kapat
23.01.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 NET YORUM
 HYDEPARK
İNANÇ DÜNYASI
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Küçük suların büyük balığı olmaz!

Her türlü ayrımcılığın gözü kör olsun, sebep olan Allah'ından bulsun.. Özellikle de moda dünyasına yön verenleri kadın düşmanı gibi gösterenlerin şerrinden cümlemizi korusun..

Siz kendinizi bilin, bunlara uymayın..

Bizim memleketin yakası, memur yakasına benzer.. Ne yapsanız iki yakası bir araya gelmez.. Vatandaş orasından çekiştirir, hükümet burasından çekiştirir yine de açık kalır..

Tam memleketi birlik ve beraberlik ortamına sokuyorduk ki bu sefer de "Modacının önden çekişlisi mi yoksa arkadan çekişlisi mi iyidir?" tartışmasını başlattılar..

Huzurumuzu bozmak için boş böğrümüze vurdukları noktaya dikkat buyurun..

Moda dünyasına eşcinseller hakimmiş.. Onlar kadını sevmediklerinden intikam alma derdine düşerlermiş.. Yarattıkları kıyafetlerle kadını, bilim adamının eline düşmüş deney şebeğine benzetirlermiş..

***
Külliyen yalan, külliyen iftira..

Kadın milletinin "güzellik ve estetik" konusundaki halleri, içlerinden gelen bir şeydir.. Yönlendirme sonucu böyle olmamışlardır..

En aklı başında görünen orta yaşlı bir kadını alın.. Önüne iki kıyafet modeli koyun.. Biri hiç abartısı olmayan ama şık bir kıyafet olsun.. Diğeri abartılmış birşey..

Doğasında var..
Ne bileyim mesela tek askılı bir elbise.. Üstelik askısının üzerinde lahana büyüklüğünde bir gül var.. Gülün üzerine de bir bülbül kuşu konmuş..

Yetmez, diyorsanız gülün üzerinde tünemiş kuşun bacağından bir zincir uzatıp eteğe kadar indirin.. Orada bir büzgü yaratıp zincirin ucuna bağlayın..

Kadın gider, ikinci kıyafeti seçer..

Çünkü kadınların doğasında bu vardır.. Hemcinslerinden farklı görünmek, onlardan güzel olabilmek, dikkatleri sadece kendi üzerinde toplamak güdüsüne karşı hiçbir kadın karşı koyamaz..

Bunlar masum ve anlaşılır şeyler.. Hal böyleyken suçu; kendisini işlem hatası sonucu yanlış bir kimlikle dünyaya gelmiş zanneden modacıların üzerine yıkmak niye?

Dünkü gazetelerin birinde Sema Çelebi Hanımefendi'nin fotoğrafını gördüm.. Giydiği şey resmen Robocop kıyafeti.. Bir tek göbeğinin üzerindeki yere denk gelmesi icap eden kırmızı "ikaz lambası" eksik..

Şimdi bunu Sema Hanım'a "benim içimde bir kadın var.." diyen modacılardan biri mi zorla giydirdi? Yoksa New York polis departmanında boş robocop kadrosu vardı da işe mi girdi?

***
Bir de şeye takmışlar, göğüslere.. Efendim, defilelerde sunulan elbiseler neden göğüsleri açıkta bırakıyormuş?

Açıkta bıraksın kardeşim, size ne? Bir faydası var ki bırakıyorlar..

Herkes bilir, giyimde kuşamda dünya "unisex" kıfayetlere gidiyor.. Kadını da erkeği de aynı şeyi giydiği için kimin kız kimin erkek olduğu anlaşılmıyor..

Göğüsleri açıkta bırakan kıyafetin faydası burada..

Karşıdan bakıyorsun, göğüsler kıl içindeyse o şahsın kafa kağıdı mavi.. Yok efendim, peygamber elması tabir edilen organlarından biri veya ikisi dışarı fırlamışsa o şahıs pembe kafa kağıtlı..

Bu sayede öğreniyorsun, otobüste rastladığında kalkıp yer veriyorsun.. Bir yere girerken rastladığında kapıyı açıp yol göstererek nezaket etkinliği yapıyorsun..

İkinci faydası da "seçimde kolaylık" yapması..

Gülsüz olmaz..
Bazı hanımların göğüsleri söylemesi ayıptır süzme yoğurt kesesi gibi sarkar.. Bunlar ya altlarına takviyeli sütyen giyip kamuoyunu yanıltırlar veya keselere fiyonk atarak görüntüyü tahrif ederler..

Göğüsleri açıkta bırakan elbiseler işte bu konuda erkeğin hata yapmasına fırsat bırakmaz..

Modacılar arasında "cinsiyet ayırımcılığı" yapanları da biliyoruz.. Yıllarca sahnede izlediğimiz kadın sanatçıları bunlar giydirdiler..

Bir zamanlar kafayı güle takmışlardı.. Sahne elbisesi diktikleri bir assolistin kıyafetine kocaman bir gül eklemeden yapamazlardı.. O assolist mesleğin ilk yıllarında gülü genellikle omuzunda taşırdı..

kilo almaya başladığını gülün bele inmesinden anlardınız.. Bülent Ersoy Hanımefendi'yi yıllarca "pazarcı esnafı" gibi dolaştıran bunlar.. Gerçi şimdi Bülent Hanım'ın kıyafetlerini tek gül kurtarmıyor.. Sadece etek kısmına, üzerinde sera kuracak kadar kumaş gidiyor ama olsun.. Bu durum tezimizin haklılığını engellemez..

Ebru Gündeş Hanımefendi daha el kadar bebeydi.. Bizim delikanlı modacılardan biri tutup başına şapka dikti.. Nah böyle birşey! Yazlık çay bahçelerindeki Efes Pilsen şemsiyeleri kadar vardı..

Kızcağız o şapkanın altından çıkıp kendini gösterene kadar iki senesini zayi etti..

***
O bakımdan modacıyı cinsel tercihine göre ayırmak yanlıştır.. Çirkin birşeydir.. Üstelik bizim ahalimiz bu ayırıma katiyen bakmaz.. Kimsenin özel hayatına balta olmaz..

Bir grup üniversiteli genç hane hane dolaşıp, cinsellik üzerine anket yapıyorlarmış.. Sıradaki kapıyı çalmışlar.. Kapıyı, iri yarı, pala bıyıklı, göğüs nahiyesi hayli kıllı biri açmış, gelen kızla oğlana "Ne istiyorsunuz?" diye sormuş..

Saçı arkadan bağlı, tel gözlüklü oğlan "Şey.." demiş.. "Cinsellikle ilgili bir anketimiz vardı, bazı sorular soracaktık.." Pala bıyıklı kuşkuyla bakıp "Nasıl soru yani!" deyince bu kez anketçi kız atılmış:

- "Örneğin homoseksüellik hakkındaki düşüncenizi filan soracaktık.."

Palabıyıklı biraz düşünmüş.. "Anam biz halk çocuğuyuz.." demiş.. "Bu işlerden anlamayız.. Öyle amoseksüel mamoseksüel neyim bilmeyiz.."

Anketçiler tam boyun büküp gidecekken atılmış: "Ama isterseniz bizim hanıma sorun.." Eli boş dönmekten kurtulacaklarını düşünen anketçiler "Aaa! Tabii.." deyince başını döndürüp, içeriye seslenmiş:

- "Selamiiii! Buraya gel, seni istiyorlar.."

Bu hikayeyi bizim insanımızın aslında her türlü ayırımcılığa uzak olduğunu, hoşgörüsünün ne kadar geniş olduğunu göstermek için anlattım.. Sakın ola ki altında kasıt aranmaya..



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır