kapat
23.01.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 NET YORUM
 HYDEPARK
İNANÇ DÜNYASI
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Dişi-erkek çiftleşme mahremiyeti saydamlaşırken...

Sürprizli bir yaşam coğrafyasına doğru gidiyor Türkiye... 5-10 yıla kadar gazete manşetlerine sanırım, dişi-erkek çiftleşme pozisyonlarının ayrıntıları çıkmaya başlayacak..

Türkler'in en büyük özelliği olan mesleksizlik sorunu da, anadillerinin "yazı" boyutuyla bütünleşememiş olması boşluğu da, ailelerin sokağa bıraktığı üç milyon yersiz yurtsuz çocuk dramı da, doğanın -insanoğlu'nu da kapsayan- tarihsel ve evrensel "dişi-erkek çiftleşme olgusu" manşetlere taşındıkça, unutulup gidecek...

Örneğin "Türkiye'nin itfaiye kadrosu çok yetersiz" manşeti yerine; "Türkler'de en çok uygulanan çiftleşme pozisyonu, alttaki dişinin ayaklarını erkeğin sırtında, yahut bacakları üstünde çengellemesi" olacak.

TV kanallarındaki "soru-cevap" programlarına davet edilen, eğlence sektörünün ünlü genç bir hanımı, şu tür soruları yanıtlayacak:

- En yeğlediğiniz çiftleşme pozisyonu hangisi, neden?

Yanıt:

- Sırt üstü yatmış erkeğin üstünde oturarak çiftleşme... Nedeni de, çiftleşme temposunda inisiyatifin güdüsel olarak bana geçmesi ve orgazm öncesinde dilediğim kadar hızlanabilmem..

Soru:

- Hep aynı pozisyonda mı çiftleşiyorsunuz ve haftada kaç kez?

Yanıt:

- Bazen domalma pozisyonlarıyla, alta yatıp kalçamın altına yastık koymayı da uyguluyorum; 5-10 arası...

Soru:

- Hep aynı erekekle mi?

Yanıt:

- Genellikle evet, bazen değiştiği de oluyor...

Ve çiftleşme üstüne taze manşetler: "Türkler'de oral seks ile grup seks oranı çok düşük, anal seks daha yaygın"

"Türkler'deki çiftleşme açlığı dünyayı hayran bırakıyor"

"Ayak üstü çiftleşmelerde dişi için en uygun bacak pozisyonu"

Dişi-erkek çiftleşmesinin daha çok saydamlaştırılarak, sürekli gündemin ilk maddesinde tutulması; "ulusal gelir dağılımındaki eşitsizlikte, Tanzania'nın bile altındaki 5 en geri ülkeden biri olma" gerçeğinden; çok daha yaygın bir ilgi bütünleşmesi yaratır toplumda. Hele çiftleşme konularını hiç kimseyle paylaşamamış olan 25 milyon kadında..

Üstelik insanoğlu'ndaki çiftleşme eyleminin ekonomik boyutları da, o kadar dallı budaklıdır ki, mutlaka birileri bilinmedik kârlar sağlar bu eylemden..

Ancaaak...

Dişi-erkek çiftleşmeleri medyada ilk sıraya oturmaya başladığında; toplumsal sorunların ortaklaşa benimsenmesi de iyice gözardı edildiğinden, gizli bir çöküntü derinleştikçe derinleşir...

Ve büyük bir depremle karşılaşıldığında, 300 bin ölünün cenazesi dahi kaldırılamaz ve bir Pompei noktalamasıyla çevirir tarih sayfalarını..

Akıl, geleceğin içinde yavrulayan olayların kasırgalarına karşı sürekli ayakta kalma alternatifleri yaratma sigortasıdır aynı zamanda..

"Gün bu gün, saat bu saat; bana ne gelecekten" pragmatizmiyle, oportünizmi; geleceğin içinde yavrulayan olayların fırtınaları karşısında; vaktiyle asla öngöremedikleri, yok edici bedeller ödetir "güncelciler"e...

Bu tür değerlendirmeler, yaşı 30'dan küçük 40 milyonu ilgilendirmeyen demode bir ukalalık artık...

O nedenle, Birand'nın kulağını çınlatarak çekelim manşetimizi:

"Dişi-erkek çiftleşmesi sırasında çıkan sesler koleksiyonunda Türkler'inki hayret ve hayranlık yaratıyor"

Alt başlık da elbet şu:

"Ne mutlu bize".



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır