AB'nin Türkiye Tavsiye Raporu
1- Giriş AB-Türkiye ilişkilerinin tarihi uzun. 1963'te Türkiye ve AET arasında, üyelik perspektifi de içeren bir Ortaklık Anlaşması yapıldı. 1995'te Gümrük Birliği oluşturuldu. Aralık 1999'da Helsinki'de AB Konseyi Türkiye'nin üye adayı olmasına karar verdi. Aralık 2002'de de Kopenhag'da AB Konseyi, "Eğer AB Konseyi Aralık 2004'te, Komisyon'un verdiği rapor ve tavsiye temelinde, Türkiye'nin Kopenhag Siyasi Kriterleri'ni yerine getirdiğine karar verirse, üyelik müzakerelerine gecikmeksizin başlayacaktır" sonucuna vardı.
Varılan bu sonuç, Haziran 2004'te Brüksel'deki AB Konseyi tarafından da tekrar teyit edildi. Tarih boyunca Türkiye Avrupa siyasetinde önemli bir faktör olagelmiştir. Türkiye bütün diğer önemli Avrupa örgütlerinin üyesidir ve İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa politikasının şekillenmesine katkı konusunda önemli bir rol oynamıştır.
Bu belge, 2002'de Kopenhag'da alınan karar doğrultusunda Komisyon'un tavsiyesini ve ek bölümünde, Türkiye hakkındaki İlerleme Raporu'nun Sonuç Kısmı'nı içeriyor. İlerleme Raporu, Türkiye'nin son 12 ayda katılım yönünde kaydettiği ilerlemeleri not ediyor; ayrıca Türkiye'nin, Helsinki'deki AB Konseyi'nin 1999'daki kararından bu yana üyelik yönündeki siyasi ve ekonomik kriterlerle ilgili attığı adımları ele alıyor. Tavsiye kararı ve karara eşlik eden belgeler, AB Konseyi'nin alacağı ve AB'nin geleceği açısından büyük siyasi öneme sahip karara temel oluşturacak.
Yanı sıra Komisyon, Türkiye'nin üyelik perspektifinden kaynaklı konulara dair bir değerlendirme de hazırladı. Bu anlamda varılan sonuçlara da bu belgede yer veriliyor.
Bu temelde üç unsurdan oluşan bir strateji sunuluyor. Birinci unsur, Türkiye'deki reform sürecinin, özellikle Kopenhag Siyasi Kriterleri'nin karşılanması bakımından ilerletilmesi ve desteklenmesi yönünde yapılan işbirliğiyle ilgili. Bu işbirliği, reform sürecine dair öncelikleri ve güncelleştirilmiş bir katılım öncesi stratejiyi belirleyen, gözden geçirilmiş bir Katılım Ortaklığı temeline dayanacak. İkinci unsur, Türkiye'yle katılım müzakerelerinin yürütülmesi için belli koşullar içeriyor; aralıkta AB Konseyi tarafından bu yönde bir karar alınması halinde, katılım müzakerelerine hazırlık için bir dizi ön gösterge sunuyor. Üçüncü unsur, AB'ye üye ülkelerden ve Türkiye'den insanları bir araya getiren güçlendirilmiş bir siyasi ve kültürel diyalog öngörüyor. Türkiye'nin katılımı, Avrupa entegrasyonunun 50 yıllık başarılarını taçlandıracak yumuşak bir entegrasyona imkân vermek bakımından tam anlamıyla hazırlıklı olmayı gerektirecek. Bu, sonucu önceden garanti edilemeyecek, uçu açık bir süreç. Müzakerelerin veya müteakip onay sürecinin sonucu bir yana, AB ile Türkiye arasındaki ilişkiler, Türkiye'nin tümüyle AB kurumlarına bağlı kalmasını sağlamalı.
|