kapat
20.03.2002
 GÜNAYDIN
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 İSTANBUL
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 GÜNAYDIN
 ŞAMDAN
 CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Serdengeçti'nin hapse girmeye niyeti yok!

Merkez Bankası Başkanı Serdengeçti, "Geçmişte her seçimde para basılırdı. Şimdi yasa var. Kamuya tek kuruş kredi veremem. Uymazsam hapse girerim. Espri, ama yasa böyle" dedi

dMerkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti, ihracatçıdan siyasetçiye, sanayiciden iktisatçıya her kesime "Benim görevim fiyat istikrarı sağlamak" diyerek tavrını ortaya koydu. İhracatçılara, "Yasayı yeniden okusunlar. Benim ihracatı desteklemek gibi bir görevim yok. Merkez Bankası'nın görevi fiyat istikrarı sağlamak" diyen Serdengeçti, kapıların siyasete kapandığını da şu cümleyle özetledi: "Merkez Bankası Yasası değişti. Maastricht kriterleri geçerli. Uymazsak hapse gireriz. Hükümete tek kuruş kredi açamam. Hapis konusunu espri olsun diye söylüyorum ama yasa da böyle diyor. Şeffaf olarak herkese hesap veriyoruz."

Merkez Bankası ile Dünya Gazetesi tarafından ortaklaşa düzenlenen "Türkiye'de Enflasyonla Mücadele" konulu konferansda konuşan Serdengeçti, enflasyonu, "bir yolsuzluk biçimi" olarak tanımladı. Merkez Bankası'nın birinci hedefinin fiyat hareketlerini kontrol etmek olduğunu söyleyen Serdengeçti, "Yeni programda enflasyon hedefi var ama büyüme hedef değil sadece tahmin. Herkes buna dikkat etsin" dedi ve şu noktaların altını çizdi:

1-İhracatçı aldatmasın!
* Gerçekçi kur diye birşey söyleniyor. Böyle bir politika olmaz. Ya 1980'lerde olduğu gibi ihracatı desteklersiniz kuru düşük tutarsınız, ya da geçen programda olduğu gibi öngörülebilir bir kur politikası takip edersiniz.

* Kurların düşük olması ihracatçının rekabet gücünü zayıflatıyor diyorlar. Akşamdan sabaha kimse rekabet gücünü kaybetmez. Birbirimizi aldatmayalım. Merkez Bankası Yasasını dikkatli okuyalım. Merkez Bankası'nın ihracatçıya kur avantajı sağlamak gibi bir görevi yok. Bu görev hükümete ait. Bunu herkes öğrenecek.

2-Zam sonuç vermez
* Gelirleri artırmanın tek yolunun yanlış fiyatlama politikası olmaması gerekiyor. Tekelci konumdan faydalanıp zam yaparak sonuç alınmaz. Yanlış fiyatlama politikaları nedeniyle büyüme gelmezse kabahatli biz olmayız. Geciken fiyat hareketleri var deniyor. Ancak insanlar şunu öğrenmeli. Artık geçmiş enflasyona değil, geleceğe yönelik beklentilere bakmamız gerekiyor. Büyüme ile ilgili hedefimiz yok sadece tahmin var. Şu andaki gelişmeler yılın ikinci yarısında pozitif büyümeye geçileceğini gösteriyor.

3-Siyasetçiye para yok
* Geçmişte, 'Seçim dönemine girdik, para basılacak, hükümet desteklenecek' denilirdi. Artık bunlar mümkün değil. Kimseye bir kuruş aktarılmayacak. Üzerimde siyasi baskı yok, ama olsa da farketmez.

4-Dövize müdahale edebiliriz
* Dövizde arz fazlası var. Burada müdahale üzerinde durmak lazım. Kısa vadeli oynaklıklarda Merkez Bankası müdahale edecektir. Ancak bu oynaklığın derecesi ne olur o bizde saklı, söylemeyiz.

* Kurda reel kur artışı bekliyoruz.

* Madem dövizde arz fazlası bekliyoruz. O zaman Merkez Bankası döviz likiditesini azaltmak için ve rezervlerini artırmak için alım yapabilir. Ancak bu önceden tüm detayları duyurularak yapılacak. Seyir böyle bir operasyon yapılabileceğini gösteriyor.

* Kurun aşırı değer kazanmasında dış dünyayı takip etmemizin ilgisi var.

* Euroya geçiş ile birlikte 7 milyar mark, yani 3.5 milyar euro karşılığı mark dışarıya gönderildi ancak piyasaya 500 milyon euro satıldı. Bu aradaki farkın bankalara geldiği anlamına da gelmez. Çünkü markların bir kısmı dolara veya TL'ye dönüştü.

5-Petroldeki artış bizi zorlayacak
* Geçen yıl Haziran-Ekim döneminde talepteki daralmaya rağmen enflasyon yüksek seyretti. Şubatta ise yüksek tarım fiyatlarına rağmen enflasyon düşüş trendine girdiğini gösterdi. Canlanma oldu diye faizler yükselmez, kimse canlanmaya kötü gözle bakmaz. Fiyat istikrarı tehlikeye girerse kısa vadeli faizler yükselir.

* Petroldeki artış bizi zorlayacak gibi görünüyor. Bunun için yapabileceğimiz birşey yok. Maalesef öyle bir gelişme görüyoruz. Böyle devam ederse, mücadelemizi zorlaştırır.

* Merkez Bankası'nın enflasyona yönelik anketleri bizim için çok önemli. Aslında 2000 yılı yaz aylarında enflasyon tahminlerinin programa uymadığını görüyoruz. Yani krizin sinyalini vermişler. Şimdi tahminler oldukça iyi. Yıl sonunda TÜFE'de yüzde 44'ler öngörülüyor. Bu bize yetmez. Bizim yıl sonu hedefimiz yüzde 35.

Enflasyon yolsuzluk biçimidir
Bazı kesimlerin bir ara 'bu kadar yüksek faiz dışı fazla mı olur' dediğini hatırlatan Süreyya Serdengeçti, bunun tamamen yanlış bir düşünce olduğunu söyledi. Serdengeçti sözlerine şöyle devam etti: "Böyle bir hareket yeni bir krizi doğururdu. Allah'tan bu sesler giderek azalıyor. Fiyat ve ücretleri geçmişe endekslemeye son vermemiz gerekiyor. Neticede enflasyonla mücadeleyi kazanmamız gerekiyor. Entelektüellerimizden bile duydum. (Bize biraz enflasyon lâzım, biraz para basmak lâzım.) Ancak Türkiye'de böyle birşey söylenebilir. Enflasyon bir yolsuzluk biçimidir. Enflasyon hedeflemesine yüksek kurda geçen ilk ülkeyiz diye eleştiriler aldık. Ancak bu programda enflasyon hedeflemesi şart. Kısa vadede büyüme ile enflasyon belki bir arada olmaz. Ama uzun vadede olacağını göreceğiz."



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır