kapat
14.01.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 NET YORUM
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Dünyanın yüreğinin attığı yer

Fransız basınında 1950'lerden 80'lere kadar olan dönemin en önemli gazetecilerinden biri de Françoise Giroud olmuştur. Françoise Giroud "yabancımız" değildir. Babası Salih Gürcü 1915'te İstanbul'da ilk basın ajanslarından birini kurmuş, ancak bu ajans İttihat ve Terakki yönetiminin istediği gibi "Alman taraftarı" faaliyet göstermediği için kapatılmış ve Salih Gürcü Fransa'ya göç etmiştir. Gürcü bundan sonraki dönemde Osmanlı İmparatorluğu ve yeni Türkiye'nin doğuşuna ilişkin olarak çeşitli yayınlar yapmış, Mustafa Kemal hareketini destekleyen konferanslar vermiştir.

Françoise Giroud, İkinci Dünya Savaşı sonrasında dönemin en popüler kadın dergilerinde gazeteciliğe başlamış, 1950'lerde farklı bir sol ve Avrupalılık fikirlerini savunarak düşünce hayatını çok etkilemiş olan L'Express dergisinin uzun yıllar yönetmenliğini yapmıştır. Siyasi kriz dönemlerinde iki kez de parlamento dışından bakan olan Giroud, İkinci Dünya Savaşı sonrasından itibaren basındaki değişimin içinde yaşamış, medyanın yapı değiştirmesinin de en önemli tanıklarından olmuştur.

Temel hep aynı kalıyor
Giroud'nun meslek anılarını anlattığı konuşmalarından oluşan bir kitap geçenlerde "Profession Journaliste" (Mesleği Gazeteci) adıyla yayınlandı. Mesleğinin birçok alanında çalışmış olan ve halen Le Nouvel Observateur dergisinde her hafta, televizyondan yola çıkan yorum yazıları yazan 56 yıllık bu gazeteci, medyadaki değişim, İkinci Savaş sonrası oluşan yapının 90'lı yıllardan başlayarak tekrar dönüşmesi üzerine ilginç yorumlar yapıyor.

Televizyon her zaman daha fazla kişiye ulaştığı için yazılı basından, siyasiler özellikle de demokrasiyi sevmeyen siyasiler açısından daha fazla korkutucu olmuştur, ama olayın temeli değişmemiştir. Giroud'nun sözleriyle:

"Eskiden her darbe yapan, ilk iş olarak haberleşme araçlarını eline geçirirdi. Tabii ki televizyonun yaygınlığı ve son internet dalgası oyunun kurallarını değiştirmiştir. Ama temel hep aynıdır: Halkın, her şey hakkında bilgi sahibi olma hakkı var mıdır, yok mudur? Her şeyi halka söylemek sağlıklı mıdır, yoksa her şeyi söylemeyerek halkı 'korumak' mı gerekir? (...) Diana'nın ölümünden paparazzilerin sorumlu olup olmadıklarını tartışmaktan önce bu soruya cevap verilmesi gerekir... Haberin yayılması bugün hâlâ toplumsal dengenin temel unsurudur ve sorumluluğunun bilincinde olmayan hiç kimsenin bu alanda bir rolü olmamalıdır..."

"Gazetecilik nedir?"
Medyanın yapısındaki değişimin, yayın organlarının büyük mali gruplar içinde yer almasının gazeteci açısından sonuçlarını şöyle anlatıyor Françoise Giroud:

"Gazetecilik bir meslekten öteye, bir yaşama biçimidir. Bugün gazetelerin çoğunun sahibi büyük mali gruplardır. Büyük mali gruplar kendi başlarına kötü şeyler değildirler. Sorun başkadır. Kimse bir mali grup için kendini 'helak' etmek istememektedir... Bu da gazetecilik ateşini zayıflatmaktadır..."

Kendisine bir de şu soru soruluyor:

"Françoise Giroud, gazetecilik nedir?"

Yarım yüzyılı aşmış gazeteci cevap veriyor:

"Gazetecilik dünyanın yüreğinin attığı yerdir."



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır