kapat
15.12.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 NET YORUM
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Kadının ahı, tahtından indirir şahı..

Siz siz olun yukarıya başlık niyetine attığım bu lafa kulak verin, kadınların yoluna çıkmayın.. Ben öyle yapıyorum ama bazı fiştekçiler yine de çevremdekileri kışkırtmaktan vazgeçmiyorlar.. Biz zaten ölmüşüz.. Tövbe tövbe..

Elinizde tuttuğunuz bu mevkutenin birkaç gün önceki sayısında "Geleneksel 1'inci Duygu Asena Kuru Fasulye Festivali" başlıklı bir risalem yayınlanmış, fikrimce vatana ve millete hayırlı olmuştu..

Fakat bazı istemezler yememiş içmemişler, telefona sarıldıkları gibi Duygu Asena'yı arayarak; benim temiz hislerle yazdığım bu makaleyi kötülemişler..

Sözde ben kasıtlı olarak Duygu'yu kötülemişim.. Asıl amacım bir gurme hassasiyeti ile yediklerimi içtiklerimi anlatmak değil, Duygu'nun şahsında feminist camiaya darbe indirmekmiş..

***
Allah bu istemezleri nasıl biliyorsa öyle yapsın..

Açık açık karşıma dikilip "feminizm davası" güdemiyorlar ya! Kızı fiştekleyip böyle hasar vermeye çalışıyorlar..

Herkes bilsin.. Bilenler bilmeyenlere söylesin.. Cepten mesaj yollasın.. E-mail çeksin..

Ben Duygu'ya laf söyletmem.. Onu kimselere ezdirmem.. Biri ona laf söylediğinde karşısına dikilip, sarı kırmızılı kaşkolumu bayrak gibi sallarım.. (Çok mu salladık ne?)

Bir dertleşme anı..

Duygu Asena bir feminist olabilir.. Ancak bu onun kötü bir insan olduğunu göstermez..

Hem sorun bakalım, feminist olmayı kendi mi istedi? Duygu gibi akıllı, eğitimli kızlarımız feminizm batağına kendiliğinden mi düşüyorlar? Onları yoldan çıkaran, erkeklere asi eden bu toplumun hiç mi kabahati yok..

Anlayıp dinlemeden insanı yargılamamak lazım..

Ben kaç kez konuştum Duygu ile.. Hatta bir seferinde kendisine "Seni bu feminizm yollarına kim düşürdü?" diye sordum..

Soruma cevap vermeden önce derin derin içini çekti.. Çok ama çok doluydu.. Konuşmak istiyor ama bir şey gelip boğazını düğümlediğinden ağzından sözcükler çıkmıyordu..

Uzandı, önümdeki paketten bir sigara aldı.. Çakar çakmaz çakan çakmağımla yaktım.. Derin bir nefes çekti sigaradan.. Dumanı içindeki ezikliği dışarı atmak istercesine havaya savurdu..

Gözleri dolu dolu olmuştu.. "İstersen anlatma.." dedim.. Hayır, anlamında başını salladı.. O sırada boynundan kırt diye bir ses geldi..

- "Boynunda kireçlenme mi var?" diye soracaktım, vazgeçtim.. Konuştu konuştu konuştu.. Saatlerce konuştu.. O akşam Digitürk'ten maç seyredecek olmasaydım gece yarısına kadar dinlerdim onu..

Ama söylemek istediklerini de anlamıştım zaten.. Teselli ettim.. "Herşeyin çaresi var.." dedim.. "Allah tren kazası vermesin, onun çaresi yok!"

Birbirimizi çok iyi anlamıştık.. Onu orada bırakıp maç seyretmeye giderken içim rahattı.. Bir dostun derdini paylaşmanın verdiği rahatlıkla yanından ayrıldım.. Aklım sadece masada unuttuğum çakmakta kalmıştı.. Hala düşünürüm o çakmağı..

***
İşte bu sebeplerden dolayı Duygu ile aramı kimse açamaz..

Nitekim kendisi de bu dış kaynaklı fiştekleme çabalarına gülüp geçmiştir.. Bana açtığı telefon da bunun kanıtı..

Sadece bir konuda sitem etti bana.. O yemek daveti, sırf fasulye seçeneklerinden oluşan bir mönü içermiyormuş.. Neden sofraya koyduğu Ali Nazik Kebabı'nı atlamışım..

Doğru.. Masada teşhiste zorlandığımız bir yemek daha vardı.. Altta közlenmiş patlıcan, üstte kavrulmuş kıyma..

Biz bunun Ali Nazik Kebabı olduğunu bilemedik.. Çünkü o yemeğin servis tabağında duran hali bir kebap duygusu vermiyordu insana..

Sanki Ali Nazik'in akrabaları ile patlıcan üreticileri arasında arbede çıkmış, olaya müdahale eden jandarma tarafların telefatını bir kapta toplayıp, keşif için masaya getirmişti..

Olsun! Şimdi düzeltiyorum işte.. O yediğimizin Ali Nazik Kebabı tatbikatı sonucu ortaya çıkan bir yemek olduğunu herkes duysun..

Yan toplara çıkmam..

Ayrıca benim feminist olsun olmasın, kadın yazarlarla takışmamak gibi bir ilkem vardır..

Bu konuda "Tavukla tartışan solucan kaybeder.." siyaseti güttüğümden, yan toplara katiyen çıkmam.. Lakin arada bir dilimizin sürçtüğü oluyor, hesabını da bir şekilde veriyoruz..

Temsil Nuriye Akman meselesinde olduğu gibi..

Yazın "röportaj yapma bahanesi ile" beni Bodrum'da basmıştı, ben de misilleme olarak onun hallerini yazmıştım.. Yazarken "Ev kadını-yazar" demişiz, buna içlenmiş..

İçlendiği bana gönderdiği kitapları imzalamadan önce üzerine düştüğü notlardan belli..

Bu arada Nuriye Akman'ın dört yeni kitabı birden çıktı.. Biri "İnci Avcısı.." Röportajlarından en yayınlanmaya değer bulduklarını kitap yapmış..

***
Bir diğer kitabının adı "Yüzleşme.." Cezaevinde ölüm orucuna başlayan ve 205 gün sonra 25 kiloya düştükten sonra zorunlu olarak tahliye edilen Oya Açan'la yaptığı konuşmaları kitap haline getirmiş..

Üçüncüsü, Sabah'ta "Kalabalıklar" başlığı ile yayınlanan ve sıradan insanların hikayelerini anlatan röportajlarının kitabı.. Dördüncüsü ve sonuncusu da "Elli Kelime" adlı kitabı..

Merhum başvekil Menderes'in esi Berin Hanım'a yazdığı mektuplar.. Müthiş bir çalışma.. Beni en çok da bu etkiledi.. Kitabın kapak içlerindeki ithaf yazıları daha da etkiledi..

Bir tanesine "Köşe erkeği Selahattin Duman'a" diye not düşmüş.. Bir başkasını "Ev erkeğine.." deyip imzalamış..

Dört kitap da Nuriye'nin yüreğini soğutamamış.. Belli ki Nuriye Akman külliyatı genişledikçe bize bulduğu sıfatlar da çoğalacak..

Birinde "Stilist-yazara" diyecek.. Öbürüne "Tüccar-Terzi Selahattin'e.." diye imza atacak, yine de yüreği soğumayacak..

Varsın soğumasın, hakkettik demek ki.. Ben yine de "Nuriye'nin kitaplarını okuyun.." derim ama beni yemeğe çağırırsa Duygu'nunkine gittiğim gibi gönül rahatlığı ile gidemem..

Çünkü cesaret edemem.. Duygu'nun eline ne de olsa alıştık.. Bünyemiz bağışıklık kazandı.. Nuriye Akman'ı hiç denemedim..

Sonuç: Bana her türlü sıfatı yakıştırabilirsiniz ancak "Yiğit-yazar" diye ithafta bulunamazsınız..



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır