başladı. ‘Sabah hayrola’ anonsuyla...
Müslüman-Hıristiyan aynı cenazede buluştu
Müslüman-Hıristiyan aynı cenazede buluştu
Mekke, Medine ve Kudüs'ten sonra dördüncü kutsal kent olarak görülen...
Bağdat Caddesi'nde cinayet gibi kaza
Bağdat Caddesi'nde cinayet gibi kaza
Üniversiteli alkollü genç, yarıştığı otomobili geçmek isterken yol...
Çok acil olmadıkça doktora gitmiyorlar
Çok acil olmadıkça doktora gitmiyorlar
Sayıları 3 bini bulan Eminönü işportacıları beş kişilik akademisyen...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.