kapat
14.01.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 NET YORUM
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Dengenin çivisi

Batı'da, ekonomideki hızlı büyüme için "Boom" deyimi kullanılır...

Yakın gelecekte de sık sık Ortadoğu'nun yaşadığı siyasi ve ekonomik değişimi anlatmak için bu deyimin iki sebeple kullanıldığına tanık olacağız...

Bir tanesi, gökten yağan bombalar nedeniyle...

Bir diğeri de ekonomik gelişme sebebiyle...

Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu, SAREM'in tanıtım toplantısında, bu gelişmelere paralel olarak, "Dünyanın merkezi

Türkiye" demişti...

Yüksek Strateji Merkezi'nin hazırladığı bir raporda da, benzer noktalara dikkat çekilerek, Ortadoğu'daki "Dengenin çivisi" olarak

Türkiye gösteriliyor...

YENİ GLOBAL DENGE

Raporda, yeni bir global dengenin 10 yıl içinde kurulacağı belirtilip, güvenlik terazilerinin iki bölgede toplanacağına dikkat çekiliyor...

Bunlardan birincisi, bilindiği üzere Afganistan, Hindistan ve Pakistan merkezli bölge...

İkincisi ise Doğu Akdeniz diye tanımlanan ve merkezinde Kıbrıs'ın bulunduğu bölge. Bu iki bölgenin ortak özelliği de enerji ve ticaret yollarını kontrol etmesi...

Ekonomi Siyaseti uzmanı Dr Can Fuat Gürlesel, raporda geleceğe dönük şu öngörüde bulunuyor:

"Bu bölge 10 yıl içinde değişecek. Kısa vadede Irak'ta yönetim değişikliği olacak. Tahminime göre 2003'te bu tamamlanacak. Kuzey Irak'ta Türkmenler'in ve Kürtler'in yer alacağı yerel bir yönetim oluşacak. Yeni kurulacak Filistin Devleti'ne güney bölgesinden toprak verilebilir. Bunun dışında Somali ve Yemen'de terörist akımlara destek verdiği için sıcak çatışmalar yaşanabilir."

Güvenlik Siyaseti Analisti Faruk Demir ise yeni oluşumda Filistin Devleti kurulacağını, ancak yönetimde Arafat'ın bulunmama ihtimalinin yüksek olduğuna dikkat çekiyor.

Daha önceden bu sütunlardan dile getirdiğim, Filistin Devleti'nin oluşturulmasında, Ürdün'den toprak alınabilme ihtimali için "Büyük olasılıkla" deyimi kullanılıyor...

PROJEKSİYON

Ki...

Bu satırlar, Ortadoğu'yu yakından izleyenler için hiç de sürpriz değil...

1990'ların başında, merkezi Washington'da bulunan Uluslararası Ekonomi Enstitüsü'nün hazırladığı bir raporda da, bölgenin geleceğine dönük benzer notlar düşülmüştü...

Ayrıca...

21. yüzyılda, Ortadoğu dışında "boom"lamasını bekledikleri, diğer bölgelerle ilgili olarak şöylesi bir sıralama yapılmıştı...

Uluslararası Ekonomi Enstitüsü'nün raporundan aynen aktarıyorum...

Mezopotamya: Irak ve İran'ın asker çatışmalarını bir kenara bırakıp kaynak ve enerjilerini ekonomik entegrasyona yöneltmeleri ve Kürdistan'ın özerk bir bölge olması durumunda Türkiye, İran ve Irak ekonomisi hızla gelişecek.

Güney Asya: Bölge dünyanın en büyük tüketici pazarına ve en yetenekli işgücü havuzuna sahip. Hindistan ve Pakistan'ın uzlaşmaya varmasıyla, kaynaklar askeri harcamalar yerine, üretime yönelecek ve büyük bir canlılık yaşayacak.

Meksamerika: Meksika'nın dinamik ve hızla artan nüfusu, ABD'nin teknoloji ve sermaye birikimiyle birleşecek.

Güney Çin: Tayvan ve Hong Kong'un, Çin ile işbirliğine girmesi, daha şimdiden inanılmaz bir büyüme hızı yakalamış olan Çin'e, daha da ivme kazandıracak.

Güney Afrika: Güney Afrika Cumhuriyeti'nin komşu ülkelerle barış içine girmesi, bölgeye mutlaka bir canlılık getirecek.

Doğu ve Orta Avrupa: Eski Sovyetler'in doğal üyeleri AT (Avrupa Birliği) ile entegrasyona gitmesi halinde bölgede canlılık ve dinamizm yaşanacak.

Kuzeydoğu Asya: Son 20 yıldır Almanya ile yaptığı işbirliği sonucunda düşük maliyetli üretim yapmayı öğrenen Kore ile Çin ve Rusya'nın ortak çalışması, bulundukları bölgede çarpıcı bir büyüme sağlayacak.

GELECEĞİ GÖRMEK

Bu yönde hazırlanmış birçok rapordan, buna benzer pasajlar aktarabilirim...

Geleceğe dönük yapılan bu projeksiyonlardan amaç, yaşadıkları ülkenin gelirini artırmak ve rant paylaşımında en büyük parçaya sahip olabilmek...

Türkiye şimdiye dek bu oyunu Ğ birkaç dönem hariç- kurallarına göre oynamadığı için, hep geri kaldı. Şimdi Başbakanımız Bülent Ecevit, ABD'ye global oyuna dahil olmak için gidiyor...

Eğer, Türkiye bundan sonra, kurulan satranç tahtasında, doğru hamleleri yapabilirse, Türkiye gerçekten bu defa "reel getiri" anlamında dünyanın merkezi olur...

Yoksa, "Dengenin çivisi" olarak kalıp...

Başkalarının çekiciyle, başına vurulmasını bekler...

Ki, mesafe alabilsin...



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır