AB'nin Türkiye Tavsiye Raporu
Türkiye'nin katılımı, AB'nin enerji kaynaklarına daha kolay ulaşmasını sağlayacak. Su kaynaklarının ve buna bağlı altyapının idaresi, muhtemelen AB'nin yeni bir politika geliştirmesini gerektirecek. Söz konusu kaynakların doğurduğu önemli sınır ötesi etkilerden dolayı, Türkiye'nin çevre, ulaştırma, enerji ve tüketici koruma alanlarında AB politikalarını iyi uygulamasının, bütün AB vatandaşları için yabana atılmayacak olumlu etkileri olacak.
AB'nin yeni uzun sınırlarının idaresi de bir başka önemli siyasi zorluk teşkil edecek ve hatırı sayılır yatırım gerektirecek. Göçün ve ilticanın denetlenmesi, yanı sıra örgütlü suç, terörizm, yasadışı göç ticareti, uyuşturucu ve silah kaçakçılığıyla mücadele, hem katılım öncesinde hem de sonrasında yakın işbirliği vasıtasıyla yürütülecek.
Türkiye'nin AB üyeliğinin bütçeye yapacağı etkiyi tümüyle değerlendirmek, ancak Türkiye ile mali müzakerelerin parametrelerinin, 2014 sonrası mali perspektifler bağlamında tanımlanmasıyla değerlendirilebilir. Türkiye'ye transferlerin doğası ve miktarı, AB'nin politikaları ve Türkiye ile müzakerelerde uzlaşılacak özel düzenlemeler, yanı sıra o dönemde belirlenen bütçe tahminleri, bilhassa toplam bütçe hacmi gibi bir dizi değişken etkene bağlı olacak. Bununla birlikte mevcut politikalar temelinde bütçe üzerinde doğuracağı etkilerin büyük olacağı açık.
Türkiye'nin katılımı AB kurumları açısından da hatırı sayılır etkiler yapacak. Avrupa Anayasası'nın getirdiği esaslar göz önüne alındığında, üye ülkelerin, özellikle de orta boyutlu ve büyük ülkelerin Avrupa Parlamentosu'ndaki sandalye sayıları önemli değişikliklere uğrayacak. Türkiye Konsey'de nüfusuyla orantılı olarak önemli söz hakkına sahip olacak ve bu durum, Konsey'in oylama sistemine de yansıyacak. Komisyon'un üye sayısının 2014'ten itibaren azaltılması planı göz önüne alındığında, Komisyon üzerindeki etki daha az önem taşıyacak.
4- Türkiye ile reform sürecinin ilerletilmesi Reformların uygulanması, sürecin titizlikle takibini gerektiriyor. Özellikle işkenceye sıfır tolerans politikası, devam eden işkence vakalarının ortadan kaldırılması için Türk devletinin bütün kademelerinde kararlı bir çaba üzerinden uygulanmalı. Sivil toplumun daha da geliştirilmesi önemli. Siyasi reformun istikrar kazanması ve yaygınlaştırılması, aynı zamanda Güneydoğu'daki durumun normalleştirilmesi ve iyileştirilmesini gerektiriyor; sözgelimi sosyo-ekonomik durumu düzeltecek, yerlerinden edilmiş insanların geri dönüşünü sağlayacak ve Kürt azınlıkla diğer azınlıkların hak ve özgürlüklerden tam olarak yararlanmasına imkân verecek önlemler alınmalı. Gayrimüslim dini cemaatlere ve sendikal haklara mahsus sorunlarla ilgili daha ileri adımlar atılması gerekmekte.
AB, siyasi reform sürecinin devamlılığını ve geri döndürülemezliğini garanti altına almak için siyasi reformların gidişatını, Katılım Ortaklığı'nda reform sürecine dair belirlenen öncelikler temelinde, yakından takip etmeyi sürdürmeli. Komisyon, İlerleme Raporu'ndaki analizleri takiben, Katılım Ortaklığı'nın 2005 baharında gözden geçirilmesini önerir. Bu temelde, siyasi reformların sağlamlaştırılması ve yaygınlaştırılmasıyla ilgili 2005 sonundan başlayarak her yıl genel bir gözden geçirme yapılacak.
Komisyon bu amaçla ilk raporunu Aralık 2005'te Avrupa Konseyi'ne sunacak. Reformların gidişatı, müzakerelerdeki ilerlemeyi de belirleyecek. Komisyon, Avrupa Birliği Anlaşması ve Avrupa Anayasası uyarınca, özgürlük, demokrasi, insan haklarına saygı ve temel özgürlükler gibi AB'nin kurucu ilkelerine yönelik ciddi ve sürekli ihlal durumunda, müzakerelerin askıya alınmasını tavsiye eder. Konsey bu tür bir tavsiye hakkındaki kararını salt çoğunlukla alabilir.
|