İnsanlık tarihi kadar eski ve sürekli üzerinde tartışılan konu nedir diye soralım. Bu soruya herhalde kadın erkek ilişkileri demek yanlış olmayacaktır kanısındayım. Belki bu konu sadece insanları değil canlı dünyasının önemli bir bölümünü de ilgilendiriyor. Konu ideal ilişkiden aşkın sürekli korunduğu ilişkiye kadar geniş bir yelpazeyi içine alıyor. Konunun dışarıdan görünüşü böyle. Biraz daha yakından bakıp konuyu incelemeye başladığımızda işin rengi biraz değişiyor:
"Kim kime hükmedecek, kim boyun eğecek, kim güvence kaynağı olacak, kim özgürlüğünden vazgeçecek, kim sürekli uyum sağlayacak gibi ve benzeri birçok konu daha fazla öne çıkıyor." Kısacası konu bir güç, iktidar ve korku sorunu haline geliveriyor. Buna rağmen çatışmadan kısa sürekli uzaklaşmak için önemli bir zevk kaynağı, biraz olsun güvence sağlamak için iyi bir araç ve düşünceleri meşgul eden yanıyla bir eğlence oyunu olan ilişkiler binlerce yıldır çeşitli şekillerde ilginin merkezi oluyor. Eğer böyle olmasaydı o en ciddi yazarlarımız bile kadın ve erkekler hakkında uzman fikirlerini beyan etmezlerdi herhalde!
Bu eğlenceli konuda izninizle bir iki söz de ben edeyim. Önce işe bir kısa hikayeyle başlayayım:
Yaz aylarının başı...
Yer Çırağan Otelinin boğaz kıyındaki Jazz Kulübü.
Editörümüz Hayrullah Mahmud ile birlikte Jazz Kulübü'nün yaz sezonunu açılışındayız. Nefis bir boğaz havasıyla bütünleşmiş bir gece... Havanın ve ortamın güzel atmosferinde kıyıda bir yerde hoş bir sohbete dalmış durumdayız. Bir süre sonra Sabah Gazetesi Yazarı Selahattin Duman da oraya gelip oturunca bölümümüz hemen anlaşılacağı gibi ilgi merkezi haline geldi. Çevrede hatırı sayılır sayıda güzel bayanla bi likte özellikle bir hoş bayan boşanma avukatının da varlığının etkisiyle konuşma hızla kadın erkek ilişkilerine kaydı. Çeşitli bildik farklı deneyimlerin anlatıldığı ortamda acı çekenler, açı çekmediğini söyleyen ama acıyı iç elbise yapmış olanlar, erkekleri ya da kadınları yadsıya lar, erkekleri ya da kadınları kutsayanlar ve bir de ah şu ilişkiler bir çatışmasız olsa diyenler vardı.
Bu kısa hikayeden hareketle...
Ergenlik çağıyla birlikte karşımızdakiyle tek bir bütün ve kimlik olma arzusuyla ateşlenen...
Cinselliğin çekiciliğiyle büyüyen ve giderek daha çok iki yetişkin kapışmasına sahne olan ilişkilerin gündemde hep önde durduğunu söylemek çok doğru olacaktır...
Bunu yadsımanın pek bir anlamı yok. İşin püf noktasını ise hangi gözlükle baktığınız oluşturuyor. Taktığınız gözlüğe göre farklı görüntülerle karşılaşıyorsunuz. Çırağan'da birlikte olduğumuz kadınların egemenliğinin tartışılmaz olduğu grupta şüphesiz kadın gözlüğüyle bakıp onların gerilimini biraz almak gerekiyordu. Burada paylaştığımız hikayelerden birkaçı: Kadın gözüyle bir koca ikamesinin nasıl gerçekleştiğini Marie Corelli anlatıyor:
Hiç evlenmedim çünkü gerek yoktu. Evimde bir kocanın yerini doldurabilen üç hayvan besliyorum; Her sabah hırlayan bir köpek, bütün gün küfür eden bir papağan ve geceleri geç gelen bir kedi. Bir başka kadından gelen bir diğer bir görüş Margaret Mead'den geliyor: Erkekler kadınların onlar olmadan da idare edebileceklerinden daima korkmuşlardır. İşte böyle yüzlerce görüş bir araya gelmiş ve bir kitap ortaya çıkmış: Erkekler ve diğer sürüngenler. Galiba kadın erkek ilişkilerinin yaşamaktan daha çok insanları mutlu eden bir yanı var: Üzerinde konuşmak.
