kapat

25.04.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
GÜLAY GÖKTÜRK(gokturk@turk.net )


Kadrajdaki diğer yüz

Son yıllarda Ecevit'in bulunduğu her film ya da fotoğraf karesinin içine giren bir başka yüz daha var.

Başbakan'ın herhangi bir demecini izlerken arka planda, yüzünde saygılı ve hoşgörülü, ağır oturaklı ifadeyle hep onu görüyoruz. Mütevazı bir şekilde, elleri önünde bağlı, başı hafif önünde, dudakları kımıltısız duruyor. Ama biz, o abartılı "emir kulu" duruşunun ardına ustaca gizlenmiş olan "her şey kontrol altında, gerçek benim elimde" mesajını almakta zorlanmıyoruz.

Bazen yüzünün sol yarısı, bazen sadece ağzı ya da gözleri giriyor kadraja. Ama bırakın yüzünü, kolunun yarısını görmek bile Hüsamettin Özkan'ı tanımamıza yetiyor.

Cumhurbaşkanlığı adaylığı için sürenin bitmesine 24 saat kala adı hızla dolaşıma sokulan; adaylığına DSP'nin yanında Fazilet'in hatta DYP'nin de olumlu baktığı söylenen adam...

***

Onu böylesine vazgeçilmez yapan ne?

Siyasetin kapalı kapılar ardındaki tüm görüşmelerinin, pazarlıklarının değişmez kilit adamı olmak için ne gibi bir özelliğe sahip olduğunu da anlamak kolay değil.

Ağzı sıkılığı mı? Sıkı pazarlıkçılığı ya da saman altında su yürütme ustalığı mı? En son noktada, Cumhurbaşkanlığı gündeme geldiği anda bile hâlâ ve sadece "Genel Başkanım ne dediyse o olur" dedirten güçlü sadakat duygusu mu? Egosunu işe yaramaz bir yük gibi bir kenara itip bir başka adamın elinin-kolunun, kalbinin ve beyninin uzantısı olmayı içine sindirmiş olabilmesi mi?

Bildiğim kadarıyla Fazilet Partisi, cumhurbaşkanının demokrat bir kişi olması noktasında ısrarlıydı. Şimdi Özkan'a olumlu baktığına göre, demokrat olduğunu düşünüyor demek.

Benim merak ettiğim, bunu nasıl anladıkları.

Adını duyunca şöyle bir kendimi yokladım. Sayın Özkan'ın herhangi bir konuda kamuoyuna açıkladığı tek bir görüşünü hatırlayamadım.

Yıllardır siyasetin en göbeğinde bulunup da bir tek konuda; evet, Allah için tek bir konuda bile görüş açıklamayan bir insanın demokratlığı neresinden anlaşılır? Kendine bile demokrasi tanımayan, kendi fikirlerini bile özgür bırakamayan bir insan nasıl demokrat olabilir?

Dolayısıyla, bizlerin, yani Özkan'ı kapalı kapıların öbür tarafındaki performansıyla değerlendirme şansına sahip olmayanların, Özkan aday olursa sevinmek mi yoksa üzülmek mi gerektiğine karar vermemiz mümkün değil.

Elimizdeki tek ipucu lise yıllarında iyi dans ettiği...

İyi dans etmekle iyi politika yapmanın kesiştiği tek nokta ise malum: İkisinin de dengeyi iyi korumayı gerektirmesi...

***

Bu yazıyı kaleme aldığım saatlerde, koalisyon liderleri toplantıdan çıkalı bir saat olmuş ama henüz ortak aday konusunda bir açıklama yapılmamıştı.

Ama eğer Özkan aday olursa, Türkiye'de siyasetin "altın kuralları"nın altı bir kez daha çizilmiş olacak.

Kural 1: Konuşmayı değil, susmayı, renk vermemeyi öğreneceksin. Bizim politik kültürümüzde fikir geliştirmenin değil susmanın prim yaptığını bileceksin.

Kural 2: Tutacağın nabzı iyi seçeceksin. Halkın nabzını tutmak için il il kahve kahve dolaşırken asıl tutman gereken nabzı kaçırmayacaksın.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır