Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
2 Mayıs 2009, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat

İyi ki doğmuş!

İLKNUR K. AKMAN
01.05.2009
Doğum günü yaklaşıyor... Evet, Ayşekiraz bir yaşını dolduracak tam iki hafta sonra. Büyüdüğü için hem seviniyor hem üzülüyorum. Onun ilk kelimelerini duymak, yürümeye çalışmasını izlemek, büyük bir insan gibi sevdiği ve sevmediği şeylere tepki vermesini görmek elbette güzel ama işin bir de öbür yanı var. Büyümek insanı anne babaya yakınlaştırdığı kadar uzaklaştırıyor da. Mesela Ayşekiraz'ı istediğim zaman kucağıma alıp sevemiyorum artık. Çünkü özgür olmayı, ancak kendi istediğinde kucağıma gelmeyi tercih ediyor şimdiden. Yatakta bile göğsüme yumulup uyumuyor bebekken olduğu gibi. Ellerini kollarını açıp beni itiyor, "Biraz çekil de rahat uyuyayım," dercesine... Birkaç sene sonra çevresine, dünyaya olan ilgisi daha da artacak ve bizden iyice uzaklaşacak. 18. yaş gününden sonra ise kuş yuvadan uçtu bilin. "Daha dur bakalım," diyeceksiniz şimdi ama inanın, çocuğunuz varsa zaman inanılmaz bir hızla ilerliyor (tabii bana öyle geliyor). İlk doğum günü hazırlıklarını düşünürken, ben şimdiden düğününü hayal etmeye başladım bile! Hazırlıklar demişken... İnsan neden çocuğunun ilk doğum gününde bu kadar heyecan yapar bilemiyorum. Ben kendimden hiç böyle şeyler beklemezdim ama kimleri çağıracağımızı, neler ikram edeceğimizi, kızıma ne giydireceğimizi çoktan planladım. Abartısız ama güzel bir doğum günü olsun istiyorum. Bol bol fotoğraf çektirelim, eğlenelim, gülelim... E tabii Ayşekiraz'a ne ister diye soramıyoruz, daha bihaber böyle şeylerden. Aslında biz bu doğum gününü kendimize yapıyoruz, diğer tüm anne babalar da. Peki bu ilk kutlama nasıl olmalı, işin doğrusu nedir, abartmak mı gerek yoksa sıradan bir gün gibi geçirmek mi, kendimizi kandırmayalım diye, oturdum araştırdım. Bakın kitaplar aynen şöyle diyor, "Eğer bebeğinizin ilk doğum günü için bir parti vermeyi düşünüyorsanız, unutmayın ki kutlama bebeğiniz için değil, sizin içindir. Bebeğiniz yeni oyuncakları olmasından, arkadaşları ve ailesi ile vakit geçirmekten keyif alacaktır ancak doğum gününün ne olduğu hakkında hiçbir fikri olmayacaktır."

BİR ŞİŞE ŞAMPANYA YETER
Güzel, demek uzman olsun olmasın hepimiz aynı fikirde birleşiyoruz. Ama uzmanların söylediği ve dikkate alınması gereken asıl önemli şey şu; çocuğumuzu asla güzelce oturtup pastasını yemesi ve hediyelerle oynaması için zorlamamak! Çünkü bu kargaşa ve kalabalık bir yaşındaki bebeğe çok fazla gelebilir, parti mahvolabilirmiş. "Kalabalıktan sıkılan bebeğiniz ağlamaya başlarsa diğer minikler de şaşkına dönebilir ve hepsi gözyaşına boğulabilir haberiniz olsun," deniyor. Tavsiye edilen şey ise o akşam bebeğiniz uyuduktan sonra eşinizle birlikte bir şişe şampanya açmak ve sizin için harika bir dönüm noktasını baş başa kutlamak. Dilerseniz birkaç yakınınızı da şampanyaya ortak etmenize izin var. Ama gönlünüzden geçen o mükemmel parti için gelecek yılı beklemeniz gerekiyormuş. Peki ya gelen hediyeler? Örneğin gelen oyuncakların hepsini bir anda bebeğinizin eline vermek yerine, birkaç hafta içinde yavaş yavaş ortaya çıkarmanız en doğrusuymuş. Hediyeler konusunda acele etmemek gerektiğine yürekten katılıyorum ama karı-koca kızımız uyuduktan sonra şampanya patlama fikrine pek ısınamadım.