kapat
05.02.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HIGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Magazin ve medya

Sonunda Nazım Hikmet de televoleci magazincilerin kurbanı oldu. Nihayet Dostlar Tiyatrosu'nu da Televole programlarında görme olanağı bulduk. Yüzünü ekranlarda unuttuğumuz Şebnem Özinal'ın bir anda ortaya çıkan memesinin güzelliğinin farkına vardık.

Nazım Hikmet'in bu konuda ne düşündüğünü bilme olanağımız yok. Ama diğer yaşayanların serzenişlerine bakıldığında şu dikkat çekiyor.

Medya bizim göstermek istediklerimizi değil görmek istediklerini görüyor.

GAZETECİ GÖRÜR

Geçenlerde bizim evde Hayrullah Mahmud'la konyaklarımızı yudumlarken sohbet bir ara bu konuya geldi...

Hayrullah Mahmud şu görüşü savundu:

"Eğer oyunda bir göğüs ortaya çıkıyorsa, orada da bir gazeteci varsa, bu meme de ünlü bir hanımın memesiyse, bu dünyanın her gazete ve televizyonunda haberdir. Onlar mı öğretecekler gazeteciye hangi kareyi ekrana getirip getiremeyeceğini. O zaman adama sormazlar mı, tiyatro bir kurmacaysa, yaşamın her anı orada yer alacak diye bir kaide mi var.

Meme de sütyeninden fırlamasın değil mi?

Fırlıyorsa, o gazetecinin değil, fırlatıp gişe yapmak isteyen tiyatronun sorunudur. Ya da onların deyişiyle bu onların gişe sorunsalıdır. Hem bu yöntemin oyuna olan ilgiyi artıracağını bileceksin, hem de Televole kültüründen sabıkalı Tv kanalları hadiseyi böyle yansıttı diye palavradan isyan edeceksin. Kimse bunu yemez. Ortalama gazetecinin zeka düzeyinin altına düşmeyeceksin" dedi.

Bu sözlerin üstüne ne denilebilir ki!

Adam gazeteci ve içeriden değerlendirme yapıyor...

Hadisenin bir boyutu bu...

Diğer boyutunda da benzer gerçekler var...

Ki...

Son yıllarda Türkiye'de magazin ve medya kelimeleri fazlasıyla içiçe geçmiş bulunuyor.

Aslında bu bütün dünyada böyle...

Ama Türkiye'de işin dozu kaçmış durumda...

ARTİSTİK FENOMEN

Bunu daha iyi anlamak için Meksikalı yerli halkların kahramanı ve onların hakları için mücadele eden EZLN örgütünün lideri Astkumandan Marcos'un söylediklerine bir göz atalım.

Bilindiği gibi Marcos maskesi, piposu, cep telefonu, internet ortamındaki mektupları ve Zapatizm olarak bilinen mücadelesiyle tanınıyor.

Paris-Match soruyor:

- Marcos madrabazlarıyla maskeli pipolu tişörtlerin satıcıları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Marcos cevaplıyor:

- Zapatizm iki dünyada tartışılıyor. Birincisi bunu artistik fenomene dönüştürüp yarar sağlama peşinde. İkincisi ise bizim sosyal savaşçılar olduğumuzun farkında.

Marcos'un söyledikleri çok açık...

İster gerçekten isteyerek popüler olun isterse çeşitli rastlantılar sizi çok popüler yapsın değişmeyen bir durum var. Birileri sizi artistik fenomenin ve tüketim sürecinin bir malzemesi yapacak. Birileri de sizi gerçekten içten hissederek anlayacak.

Tercih şansı pek yok gibi...

Ne dersiniz?



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır