Hareketli bir 20 günden sonra G.Saray finalde. Bulutların üzerinde gezmekten artık kurtulalım, iyi günlerde bazı şeyleri görelim. Çünkü bunlar ileride çok lazım olacak. Neleri doğru yaptık, neleri yanlış? Milletvekilleri kampanya açtılar, "Biz de maça geleceğiz" diye. Ne zaman? UEFA kararını verdikten, iş işten geçtikten sonra... Demezler mi, "Daha önce neredeydiniz" diye?
İngiltere'de maç seyretmek 30 sene önce de aynıydı, şimdi de... Senden listelerini isterler, ona göre yer ayırırlar. Onlarda sistem oturmuş. Ama sayın milletvekilleri Elland Road ile 19 Mayıs Stadı'nı karıştırıyorlar. Çünkü 19 Mayıs Stadı'na yanlarında çoluk çocuk, neredeyse hala, teyze ile gelirler. Bir curcuna başlar, tam bir festival. Ama İngiltere öyle değil. Nitekim gelenlerden birkaçı Leeds United taraftarlarından bilet alarak içeri girdiler. Ama hemen tespit edilip dışarı çıkarılıp barakaya konuldular. Şimdi de kızıyorlar. Kızmayacaksınız.
Statta Leeds United'ın 100 civarında güvenlikle ilgili steward'ı görev yaptı. Milletvekillerinin oturduğu yerde stewardlar ve İngiliz polisi vardı. Ama hiçbirinin üzerinde resmi kıyafet yoktu. Resmi kıyafetliler, stad dışındaydı. Spor alanının içinde olanların kıyafetleri de spordu.
Maçın başlamasına 10 dakika kala bir milletvekili Türk bayrağı açtı. Anormal bir tepki... Bu bayrağı polis aldı, sonra açmamak koşuluyla tekrar verdi. Açtıysan o bayrağı; devam et ve o bayrağı hiçbir zaman İngiliz polisinin eline verme! Gerekirse kavga et, seni tutuklasınlar, iş büyüsün. Bakalım nereye varacak? Veya hiç açma, niye arada kalıyorsun?
O milletvekillerine soruyorum, Leeds United maçı bir spor müsabakası. Olaya sahip çıkmanız da, Leeds'e kadar gelmeniz de çok güzel. Deprem bölgesine kaçınız gittiniz, binlerce insan ölürken? Kaçınız sahip çıktınız?
Gazetelerin ve televizyonların genel yayın yönetmenleri hepsi G.Saray'ın uçağı ile geldiler. Güzel bir olay. Ama hepsini D.Bakır'daki Türkiye Kupası finaline veya seneye Trabzon'da, Samsun'da oynanacak maçlara da bekliyoruz.
Fatih'e soruyorum, senin bulunduğun 4 yılda G.Saray ile gelen, kar, yağmur, çamur demeden görev yapan ve özellikle "G.Saray uçaklarının maddi yükünü karşılayan" G.Saray muhabirlerinden birer kişi niye uçağa almadınız? Bu genel yönetmenler ellerinde kamera görev yaparken, onlara tavır koymuyorsun da, neden kanunlarını genç çocukların üstünde hissettiriyorsun? İyi günde de, kötü günde de yanında olanlara sahip çıkman gerekmez mi?
Koruma timi yollama düşüncesi mükemmeldi. İngiliz polisi "Biz sizi elimizden geldiğince koruruz" derse, UEFA da bunu kabul ederse Türkiye'nin bu konuda yaptığı doğru olur. Koruma timi, İngilizler'e çok dokundu. Dokunmayacak. Sen beni belli bir yere kadar koruyabilirsen, ben kendimi korurum. Bu olaydaki en doğru karar, timin gitmesi oldu.
Bazı şeyleri kabul etmemiz lazım. Leeds Başkanı, Hakan'a yabancı maddeyi atanı bulup "Bir daha ömür boyu Elland Road'a sokmayacağız" diyor. İşte bütün mesele burada başlayıp, bitiyor. Kabul edelim, gerekli önlemleri alalım, o zaman doğruya varırız. Yoksa "Olaya karışan üç kişi bizim kulübü bağlamaz, Türkiye Cumhuriyeti'ni bağlamaz" dersek, baltayı duvara vurmuş değil, kamyonu devirmiş oluruz.
