| |
Kişiselleştiremediklerinizden daha kişisel bir konu
 TİMUR SIRT timurs@sabah.com.tr
Haftalık bir yayınla uğraşıyorsanız günün çok kısa olduğunu düşünürsünüz.
Ben hem günlük hem haftalık bir yayınla ilgilendiğim için her ikisi de kısa geliyor.
Hafta sonu geldiğinde bakıyorum ki, yazısı geç kalan bir ben kalmışım. Gerçi yazarlarımız da bu konuda pek yabana atılır gibi değil. Bu konuda aramızda tek sözüne güvenilir insan Mahmut Sancak. Gazeteciler gelecek günün ya da haftanın zamanıyla yaşar. Bu konuyu da bir kenara bırakmadan önce iki söz söylemekte fayda var. Aslında diğer meslekler de çok farklı değil. Sadece size dayatılan takvimle başa çıkmaya çalışırsanız, bir anda yüzüstü kalabilirsiniz. Kendinizi bir an için de olsa kurtaracak çıkış noktası bulmanız gerekiyor. Yoksa gündem herşeyi alıp götürüyor. "O benim özelim" Gelelim asıl meselemize. Eğer siz de "Magazin dünyasını takip etmiyorum!"diyen yalancı çoğunluktan biriyseniz, "O benim özelim" "özdeyişini" iyi bilirsiniz. Televizyonda ve gazete sayfalarındaki siz değil de bir başkası olduğu için haberin içeriği izleyici veya okuyucu için hiçbir önem taşımaz.
Konu internet ve cep telefonu olunca işin şekli değişiyor. O zaman işin ucuna adına "son kullanıcı" denilen tüketci ekleniyor.
Geleneksel medya okur ve izleyiciyle tek taraflı bir ilişki kurar. Adına yeni denilen medya ise iletişimin çift yönlü değil, çok yönlü olmasına da sebep olur. Zurnanın "zırt" dediği yerde burasıdır. İnternet ve mobil iletişim bireyin gücünü neredeyse sınırsız ölçüde artırırken, oldukça düşük maliyetlerde yayın olanağı sunuyor. Daha iyi hizmet Teknolojinin kişiselleştirmesinde durum tamamen farklı. Zaman zaman işin magazin tarafı değil, kişilik hakları daha çok öne çıkmaya başlıyor. Teknolojiyle birlikte haberler özel yaşamınıza öylesine balıklama dalıyor ki, kişisel sınırlarınızın nerede başlayıp bittiğini bilemiyoruz. Kullandığınız kredi kartı ile neler satın aldığınız, hangi telefon numarasıyla ne kadar süre ve hatta ne konuştuğunuz takip ediliyor olabilir.
İnternette uğradığınız adresler ve elektronik posta gönderdiğiniz kişiler hepsi size "daha iyi hizmet" verebilmek için izleniyor olabilir.
Eğer bu konuda gerçekten iyimserseniz, savaşların ekonomik çıkarlar için değil, özgürlük adına yapıldığına inanabilirsiniz. Şirketler için daha karlı olmanın yolu, talep konusunda daha doğru bilgilere ilk önce sahip olmaktır. İşte bu nokatada kişiselleştirilmiş servisler devreye giriyor. Ancak bazen kişisel sınırları hiçe sayarak. Daha az stok
Daha az stokla çalışmanın yolu talepleri önceden tesbit ederek üretim yapmak olabilir.
Kişisel haklar ve güvenlik açısından bakıldığında bireyler ve şirketler açısından yeni medyayı bir tehdit ya da fırsat olarak görebilirsiniz. Teknoloji şirketleri talebi doğru tahmin edebilmek için izleme ve sorgulama yazılımları geliştiriyorlar. Ancak bu gelişmeler kişisel hakları ortadan kaldırmaya yönelik bir çalışmaya dönüşebiliyor. Bu konuda sivil kurumlar daha etkin olmak zorunda. Tüm bu tartışmaların içinde hukuksal düzenlemeler büyük önem taşıyor. İnternet servis sağlayıcısı ve cep telefonu operatörleri internet, SMS veya MMS ile yapılan yayınlarda ne kadar sorumluluk sahibi olabilir? Türkiye'de yasalar izin vermese de servis sağlayıcıların ve operatörlerin yakasına yapışmak daha kolay olduğu için fatura onlara kesiliyor. Bu konuda hızla yeni düzenlemeler için hazırlık yapmak gerekiyor.
Ancak şu da unutulmamalı ki, bu konuda yüzde yüz doğru bir sonuç elde etmek neredeyse olanaksız. Bu yüzden yasaklar getirmekten çok suçluların yakalanması büyük önem taşıyor.
Yeni alternatif medyalar yeni bir etik ve hukuk anlayışını her topluma dayatıyor. Ancak özel ihtisas mahkemelerinin bu eksikliği ortadan kaldırması büyük önem taşıyor.
|
|
|
|
|
