kapat
26.03.2002
 GÜNAYDIN
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 İSTANBUL
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 GÜNAYDIN
 ŞAMDAN
 CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HIGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

SORULARA CEVAPLAR

Defalarca yemin ettim ve bozdum. Kefaret için ne yapmalıyım?

Yemin edip de bozan kimse, ya üç gün oruç tutacak, veya 10 fakiri bir günlük doyuracaktır. Yani 10 fitre verecektir. Birkaç bozulmuş yemine bir kefaret de yeterlidir. Bir de yüce Allah'dan af dileyecektir. Allah'ın rahmet ve affının sınırsız olduğuna inanarak af ve rahmet dileyecektir.

İnançsız ve temizliğe önem vermeyen yani murdar insana yapılan dua veya beddua ona geçer mi?

Hiçbir duanın veya bedduanın kabul olacağına veya kabul olmayacağına dair bir hüküm yoktur. Dua veya bedduaları kabul etmemek Allah'ın iradesine, dilemesine ait bir konudur, onu kimse bilemez. Ancak Allah'tan ümit kesilmez. Allah'ın rahmeti sonsuz ve sınırsızdır. Bir insanın inançsız ve kötü kimse olması, onun iyi bir insan haline gelmesi için ona dua etmeye engel değildir. Biz bütün kötü insanların iyi hale gelmeleri için dua ederiz. Veya insanlara zulüm eden, zalim insanların cezalanması için beddua edilebilir. Ama bütün bunların kabul edilmesi veya edilmemesi Allah'ın dilemesine bağlıdır. Falanca duayı şu kadar okursan kesin kabul edilirmiş diye bir hüküm de yoktur.

Yeni başlayan birisi için geçmiş namazlar borç mu? Borçsa nasıl ödenecek?

Yeni başlayan bir insan için haklı olarak hem günlük namaz, hem de kaza namazları ağır gelir. Tabii bir süre sonra da hepsini bırakır. Dolayısıyla yalnız günlük namazlarını kılması yeterlidir. Esasen kaza namazları ile ilgili Kur'an'da çok açık ve kesin hükümlü bir ayet yoktur. Bu mezheplerin ictihatları ile verilmiş bir hükümdür. Bize göre, kul hakkı çiğnendiği taktirde, o hakkın iade edilmesi gerekir. Allah hakkı çiğnendiği taktirde, yani bir günah işlendiği taktirde bunun çaresi yüce Allah'a tövbe etmektir, af dilemektir. Namaz sadece bir şekil ve rakamlarla ifade edilen bir hareketler dizisi olarak kabul edildiği için, şu kadar rekat -hareket eksiktir deniliyor, o zaman onları kaza gerekir- deniliyor. Ama, namaz sadece hareket değil, manevi bir yüceliştir. İki kişi düşünün ikisi de hiç namaz kılmamış, ikisi de 50 yaşında, ama biri Hıristiyan, diğeri Müslüman ikisi de tövbe etti namaza başlayacak, Hıristiyan olan şehadet getirdi, Müslüman oldu ve namaza başladı. Onun üzerine kaza namazı yoktur. Diğeri namaza başladı, 35 yıllık kaza namazı kılacaktır. Peki bu adaletsizlik değil mi? Hıristiyan olup da Müslüman olan daha avantajlı olmuyor mu? Bu meseleleri ilerde daha geniş yazacağız.

Dualarımız kaderimizi değiştirir mi? Alnımıza yazılanı yaşıyorsak dualar boşuna mı?

İslam tarihinde en çok tartışılan konulardan birisi de kader meselesidir. Çoğu zaman da yanlış sonuçlara varılmıştır. Biz işin doğrusunu söyleyelim: Biz kaderimizin ne olduğunu bilmeyiz. Dolayısıyla, kaderle de sorumlu ve yükümlü değiliz. Kendimizi kadere göre de ayarlayamayız. Biz Allah'a emir ve yasakları ile akıl ve gücümüz ile sorumluyuz ve yükümlüyüz, dua etmekle yükümlüyüz. Eğer dualarımız kabul olmayacaksa, ona göre hayatımızda bir değişme olmayacaksa, yüce Allah Kur'an'da ne diye bize "Dua edin kabul edeyim- icabet edeyim" (Gafır Suresi: 90) diye emir buyuruyor? Demek bir değişme ve gelişme söz konusudur. Tekrar edelim, biz emir ve yasaklarla ve de akıl ve gücümüzle sorumluyuz. Gerisi bizim bilgimiz dışıdır. Şu kadarını söyleyelim kader konusu çok yönüyle yanlış anlaşılmıştır. Daha önce yazdık, o nedenle mevcut kader anlayışının içine girmeyelim, biz emir ve sorumluluğumuzla ilgilenelim.

Bir kez hacca gittim. Şimdi umreye gitmek istiyorum. Evde yetim yeğenim var. Haca gitmek mi, ona bakmak mı daha sevap?

İkinci defa hacca veya umreye gitmek, bize göre sevap değil günahtır. Çünkü hacca gitmenin bir hikmeti de Hicaz'daki fakirlere yardım etmek, onlara sadaka vermektir. Bugün onlar fakir değil, biz fakiriz. Türkiye'de yüzbin kadar çocuğumuz sokakta yatıyor. Öksüzler, yetimler, dar gelirliler, özürlüler, gelirsiz yaşlılar... Bütün bunlar muhtaç durumda. Siz kalkıp da ikinci defa hacca gideceksiniz. Bırakın sevabı, günahtır o hac... O nednele siz umre için ayırdığınız parayı derhal kendi yetimlerinize harcayın. Başka yoksullara verin. İşte o zaman sevap kazanırsınız. Hatta kat kat sevap kazanırsınız, günahlarınız affolur, ömrünüz uzar. Bir hadiste, "sadaka ömrü uzatır" buyuruluyor. Allah kabul eylesin...

Psikolojik sorunlarım var, cinsel sorunlarım var. İntiharı düşünüyorum, günah mı?

Bir şeyi sadece düşünmek elbette günah değil, ama insan güzel şeyler düşünmelidir. Çünkü intihar etmek büyük günahlardandır. Onu düşünmek, tasarlamak elbette çok sakıncalıdır. Derken insanın ayağı kayıp intihara gidebilir. O nedenle öyle şeyi düşünmek zararlıdır.

İntihar etmek en azından normal bir insanı öldürmektir. Bu insan kendisidir. Hiçbir insanın kendini öldürmeye hakkı yoktur. İslamiyet intihar etmeyi şiddetle yasaklamıştır. Ayette, "Kendi nefsinizi öldürmeyin" (Nisa Suresi: 39) diye buyrulmuştur.

İnsanın sorunları olabilir. Ama çareleri de vardır. Geniş düşünün, her derdin bir dermanı vardır. Psikolojik sorunları çözmek için doktorlar vardır, yeni bulunan ilaçlar vardır, gidin bir psikiyatriste tedavi olun. Cinsel sorunlarınızı da açın, aklı yetenlere sorun, onun da mutlaka bir çıkış yolu vardır. Konularınızı ayrıntılı olarak mutlaka uzmanlara açıklayın, bizim alanımıza gerin şeyleri bize sorun... Tıkanıp kalmayın, intihar gibi kötü şeyleri düşünmeyin, tehlikeli ve büyük günah olan şeylerden uzak durun.... Unutmayın dünyada her şey değişir, sizin sıkıntılarınız da değişecektir, biraz sabır edin ve çare arayın. Allah'ın size yardımcı olacağını umuyorum.

Cennette sosyal hayat olacak mı? Yani radyo, tv, sinema, tiyatro, bilgisayar gibi.

Cenetteki hayat ile ilgili ayrıntılı bile yoktur. Yalnız, nefisler ne arzu ederse o vardır şeklinde ayetler vardır. Bu bize çok şey anlatır. Cennet ehlinin koltuklarda karşılıklı oturacaklarını, kendilerine hizmetçilerin hizmet edeceklerini açıklayan ayetler vardır. Demek orada elbette en üstün biçimde sosyal hayat olacaktır. Kısacası insanların arzu ettiği her şey olacaktır orada...



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap


Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır