kapat
23.01.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 NET YORUM
 HYDEPARK
İNANÇ DÜNYASI
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Sorumluluk nerede?

Bazen okuduğum haberlere gözlerim faltaşı gibi açılmış vaziyette bakakalıyorum. Hani sansasyonel haber veya konuşmada üstümüze yok biliyorum bilmesine ama yine de şaşıyorum. Olacak şey değil.

İşte bunlardan biri; "Sigara zeki yapıyor."

Söyleyen de bir eğitim görevlisi... Karadeniz Teknik Üniversitesi Fizyoloji Anabilim Dalı Bölüm Başkanı.. KTÜ Rektörü'nün, lojmanın deniz manzarasını kapatıyor diye 33 ağacı kestirme haberini okuyunca oradan çıkan fikirlere şaşmamak lazım ama.. Diyelim ki böyle bir buluş yaptılar. Bu çalışmayı yaparken sigara gibi "ölümcül" bir alışkanlığın faydalı yanını bulmakta ne gibi bir yarar gördüler orasını anlamak zaten mümkün değil. Haberin en son cümlesi de şöyle bitiyor "Ama zararlarını da unutmamak lâzım.."

Eh, bravo hiç değilse bunu hatırlamışlar. Peki bu haberi okuyan gençlerin zarar marar dinlemeyeceğini nasıl hatırlayamamışlar?

Ben böyle haberleri bilim adamlarına yakıştıramam ve açıkçası arkasında başka niyetler ararım.

Dünkü gazetede modacı Cengiz Abazoğlu'nun "şeffaf giysiler" konusundaki açıklaması da başka bir sorumsuzluk örneğiydi, kusura bakmasın. Bu kıyafetleri İstanbul'da da basının alınmadığı özel davetlerde ünlü kadınların giydiğini söylüyor ki cevabını Yıldırım Mayruk, Vural Gökçaylı, Ahmet Eraslan gayet güzel vermişler.

Bunun bir teşhir olduğunu, giysilerin de sadece medyanın ilgisini çekmeye yönelik şov amaçlı kıyafetler olduğunu söylüyorlar üçü de.. Mesleğimiz gereği bu kadar davete katılıyoruz, şimdiye kadar çıplak vücuda şeffaf kıyafet giyen kimseye rastmadım ben.. Türkiye'de sanatçılar dışında herkes modayı gayet ölçülü uyguluyor.

Bu tür haberlerin siyasete nasıl alet edildiğini açık oturumlarda bile görmek mümkün.

Biraz sorumluluk lütften!

Erkekler maymun mu?
Ben de bu fikre katılıyor muyum diye merak ettiniz değil mi, hemen atladınız yazının üzerine.. Söylemeyeceğim işte..

Yok, yok dayanamayacağım. Valla bu Duygu Asena'nın görüşü, erkekler onun gözüne maymun gibi görünüyorlarsa kimsenin buna bir itirazı olamaz. Pakize Suda "Maymunun bile bir sevimliliği vardır" şeklinde biraz daha farklı bir görüş getirmiş.

Genellemelere karşı olduğum için ben bu görüşlere katılmam ancak bir konuda maymunluk yaptıkları kesin; "Medeni Kanun" konusunda korkularından Anayasa'nın eşitlik maddesini ve Medeni Hukuk'un genel kurallarını ayaklar altına aldılar.

Yavuz Donat'ın dünkü yazısında Adalet Bakanı'nın "Kanun soyut, genel ve herkes için eşit kural getirir. Bunun içinde de herkes kendini bulur" sözleri yer aldı. Oysa çıkarılan ve Bakan'ın il, il dolaşarak anlatmaya çalıştığı yeni Medeni Kanun'da bu yasanın değişmesini hayatı boyunca beklemiş olan milyonlarca kadın kendini bulamadı. Bu kanun "eşitlik" getirmedi. Tam aksine mevcut "erkek-kadın" eşitsizliğine bir de kadınlar arasında eşitsizlik ekledi. Duygu Asena'nın konuşmasında "Medeni Kanun değişti, eşitlik getirdi" sözlerini söylerken, bunu nasıl atladığını da anlayamadım. Eşitlik gelecek kuşaklar için sağlanmıştır. Onun için de düzeltilmesi gerekiyor!

Anlatmanız zor olacak!
Geçen hafta Salı akşamı Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk kalabalık bir yazar grubuyla bir akşam yemeğinde buluştu. Konu "F tipi cezaevlerinde yapılan ölüm oruçlarını durdurmak için baroların geliştirdiği 'Üç kapı, üç kilit' projesine karşılık Bakanlığın yeni önerisi"ydi.

Mahkumlara spor, kütüphane gibi sosyal aktiviteler dışında 'haftada 5 saat on kişilik gruplar halinde sohbet' imkânı verilmesi.. Daha sonra bu kararın kesinleştiği bildirildi.

Aynı akşam, yemekten sonra veda ederken Bakan Türk bana "İki hafta sonra Medeni Kanun'u tanıtma seminerleri için İstanbul'a döneceğim" dediğinde ona "Suç işleyenlerin sorunlarına çare bulduğunuza memnun oldum ama 17 milyon suçsuz kadının sorununu nasıl gözardı edebiliyor ve koalisyon şartları bunu gerektirdi diyerek geçiştirebiliyorsunuz" dememek için kendimi zor tuttum.

Medeni Kanun'u anlatmaya çalışacaklar çünkü kimse birşey anlamadı. Seminerle anlamaları da mümkün değil.. Aslında bunu onlar da çok iyi biliyorlar!



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır