kapat
15.12.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 NET YORUM
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Bugünün Dünya Düşünürleri ve Atatürk: 2!..

Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları arasında ikinci baskısı yapılan Prof. Dr. Özer Ozankaya'nın "Dünya Düşünürleri gözüyle Atatürk ve Cumhuriyeti" adlı kitabı her Atatürkçü'nün kitaplığında olması gereken bir eser.

Prof. Ozankaya bugün yaşayan dünya liderlerine Atatürk'ü sormuş.. Onlarla Atatürk ve Cumhuriyet üzerine bire bir yaptığı konuşmaları kitap haline getirmiş..

Bu konuşmalardan bir derlemeyi sizlere sunmaya dün başlamıştık. Bugün devam ediyoruz.

Atatürk'ün Dünya'ya etkileri

Türk asıllı, Bükreş Üniversitesi öğretim üyesi, tarihçi, Prof. Dr. Mustafa Mehmet, "Atatürk'ün gerçekleştirdiklerinin ve düşüncelerinin, dünden bugüne ve bugünden yarına uzanan" çizgisini "bir ders niteliğinde" şöyle anlatıyor:

"Atatürk inkılapları yalnız Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde kalmamış ve gerek Doğu'ya, gerekse Batı'ya doğru uzanmaya devam etmiştir. Nitekim İslam Dünyası'nda sömürge altında yaşayan birçok Arap kavminin istiklale doğru yönelmelerinde ve onlara yeni ümitler kazandırmaya yönelik ilham kaynağı olmuştur. Atatürk inkılapları Hindistan'dan başlayarak Arap kavimlerine de sirayet etmiştir, etkisini göstermiştir, halen göstermektedir.

Batı'ya doğru baktığımızda ise özellikle Balkanlarda yaşayan Türk toplumları arasında Atatürk inkılapları çok etkili olmuştur. Bunu bugün de görebiliyoruz. Romanya, Bulgaristan, Yugoslavya ve Yunanistan'da ve Türk toplumu bulunan Balkanlardaki başka ülkelerde, Atatürk inkılaplarına yakın ilgi gösterilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşanan her yenilik oralarda da uygulanma hevesi uyandırmıştır."

Makedonya Üsküp Üniversitesi'nde tarih ve edebiyat profesörü Hamza Yusuf, "Atatürk'ü büyük yapan" özelliğinin "reformlarını Türk Milleti'nin özünden çıkarması olduğunun" altını çizerken, "çözümün ne olduğunu" da gösteriyor:

"Cumhuriyet'in kurulmasından sonra Atatürk'ün yaptığı reformlar bütün dünyada yankılar uyandırdı. Bu reformlar bütün dünya milletleri için ilham kaynağı oldu. Atatürk yeni bir çığır açtı ve bunlar çok sağlam temellere dayanan reformlardır. Şu anda da Atatürk'ün reformları geçerlidir. O reformlara saygı gösterilirse, şu anda mevcut sorunlara çözüm bulmak mümkündür.

Atatürk kimseden kopya çekmemiştir. Orijinal, Türk milletinden, Türklük nitelik ve değerlerinden, Türk ruhundan çıkan Atatürk reformlarında, yabancı ideolojilerinin etkisini bulmak mümkün değildir. Atatürk'e yabancı ideolojiler etki edememiştir. Bu yüzden reformların değeri bir kat daha artıyor. Bunlar milli iradeyle çıkan reformlardır. Eğer bunları gerçekleştirirsek her meseleye çözüm getirebiliriz. Bunlardan ayrılırsak yolumuzu şaşırırız."

Kenya asıllı siyaset bilimci, Asya, Avrupa, Afrika ve Amerika'da bir çok tanınmış üniversitede kürsü sahibi ve birçok uluslararası enstitünün üyesi ve danışmanı Prof Ali Mazrui'nin, "iki Balkanlı bilim adamının görüşlerine" ekledikleri ise, Atatürk'ün neden "tek olduğunu" ortaya koymakta:

"20'nci yüzyılda ölümünden 60 yıl geçtikten sonra bile düşünceleri ulusuna esin kaynağı olan, örneklik eden tek önder olma gözlemi 1980 yılına kadar doğru olamazdı, çünkü o zamana dek Mustafa Kemal, Lenin ile yarışıyordu. Çünkü Lenin ülkesini etkilemeye devam ediyordu. Ama bugün artık bu gözlem doğrudur: 20'nci yüzyılda Mustafa Kemal'den başka düşünceleri ülkesinin yaşamında temel rol oynayan başka önder yoktur. Bence bunun bir nedeni O'nun büyük bir devrimci olması, çağdaş Türk ulusal kimliğinin başta gelen mimarı ve Türk bağımsızlığının baş savunucusu olmasıdır.

Atatürk kuşkusuz Avrupalıların Türk halkına ilişkin anlayışlarını değiştirmiştir. Avrupalıların anlayışını, Türkleri tam olarak Avrupalı saymalarını sağlayacak kadar değiştirmiş değildir. Ama, Atatürk'ün bir ilke için ve yurdu için onlara karşı durabilmiş ve savaşabilmiş olması, Avrupalıların Türklere saygısını arttırmıştır."

(Yarın devam edeceğiz)

Tecelli'den Abuzittin'e mektuplar
Bu Sabancı valla akıllı adam.. 40 yıl düşünsem, İstanbul-Ankara yolunun bilmem kaçıncı kilometresinde bi dükkan açıp (dükkan dediğim lafın gelişi: CarrefourSA) bu kadar müşteri toplayabileceği aklıma gelmezdi.

Kaç gündür Ankaralılar hababam oraya taşınıyor. Ben de gideyim dedim.. Park yeri bulamıyorsun ki.. En az iki kilometre öteye arabanı koyman lazım. Gidemedim..

Bu izdiham daha ne kadar sürer bilemem ama Allah vere de IMF'ciler bugünlerde buralardan geçmese. Adamlar şaşırır kalır. Sade şaşırıp kalsalar nise.. "Hani bunlar sıkıntıdaydı, hani insanlar çöplerden ekmek topluyorlardı?" diyip krediyi mırediyi kesiverirler.

Bi de aklımın almadığı "benzinci" olayı var. Yav Abuzittinciğim habire benzinlik açılıyor.. Yoksa bu iş böyle mi oluyor? Ekonomi dibe vurdukça insanlar da kendilerini hipermarketlerle, benzinciliğe mi vuruyor.

Ankara'da artık yer kalmadığı için benzin istasyonları bitişik nizam hale geldi. Diyelim Petrol Ofis'e yanaştın, arabanın arkası az dışarda kaldı. Shell'in pompasının hortumu rahatlıkla sana ulaşabilir. Vaziyet neredeyse o merkezde.

"Demek millete benzin, mazot alacak o kadar çok para var ki pıtrak gibi benzin istasyonu açılıyor!?"

Bu işlerden anlayan bi arkadaşım "Durum öyle değil" dedi.. Durum şöyleymiş: Bugünkü ekonomik şartlarda akaryakıt istasyonu açmak yatırılan sermayeyi kurtarmazmış: Amaa iki üç tankerde bi "kaçak attın" mı iş değişirmiş. "Kaçak atmak" demek kaçak benzin, mazot kullanman demek.. Bi kere yüzde 18 KDV'den kurtuluyormuşsun.. Kaçak akaryakıtı da daha ucuza malediyormuşsun. Pompanın saatiyle de oynadın mı "Allah.. gel paracıklar gel!" "Pompanın saatiyle oynamak" da "ayar çekmek!"

Artık patron her sabah işe gelişte "Çek bi ayar, kallavi mi olsun?" diyor, ne diyor acaba!? Sen de kuzu kuzu gidiyorsun "Koy 20 milyonluk" diyorsun. O da, çok afedersin, nah 20 milyonluk koyuyor.. Artık o günkü "ayar" neyse..

İşin daha da matrağı patron akşam eve gitti.. Pompacı da bi ikinci ayar çekiyormuş.. Patronun haberi yok yani.. Ondan, benzin mazot alacaksan sabah saatlerinde alacakmışsın.. Hiç değilse "tek ayar"la kurtarma ümidin var. Mesela bugün benzin almayı düşünüyorsan, top patlamadan git. Çünkü patron müslüman adamdır tabii ki oruç da tutuyordur.. Erken gider. Çift tarifeye kalırsın bak karışmam!

Abuzittinciğim, tabii ki bütün akaryakıt istasyon patronlarını aynı kaba koymamak lazım. Mutlaka dürüstleri çoğunluktadır.

Bugünlerde akaryakıtcılar arasında promosyon yarışı var ya.. Koca koca afişler, reklamlar.. Diyorum ki bi köşeye, minicik de olsa, pompaları "tek ayarlı mı yoksa çift mi" onu yazıverseler. Hiç değilse şu bayram günlerinde "tek mi girecek, yoksa çift mi" vatandaş olarak bilebilsek..

Bayramını kutlarken münasip yerlerinden de öpüyorum Abuzittinciğim.

Kardeşin Güneş

SEVDİĞİM LAFLAR
'Aya çıkan insanla iletişim kurabilecek sistemleri geliştirmiş bulunuyoruz. Buna karşın, çoğu kez anne kızıyla, baba oğluyla, siyah beyazla, işçi işverenle ve demokrasi komünizmle konuşamıyor..'

Hadleyread

TEBESSÜM

Fıkra Yıldırım Tuna'dan
Ördeğin biri bara girip bira ve sandviç istemiş.. "Fakat sen bir ördeksin!" demiş barmen.. "Gözlerin görüyor, bravo!" demiş ördek.. "Konuşuyorsun da..!" "Kulakların da harika!" demiş ördek, "Şimdi bira ve sandviçimi alabilir miyim?"

"Tabii!" demiş barmen, "Özür dilerim, burada ilk defa bir ördek görüyorum da.. Buralarda ne yapıyorsunuz?" "Şu caddenin karşısındaki inşaatta çalışıyorum!" demiş ördek, birasını içip sandviçini yemiş, parasını ödemiş ve gitmiş..

Bu böyle iki hafta kadar devam etmiş.. Bir gün şehre bir sirk gelmiş, sirkin sahibi aynı bara gelip birşeyler içerken barmen ördekten bahsetmiş "Sizin sirk için harika olur!" demiş "Bira içiyor, konuşuyor, her şeyi yapıyor!", "Harika olur!" demiş, sirk sahibi.. "İşte kartım onunla görüşüp beni arayın!"

Ertesi gün ördek bara girer girmez barmen, "Hey, bay Ördek!" demiş, "Sana müjdem var.. Çok para kazanabilirsin!"

"Harika!" demiş ördek, "Ne işi bu?"

"Sirk!" demiş barmen,

"Sirk mi?"

"Evet!, Sirk.. Büyük çadırlı yer.. Bir sürü hayvan, renkli çadır çatısı var, çadırın ortası delik, büyük çelik direkli..!"

"Evet iyi ama.." demiş ördek, "Bir çadırda duvarcı ustasına ne gerek varki!.."



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır