AB'nin Türkiye Tavsiye Raporu
Üyelik müzakerelerinin konusu, her biri belli bir politika alanını kapsayan, bir dizi kısma bölünecek. Komisyon, Türkiye'nin yeterince hazır olduğuna kanaat getirdiğinde, Konsey'e bu kısımların her biri için müzakerelere başlamasını tavsiye edecek. Ekonomik boyutu olan belli kısımlar açısından, işleyen bir piyasa ekonomisinin varlığı, müzakerelerin açılması için önkoşul sayılacak.
Her bir kısmın geçici olarak kapatılabilmesi ve açılabilmesi için gerekli dayanak noktalarının, her bir kısım için müzakerehin başlamasından önce tanımlanması gerekecek. Bu dayanak noktaları, yasal uyuma ve uygulamadaki tatmin edici ilerlemeye bağlı olabilir. Buna ek olarak, Katılım Ortaklığı'ndan ve Gümrük Birliği'nden kaynaklanan mevcut yasal yükümlülükler (bilhassa da müktesebatla ilişkili olanları), ilgili kısıma yönelik müzakerelerin başlamasından önce yerine getirilmeli. Müzakerelerdeki ilerleme, sadece Türkiye'nin AB'ye yakınlaşmasına dayanmayacak. AB'nin de kendisini hazırlaması gerekecek, zira AB Konseyi'nin de 1993'te belirttiği gibi, birliğin bir yandan Avrupa'nın entegrasyonunu sürdürürken yeni üyeleri sindirme kapasitesi, hem birlik hem de aday ülkelerin genel çıkarları bakımından göz önüne alınması gereken bir başka önemli husus.
Türkiye'nin katılımıyla ilgili sunulan analiz, iç piyasa ile ilgili politikalar bakımından geniş ayarlamalar yapılmasına gerek olmayacağını vurgulamakta. Müzakereler, her zaman olduğu gibi, mevcut müktesebat üzerinden yürüyecek. Ne var ki Türkiye'nin katılımından önce müktesebata uyarlanması gereken belli noktalar kalabilir. Her durumda AB'nin, belli müzakere kısımlarının mali etkilerinin karşılanabilmesi için 2014 sonrası döneme yönelik mali perspektifini yeniden tanımlaması gerekecek. Türkiye'nin kendine özgü koşullarını yansıtan ayarlamalar gerekebilir. Sonuç olarak AB, Türkiye'nin üyelik perspektifinden kaynaklanan, sınırlar ve dış politika gibi konulara dair değerlendirmede belirtilen kritik alanlardaki politikalarını sağlamlaştırmak durumunda kalacak.
Türkiye'nin bütün müzakere sürecini başarıyla tamamlayabilmesi, esasen süregiden reformları kararlılıkla uyguladığını göstermesine bağlı. Müzakerelerin yürütülmesi ve katılım ihtimali, Türkiye'de daha ileri siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik reformlar yapılmasına katkıda bulunmalı. Nihai sonuç, Avrupa Parlamentosu'nun, AB üyesi ülkelerin ve Türkiye'nin onay ve desteğine ihtiyaç duyacak.
6- AB-Türkiye diyaloğunun güçlendirilmesi AB-Türkiye ilişkileriyle ilgili bir dizi konuda diyaloğun güçlendirilmesi gereği açıkça ortada. AB için henüz aciliyet taşımayan çeşitli sorulara yanıt bulunması gerekmekte. Üye ülkelerle Türkiye'nin halklarını bir araya getirecek araçlar yaratılmalı ve bu çerçevede endişeler ve yargılar dürüst ve açık bir biçimde tartışılabilmeli. Bu kültürel, dinsel farklılıklar, göçle ilgili konular, azınlık haklarına dair kaygılar ve terörizmle ilgili diyaloğu da içermekte. Sivil toplum, AB tarafından hayata geçirilmesi gereken bu diyalogda en önemli rolü üstlenmeli. Komisyon, gelecekte böyle bir diyaloğun nasıl destekleneceğine dair öneriler sunacak.
|