|
|
|
|
Röportajlar
HIV+ dans ederken, beraber yemek yerken, gülerken, dertleşirken, yardımlaşırken geçmez! HIV+ korunmasız cinsel ilişkiyle geçer!
DR. Ayçe Birerçin Riley "Botswana'da çocuklarıma HIV +'ler bakıyordu" Bugün 16 Afrika ülkesinde erişkin nüfusun yüzden 10'undan fazlası HIV pozitif. Güney Afrika'da her hafta 12 bin yeni vaka oluşuyor, Afrika'daki vakaların yüzde 80'i kadın. Özellikle Botswana ve Zimbabwe'deki durum gerçekten çok kötü. O dönem evli olduğu İngiliz diplomat eşinin görevi dolayısıyla 6,5 sene Botswana'da yaşayan ve AIDS'le mücadele programının yöneticilerinden olan Dr. Ayçe Birerçin Riley ile Botswana'yı konuştuk.
Botswana nasıl bir yer? Botswana'nın nüfusu 1,7 milyon. Hayat rahat, güzel bir ülke. Pırlanta ve büyükbaş hayvancılık olduğu için zenginler, eğitimliler. Temel sağlık sistemi düzenli kurulmuş. Tek problemleri AIDS! Bu salgın 10 yıldır olduğu için Botswana'nın her yerine ulaşmış. Salgın çoğunlukla komşu ülkelerden gelen kamyon şoförleri aracılığıyla yayılıyor. Biz gittiğimizde 1.7 milyon kişinin 300 bininin enfeksiyona tutulduğu tahmin ediliyordu. Üretken yaş dediğimiz 15-49 yaş grubu için, AIDS taşıma oranı yüzde 38.8'di.
Devletin AIDS programı nasıldı? O dönem tedaviye hemen ihtiyacı olan 300 bin kişi vardı. Devletin bu konuyla ilgili bir programı yoktu. Kurslar verildi, sertifika aldım. 2001 yılında Bill Gates Vakfı ve MerckScharpDome ilaç şirketi Botswana'ya 50'şer milyon dolar bağış yaptı. Çünkü devlet başkanı "Biz artık kırılıyoruz. Soyumuz tükeniyor" diye yardım çağrısı yapmıştı ACHAP adlı bu organizasyonda çalıştım. Ekipte iki doktorduk. Ben eğitim konusuna yöneldim. ABD'den, İngiltere'den, Avrupa'dan uzman doktor ve hemşireler getirdik. Programımızı anlattık, ne öğretmeleri gerektiğini belirttik ve çeşitli hastanelere yerleştirdik. Üç yılda 32 hastane ve onlara bağlı dörder klinikte eğitim verdik. Bütün hastaneler HIV / AIDS tedavisi verir duruma geldi. 50 bin kişi üç yılda tedaviye alındı. Program diğer Afrika ülkelerinde de uygulanmaya başladı.
Botswana'da HIV / AIDS'e yönelik bir önyargı var mıydı? İnsanlar başta hastalıklarını saklıyordu. Orada erişkinlerin üçte biri enfeksiyon taşımasına rağmen... Tedavi başlayınca, devletin ücretsiz test yaptığı merkezlerde test yaptırmaya ve sorumluluk almaya başladılar. Türkiye'deyse AIDS'liyi yüzde yüz reddetme var, hastalığı bilmiyorlar. Zannediyorlar ki öpüşmeyle de, hapşırmayla da geçer. Botswana'da 6,5 yıl yaşadım. AIDS enfeksiyonu taşıyan yardımcılarım oldu. Evin içinde çocuklarımın odasında kalıyorlardı. Tüberkülozdan korkuyordum ama AIDS'ten korkmadım. Çünkü AIDS diğer kronik enfeksiyon hastalıkları gibi bir hastalık; hepatit B'den, kanserden farksız! AIDS'in tedavisi zor ama ilaçlarla son derece kaliteli bir hayat mümkün. Türkiye'de durum farklı. Türkiye'de sayıları az. Ama çevre ülkelerde hastalık oranı artıyor. Seksin olduğu yerde risk de var. Onun için yapmamız gereken bilinci arttırmak. 1980'lerde ABD'de bizimkine benzer bir dışlama vardı. Ama bilinçlenince durum değişti. Şimdi sarılık nasıl bir hastalıksa AIDS de öyle bir hastalık!
Dr. Dilek Mamçu "HIV pozitif hastaya bakıyorum diye doktorlar yanıma oturmazdı" Enfeksiyon hastalıkları uzmanı ve klinik mikrobiyoloji uzmanı Dr. Dilek Mamçu, 15 yıldır HIV / AIDS vakaları üzerinde çalışıyor. HIV pozitiflerin en büyük sorunlarından olan, doktorların ayrımcı yaklaşımı ve cerrahi müdahalede bulunmak istememesi Pozitif Yaşam Derneği'nin (PYD) danışmanı Dr. Mamçu'nun da tepkisini çekiyor.
"Enfeksiyon uzmanlığı yaptığım dönemde, Sağlık Bakanlığı HIV için pilot hastane olarak Haseki'yi seçmişti. O dönemde ayrımcılığı gördüm. HIV'li hastalığa bakıyorum diye yanımdaki boş sandalyeye oturmazdı doktor. Ailem bile endişeyle karşıladı. Daha sonra bunları aştık. En önemli derslerimden birini o yıllarda bir İrlandalı doktor verdi. O zaman hastalarla çok temas etmiyor, gerçekten ayrımcı davranıyorduk; maskeler takılı, eldivenlerle muayene ediyorduk. O İrlanda'lı doktor bir gün gelip önlük bile giymeden içeri girdi, hastaya sarıldı öptü. Bize de "Kendinizden utanın. Hastayı korkutmaya moralini bozmaya utanmıyor musunuz" dedi. PYD'deki bu projenin amacı da HIV pozitiflerin ailelerini ve kendilerini bilinçlendirmek. HIV virüsünü tanıtıyorum. Çünkü bulaşıcı hastalıkların korkuları sanıldığından çok büyük. Hastalık hakkında ne kadar bilgi varsa, o kadar az korkuyorsunuz. Medya, AIDS'i ölümle eşleştirmesin, ayrımcılığa mahkûm etmesin!"
Hedeflerinin derneğin varlığından habersiz birçok HIV pozitif hastaya ulaşmak olduğunu belirten Dr. Dilek Mamçu "Benim rüyam, ben hepatit B taşıyorum der gibi HIV taşıyorum diyebilmeleri. Tedavi ve tanıya erişemeyen, maddi durumu bozuk çok hastamız var. Masraflar karşılanabilir. Aileleri tarafından, sevgilisi tarafından reddedilmiş insanlar var. Mesela bir televizyon dizisinde HIV pozitif bir karakterin yer alması son derece bilgilendirici olmaz mı?"
Dr. Dilek Mamçu'nun verdiği bilgiye göre, birçok ülkedeki doktorlar para kazanılmadığı için HIV ile çok fazla ilgilenmiyor. "Herkesin en büyük korkusu bu! Kimse HIV taşıdığını söylemek zorunda değil ama zaten ameliyat edilirken HIV virüsüne bakılıyor. HIV pozitifler tabii ki ameliyat edilmeli. Bunun yöntemleri var. Daha dikkatli, daha az kanlı yöntemler seçiliyor, kalın eldivenler giyiliyor. Mesela çelik telleri olan, virüssüz madde emdirilmiş bir yöntem kullanılıyor. Doktorlar da şunu bilmeli, HIV virüsü alınır ve 48 saat içersinde tedavisine başlanırsa, bir şey olmaz.
DERLENEN HABERLER | |
| | HIV virüslü baba çocuk bekliyor Yarın Dünya AIDS Günü. Yeni Aktüel de HIV virüsü taşıyanlarla konuştu. HIV virüsü taşıyan eşinden bebek bekleyen anne adayları bile bulunuyor. Yarın 1 Aralık, Dünya AIDS Günü. İlk kez...devamı | |
| | Dünya'da 40 milyon AIDS hastası var 1 Aralık Dünya AIDS Günü nedeniyle yapılan yazılı açıklamada, AIDS'in tüm dünyada sağlık, sosyal ve ekonomik açıdan önemli sorunlardan birisi olduğu ifade edildi.
Dünyada 5...devamı | |
|
|
|
|
|