|
GSM rotanızı şaşırtmasın
Aşırı şekilde kullanıldığında sağlığımızı tehdit edebilen cep telefonları kullandığımız araçlarıda etkiliyor. Araştırmalar cebin araba içerisinde yaydığı telsiz sinyallerinin araca zarar verecek seviyeye ulaşabildiğini gösteriyor. Bu durum otobüs, uçak ve motorsikletler için de geçerli.
Elektronik cihazlar yaşadığımız çağda insanın hayatını kolaylaştıran en önemli araçların başında geliyor. Sayısız ürün sürekli artan marifetleriyle karşımıza çıkıyor. Bu da çevremizdeki manyetik alanın hızla yoğunlaşması anlamına gelir. Gelin kullandığımız araçların bu manyetik alanlardan nasıl etkilendiğine bir göz atalım.
Arabalar çok hassas Cep telefonlarından etkilenme bakımından en çok şikayet araba sahiplerinden geliyor. Nasıl gelmesin ki? Dört tekerlekli bilgisayarı andıran arabalarda elektronik arıza neredeyse kaçınılmaz hale geldi. Günümüz otomobillerinde üzerinde 3 Gigabyte yazılımın yüklü olduğu 30-40 adet işlemci aracın farklı fonksiyonlarını hem çalıştırıyor hem de denetliyor. Herhangi bir arıza anında merkezi bilgisayar sorunu ikaz ışığı veya sinyal sesi yardımıyla sürücüye duyuruyor. Tamamen dijital teknolojinin hakim olduğu günümüz arabalarının uzaktan kumandalı anahtarının içerisinde bile 1969 yılında Ay'a gönderilen Apollo uzay aracındakinden daha fazla elektronik güç bulunuyor. Böylesine hassas bir yapının manyetik dalgalardan etkilenmemesi mümkün mü? Elbette firmalar seri üretime geçmeden araçlarını yüzlerce testten geçiriyor. Ancak asıl test daima gerçek hayatta ve sıradan insanlar tarafından yapılıyor.
Rakamlar ne diyor? Bu arada bilim adamları da boş durmuyor. Evet, cep telefonlarının sağlık konusunda zararlı mı veya zararsız mı olduklarına dair henüz kesin bir kanıt ortaya koyabilmiş değiller ancak elde ettikleri rakamlar başta otomobillerimiz olmak üzere kullandığımız araçların manyetik alan sınırlarını net olarak ortay koyuyor. Buna göre bir otomobil içerisindeki teknik donanım 100 V/m'lik bir elektrik alanı gücüne dayanabiliyor. Yani tüm sistemler bu sınır değere kadar mükemmel bir işleyiş gösteriyor. Ama ne yazık ki araç içerisinde açık durumda bulunan bir cep telefonu 100 V/m'lik bu kritik değere ulaşacak kadar elektrik alan etkisi yaratıyor hatta zaman zaman aşabiliyor. Peki sonra ne oluyor? Birincisi ABS adı verilen fren sistemi arıza yapıyor veya hava yastıkları aniden açılıveriyor. Bu arızalar artık yeni nesil otomobillerde tamamen ortadan kalktı. Zira araç elektroniği GSM teknolojisine göre yeniden yapılandı. Peki ya eski model araçlar? Özellikle 80'li yılların tamamı ve 90'lı yılların ilk yarısından kalma otomobil ve otobüslerin içerisinde cepler kullanılırsa başta bu arızalar olmak üzere çok farklı sorunlar yaşanabilir. Yalnız hemen şunu hatırlatalım Güneş hava şartlarına bağlı olarak 100 - 20.000 V/m arasında elektrik alanı oluştururken yüksek gerilim hatları da mesafeye göre 1000 - 6000 V/m arasında bir ışımaya neden olur. Hem kendinizi hem de aracınızı bu tür ortamlardan uzak tutmalısınız,
Camlar püfür püfür Yeni nesil araçlarda ise cep telefonları alarm sistemi, kapı kilidi ve elektrikli camları etkiliyor. Cep telefonuyla konuşurken veya kısa mesaj yollarken yanınızda park halinde olan bazı araçların alarmı devreye girebiliyor. Aynı durumu yağmurlu bir havada peş peşe düşen yıldırımların ardından ortaya çıkan kısa süreli manyetik alan sonrasında da gözlemek mümkün. Böyle durumlarda genellikle elektrikli camlar kendiliğinden 2-3 parmak açılabiliyor. Araç düşen yıldırımın yaydığı elektrik dalgalarını elinizdeki uzaktan kumandanın telsiz dalgası zannediyor. Fakat asıl tehlike cep telefonunun aracın donanımını bozması değil. Asıl tehlike telefonla konuşurken araba kullanmaktır. Araştırmalar cebiyle konuşurken araba kullanan bir sürücünün reaksiyon süresinin sarhoş bir sürücüden daha kötü olduğunu ortaya koydu.
Azrail'le çiftetelli Saatte yalnızca 50 km. hızla hareket eden aracınız içerisinde çalan telefonunuzun ekranına 1 saniye süre ile bakacak olursanız yolun yaklaşık 14 metrelik bir bölümünü kör olarak gitmiş, yani görmeden gitmiş oluyorsunuz. 80 km. hızda bu mesafe 22 metreye, 100 km. de ise tam 28 metreye çıkar. Cebinize 2 saniye süreyle baktığınızda mesafe 60 metreye (!) yaklaşır. Sokağa çıktığınızda 60 adım atın. Sonra dönüp arkanıza bir bakın. Geride bıraktığınız mesafeyi iyice gözden geçirin. İşte arabada ceple konuşurken bu mesafeyi görmeden geliyorsunuz! Akli dengesi yerinde olan bir insan kendini ve sevdiklerini, hür iradesiyle böyle bir riske atar mı? Hem de bir telefon uğruna ? İster elinizde ister araç kitiyle, arabada cep telefonu hem sizin hem aracınız için çok büyük bir tehlike. Bu gerçeği kabul etmek için kaza gününü beklemeyin.
Uçakta hele hiç olmaz Yukarıda arabaların hassas teknolojilerinden söz ettik. Siz bir de uçağı düşünün! İçerisinde 400 bilgisayar, 1200 işlemci ve 400 kilometre kablonun bulunduğu tam anlamıyla bir dijital gövde gösterisi. Sizce böyle bir araçta cep telefonundan etkilenecek bir veya birkaç donanım olamaz mı? Bal gibi olur! Yıl 1998. Bir yolcu uçağı ABD'nin Denver şehrinden New Jersey'e hareket ediyor. Uçak pistten hızla gökyüzüne yükselirken pilot kabininde yüksekliği gösteren ekran aniden kararıyor. Kısa bir süre sonra yeniden düzgün çalışmaya başlıyor. 1 saat sonra yardımcı pilot uçağın asıl rotasından 30 derece sapmış olduğunu tespit ediyor. Durumdan şüphelenen kaptan pilot, hostesinden yolculara bir göz atmasını istiyor. Görevliler bazı yolcuların cep telefonu, CD çalıcı ve dizüstü bilgisayarı kullandıklarını belirliyor. Uyarı sonucunda "uyanık" yolcular cihazları kapatıyor. Ve tam 90 saniye içerisinde uçak kendiliğinden gerçek rotasına geri dönüyor. Uçak kabini kapalı bir kutu gibidir. Cihazların yaydığı manyetik dalgalar açık havada olduğu gibi dağılacak yer bulamaz. Çevreye olan etkileri normalden çok daha fazla olur. Bu yüzden az sayıda da olsa her türlü dijital cihaz uçağın sistemlerine zara verebilir. Aynı durum otomobil, tren, asansör ve en önemlisi hastaneler için de geçerlidir. Amma çok sorun var değil mi? Oysa çözüm ne kadar da kolay. Yapmamız gereken sadece ve sadece telefonumuzu sakıncalı mekanlarda kapalı tutup aşırı kullanımdan kaçınmak. Böylece tüm olası risklerle birlikte anlamsız bir yığın tartışmada son bulacak. İşte çözüm bu kadar basit.
KAPALI YERLERDE IŞIMA ARTAR Cepler en yakın baz istasyonuyla haberleşir. İstasyon yakınsa cep fazla enerji harcamaz. Hareket halinde bir cep sürekli baz istasyonu arar. Bulamadığı zaman çok yüksek enerjiyle bağlantı kurmaya çalışır. Manyetik alan etkisi artar. Radyo sinyalleri kapalı alanlarda kolayca dağılmaz. Otomobil, tren, uçak ve asansör gibi bölgelerde radyasyon oranı çok yükselir. Cepler kapalı alanlarda 10-100 kat arası daha fazla enerji harcar. Elektrikli aletler kapalı da olsa çevrelerinde elektrik alanı oluşur. Cihazlar çalıştığında elektrik alanıyla birlikte manyetik alanda meydana gelir.
|
|
|
|
|