OSMAN ULAGAY - MİLLİYET
"Son günlerde yalnızca sayfalarını, ekranlarını değil adeta aklını ve ruhunu da Cimbom'a teslim etmiş görünen muhterem medyamızın hali Orhan Veli'nin Cımbızlı şiirini hatırlatıyor bana. (...) Futbolu şiir olarak yeniden yazabiliriz belki: "Ne Dünya Günü/ Ne temiz enerji/ Bir elinde medya/ Bir elinde futbol/ Umurunda mı dünya!"

AYDIN ENGİN - CUMHURİYET
"Susurluk çalkalanırken bir iki yazıyla geçiştirenler, yazılarında Susurluk'u devletle bağından soyutlayarak değerlendirmeye çabalayanlar ama onca hay huy arasında bir kez de Susurluk ovasında mitinge katılmaya, bir kez de evlerinin pencerelerelerini ateş böceklerine çevirmeye üşenenler şimdi 'oğul uşak bit yavşak' Leeds yollarına düştüler.

Bunun 'milli görev olduğuna önce kendilerini inandırdılar; sonra okuyucu ve izleyiciyi de inandırmak için kalemlerini sivriltip kameralarının merceklerini parlattılar"

BEKİR COŞKUN - HÜRRİYET
"Sonuç ne olursa olsun... Dönüp bu inanılmaz refleksi gösteren bu siyasetçilere, bu taraftara, bu vatandaşa, bu topluma sormalıyız: Başka zaman neredesiniz? Çağdaşlık liginde bu ülke maçına çıkarken neredesiniz?"

METİN MÜNİR - YENİ BİNYIL
"İstifa ediyorum, kardeşim, ben bu müptezel gazeteden! Türk medyasının dev isimleri, dev kıçlarını kaldırıp, dev avanslarını dev cüzdanlarına yerleştirip, dev bir maça gidip, dev bir sonuçla memlekete dönüyorlar. Biz? Yeni Binyıl olarak biz, matbaanın ülkemize gelişinden bu yana meydana gelen bu en büyük olayda Türk vatanı için ne yapıyoruz? Hiçbir şey. Nothing! Zilch! Herkes minumum 10-12 dev yollamış Leeds'e, sen genel yayın yönetmeni olacaksın, boyu devrilesice, bir cüce yollamadın. Biz dev değil miyiz? Bizim kafamız kel mi? (...) İpek fular takıyoruz diye magandalık kültürüne yalakalık edemez miyiz sanıyorsun? (...)

Yok Fazilet kapatılacakmış. Yok Kıbrıs'ta seçimlere fesat karıştırılmış da Bakan Eroğlu'nu tehdit etmişler. (...) Sana ne kardeşim, haber mi bunlar? Haber olsa bile, haber gazete sattırır mı?"

ERTUĞRUL ÖZKÖK - HÜRRİYET
"Bazı yazarlarımızda, bazı gazetelerimizde, bir öfkedir gidiyor. Türk medyası neden Galatasaray maçına bu kadar ilgi gösteriyormuş? (...) Gazeteci olarak politikacıların siyasi gezilerini takip etmekten hiç gocunmayacağız, ama bu kadar büyük ve etkileyici bir olayda takımımızı izlediğimiz için tu kaka olacağız. Yok öyle.. (...) Bu ülkenin gündemi, kendi kendine sorun haline getirilen bir cumhurbaşkanlığı seçimine takılıp kalmıyor. Bu ülke, entelektüel raconu, hımhım karamsarlığını herkesin üzerine kapkara bir şal gibi geçirmekten ibaret sanan bir gazetecilik zihniyetinin tekelinden kurtuluyor.

Bu basının hiçbir kompleksi yok. Bir gün bu ülkenin bir yazarı, Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, İstanbullusu, Diyarbakırlısı ile bir yazarı Nobel'i kazandığı zaman biz yine tam sayfa yapacağız.

Televizyoncularımız, törenin yapılacağı sarayın kapısına, önündeki meydana açık hava stüdyolarını kuracak, yine oradan 24 saat canlı yayın yapacaklar.

Çünkü biz, o demode camianın kıymeti kendinden menkul zihniyetini, siyah ve griden müteşekkil renk zaviyesini reddediyoruz.

Çünkü bizim kompleksimiz yok. Bizim refleksimiz var. Gazetecilik refleksimiz."

Alper URUŞ