kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ergun Babahan @ SABAH
 

Şimdi ne olacak?

Hem imamhatiplerin yolunu tıkamak, hem okullarda din eğitimi fırsatı vermemek diye bir seçenek olamaz. Olursa o sistemin demokratikliği tartışılır. Çünkü demokrasi sadece laiklik üzerine kurulamaz.

YÖK yasası ve İmam-Hatip meselesi, görünen şimdilik rafa kalktı. Bu tartışmada Türkiye nüfusunun belli bir kesimi gerçekten rencide edildi. İmam-hatipliler başka bir ideolojinin ajanı gibi değerlendirildi, muhtemel terörist gibi yorumlandı.
Bu tartışmada Türkiye'nin kökten-dincilik kadar kökten-laiklik sorunu olduğu da ortaya çıktı. Fransız Aydınlanma Devrimi'nin etkisini hâlâ üzerinden atamayan ülkemizde dinle ilgili herşey belli kesimlerde negatif çağrı yapıyor ne yazık ki.
Okullarda Kur'an kursu açılmasını öngören kararname de aynı akibete uğramıştı. Şimdi yaz geliyor. Çocuklarını yazın Kur'an kursuna göndermek isteyen aileler kimlerin eline düşecek merak ediyorum.
Türkiye, imam-hatipler nedeniyle ciddi bir gerilim yaşadı. Laik sistemden vazgeçiliyor havası doğdu, hükümet de gerçekçi bir değerlendirmeyle bu gerilimi daha fazla tırmandırmama yolunu seçti.
Ancak bu, halkın ciddi bir ihtiyacının ortadan kalktığı anlamına gelmiyor. Türkiye'de çocuklarının din eğitimi almasını isteyen önemli bir kitle var.
Bazı kökten laikler, bu kesimler bizi Avrupa Birliği önünde küçük düşürüyor düşüncesinde olabilir ama bu ülkemizin bir gerçeği.
Her anne-babanın da çocuklarına inandıkları dini, din tarihini öğretme hakkı var. Bu insanların temel bir hakkı.
Hem imam-hatiplerin yolunu tıkamak, hem okullarda din eğitimi fırsatı vermemek diye bir seçenek olamaz. Olursa o sistemin demokratikliği tartışılır. Çünkü demokrasi sadece laiklik üzerine kurulamaz.
Türkiye, bu fırsatı iyi değerlendirmeli ve inancı olan herkese potansiyel terörist muamelesi yapma alışkanlığından vazgeçmeli.
Bu ülkenin yolu bellidir. Bu iktidar da o yolda ciddi adımlar atmıştır. Bizi Avrupa Birliği standartlarına yaklaştıran bir çok hukuk reformu bu dönemde gerçekleştirilmiştir.
Tercihini Avrupa'dan yana kullanmış bir hükümeti sürekli laiklik sınavında tutmak yanlıştır. Elbette basın, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları hükümetleri sürekli denetim altında tutacak, eleştirecek ve tartışacaktır. Ancak bunun için demokratik zeminin temel alınması esastır.
Bugüne dönersek. Çocukların din eğitimi meselesi ne olacaktır? Türkiye henüz demokrasinin çocukluk aşamasını tam olarak geçemediği için, din eğitiminin cemaatlere bırakılması düşünülemez. Devlet bu konuyu denetim altında tutmak ister.
O zaman ne yapılmalı! Daha önce de fikrimizi belirttik; okullara seçmeli din dersi konulması bu aşamada bir zorunluluktur.
Geleneksel aile yapısının dağılması sonucu çocukların evlerde büyüklerden din eğitimi almaları giderek güçleşti. Aileler çocuklarını ya cemaat kurslarına gönderecek veya bu eğitim okullarda verilecek.
Bu nedenle, imam-hatiplerin dünya çapında din bilgini yetiştirecek gerçek meslek okullarına döndürülmesi, okullarda seçmeli din dersi konulması doğru bir çözüm yoludur. Türkiye'de çoğunluğun böylesi bir çözüme evet diyeceğini umut ediyoruz.
Ancak iş bununla kalmıyor. Hükümetin 12 Eylül kalıntısı YÖK yasasını mutlaka değiştirmesi, üniversitelere çağdaşlık, kalite ve demokrasi getirmesi kaçınılmazdır. Kimse, "Bu hükümet YÖK Yasası'nı değiştiremez" demez herhalde. Türkiye'nin yaz sonrası gündemi demokratik bir YÖK olmalıdır.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 TV ve reklamlar.   / 04-06-2004
 Şimdi ne olacak?   / 02-06-2004
 Bak şu konuşana!   / 01-06-2004
 SABAH, WAN'a niye katılmıyor?   / 31-05-2004
 Washington, Bağdat ve Ankara   / 28-05-2004
 Bugün 27 Mayıs   / 27-05-2004
 İsrail'e tavır yeterli mi?   / 26-05-2004
 500 yıllık azınlık   / 25-05-2004
 Gazete müfettişi   / 24-05-2004
 Futbol ve çeteler.   / 21-05-2004
ERGUN BABAHAN
Bir aktörün ölümü
Ronald Reagan Amerika'nın son...
ERDAL ŞAFAK
Asimetrik Başkan
İnsana sanki çok uzaklarda kalmış bir...
AHMET HAKAN COŞKUN
Misyonerlik neden Serbest olmalıdır?
BİR:...
MEHMET BARLAS
"Basında rekabet" sağlıklıdır, "basında kavga"...
ÖMER ÇELİK
Sol: Toplumsal proje mi, iktidar projesi mi?
Sol...
ÖMER LÜTFİ METE
Çuvalın babası NATO
Ulusalcı eğilimleri belirgin...
REFİK DURBAŞ
Batı'nın duyarsızlığı...
Yıllardır İsrail...
SAVAŞ AY
Üniversitede skandal mı rezil bir tezgah...
Karar Hagi'nin
Karar Hagi'nin
Oyun kurucu olarak düşünülen Djalminha ve Gallardo arasında tercih...
Conceiçao tamam gibi
Conceiçao tamam gibi
Sarı-kırmızılılar, Real Madrid'in Brezilyalı oyuncusuyla prensipte...
TRT 'Sabah hayrola' dedi
TRT 'Sabah hayrola' dedi
TRT anadilde yayına Boşnakça ile başladı. ‘Sabah hayrola’ anonsuyla...
Müslüman-Hıristiyan aynı cenazede buluştu
Müslüman-Hıristiyan aynı cenazede buluştu
Mekke, Medine ve Kudüs'ten sonra dördüncü kutsal kent olarak görülen...
Bağdat Caddesi'nde cinayet gibi kaza
Bağdat Caddesi'nde cinayet gibi kaza
Üniversiteli alkollü genç, yarıştığı otomobili geçmek isterken yol...
Çok acil olmadıkça doktora gitmiyorlar
Çok acil olmadıkça doktora gitmiyorlar
Sayıları 3 bini bulan Eminönü işportacıları beş kişilik akademisyen...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.