AB'nin Türkiye Tavsiye Raporu
2- Siyasi kriter değerlendirmesi Kesintili ilerlemelerle geçen onyılların ardından, özellikle de 2002 seçimleri sonrasında, Türkiye'de Avrupa standartlarına yaklaşmak açısından önemli yasal ve kurumsal değişimler yaşandı. Siyasi reformlar esasen, 2001 ve 2004'teki iki büyük anayasal reformu ve meclis tarafından Şubat 2002 ve Temmuz 2004'te kabul edilen sekiz yasa paketini içeriyor. Sivil-asker ilişkileri, Avrupa standartları doğrultusunda değişiyor. Hukuk sisteminde, DGM'lerin kaldırılması da dahil, önemli değişikler yapıldı. İnsan hakları konusunda Türkiye uluslararası hukuk ve Avrupa hukukunun üstünlüğünü tanıyor; kendisini uluslararası anlaşmalar ve kararlarla büyük oranda bağlı sayıyor. İdam cezasının tamamen kaldırılması ve şiddet içermeyen düşüncelerini ifade ettikleri için cezalandırılan insanların serbest bırakılması bunlara örnek. Bazı pratik sınırlamalar hala mevcutsa da Türk vatandaşlarının yararlandığı temel özgürlüklerin (sözgelimi ifade ve toplanma özgürlüğü) çerçevesi hatırı sayılır ölçüde genişletildi. Sivil toplum güçlendi. Kürt azınlığın ve diğer azınlıkların kültürel hakları tanınmaya başlandı.
Olağanüstü hal tamamen kaldırıldı; durum hâlâ zor olsa da, Güneydoğu'da normalleşme süreci başladı. Son olarak, güçlendirilen siyasi diyalog vasıtasıyla Türkiye'nin dış politikası bölgesel istikrara olumlu yönde katkı yapıyor.
Türkiye, siyasi reform süreci dahilinde, bilhassa Katılım Ortaklığı'nda belirlenmiş önceliklerle uyum bakımından ileri boyutta anayasal ve yasal değişiklikler gerçekleştirdi ve önemli ilerleme kaydetti. Ancak Dernekler Kanunu, yeni Ceza Kanunu ve İstinaf Mahkemeleri henüz hayata geçirilemedi. Dahası, adli kolluk kuvveti kurulması ve cezaların infazı ve düzenlenmesiyla ilgili yasaları içeren Ceza Muhakemeleri Kanunu'na dair karar hala kabul edilmeyi bekliyor.
Türkiye bu reformların düzgün biçimde uygulanmasını sağlamak yönünde güçlü çabalar göstermekte. Buna karşın uygulamanın daha tutarlı ve yaygın hale getirilmesi gerekiyor. Bu gereklilik özellikle işkence ve kötü muameleyle mücadelede sıfır tolerans siyaseti, ifade özgürlüğü, inanç özgürlüğü, kadın hakları, sendikal haklar ve azınlık haklarıyla ilgili düzenlemelerin güçlendirilmesi ve uygulanması açısından kendisini göstermekte.
Bütün bir reform sürecini ve Türkiye'nin yukarıda bahsedilen önemli yasal değişiklikleri gerçekleştirmesini göz önüne alan Komisyon, Türkiye'nin siyasi kriterleri yeterince karşıladığını düşünüyor ve katılım müzakerelerinin başlatılmasını tavsiye ediyor.
Reform sürecinin geri döndürülemezliğinin, reformların özellikle temel özgürlüklerle ilgili olarak hayata geçirildiğinin teyidi, uzun bir süreyi gerektirecek. Dahası, siyasi kriterlere dair müktesebat, özellikle Avrupa Anayasası'nın bir sonucu olarak gelişmekte. Türkiye bu gelişimi yakından takip etmeli.
|