kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
3 Mayıs 2009, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Feramuz Erdem

Olay yerini inceledim

02.05.2009
Feramuz Erdem(Emekli Emniyet Müdürü)..
- Bostancı operasyonuyla ilgili neler biliyorsunuz?
- Bildiğim kadarıyla şöyle başlamış: Operasyon ekipleri sabah şubeye çağrılmış, herkese sarı bir zarf verilmiş ve "Gidin şu adreslerden şunları alın," denmiş. Zarfın içinde istihbari bilgi ya da keşif bilgisi var mı, bilmiyorum ama sonuca baktığımızda olmadığı görülüyor.

- Olay yerini gördünüz mü sonra?
- Evet, gidip baktım. Terörist balkona çamaşır asmış, orada normal bir hayat sürdüğünü göstermek istemiş. Bu türden bir ayrıntı onun profesyonel olduğunu gösteriyor. Adı üzerinde 'terör örgütü'. Atılacak her adımın çok dikkatli planlanması gerekirdi ve bunun belli kalıpları, prosedürleri vardır. "Git şunları topla gel," diyemezsiniz, direniş gösterme ihtimalini gözetmeniz gerekir, olayda da görüldü ki şahıs direniş gösterdi
.
- Bunun öngörülememesinin sebebi ne?
- Türkiye'de her şeyde olduğu gibi bu tür operasyonlarda da her şeyi çabucak halletmek diye bir anlayış var. Ama unutulan bir şey var, söz konusu olan insan hayatı.

- Operasyonu yapan ekipler neden bilgilendirilmiyor?
- Görevlendirme yapılırken, bilgi sızmasını engellemek için değişik yöntemler kullanılır. O yüzden bazen timin görevden son anda haberi olur.

- Caddenin trafik akışının kesilmemesini nasıl yorumluyorsunuz?
- Düşünün siz bir vatandaşsınız, Bostancı'ya gidiyorsunuz, o yolu serbestçe kullanabilirsiniz, bu normal bir şey değil.

- Çevre güvenliğinde de sorunlar var mı?
- O çocuğun vurulduğu yerde Özel Harekatçı bir keskin nişancı olsaydı, terörist balkona çıktığı anda onu etkisiz hale getirebilirdi.

- Emniyet amiri kapıyı çalınca taranmış deniyor...
- Buraya operasyon amacıyla gidilmemiş ki, şahsa gözaltı yapılmak için gidilmiş. Ama karşılarına bilenmiş bir terörist çıkmış.

- Canlı yayınların yapılması da ilginçti...
- Alan, bariyerle kapatılsaydı, gazeteci de vatandaş da giremezdi, canlı yayınlar da çok uzak bir noktadan ancak duyumlarla yapılırdı.
Böylece pencereden vurulma anları canlı canlı izlettirilmezdi.
Ama en önemlisi, hücre evinin olduğu binanın elektriğinin kesilmesi ve yayının hücre evinden izlenmesine engel olunması gerekirdi.

- Bu eksikliklerin nedeni ne?
- Türk polisi çok özverili çalışan ve bunun karşılığını alamayan tek teşkilattır. Bugün verilen maaşla, beklenen görevin hiçbir alakası yok. Sizden Superman olmanız beklenir, uykusuz görev yapmanız beklenir, ama en ufak bir başarınız bile ödüllendirilmez. Türk polisindeki lisans eğitimi dünya standartlarının çok üstünde, fakat bu tek başına yeterli değil.

- Peki bunun sorumlusu kim?
- Maalesef sistem böyle. Polis Akademisi'nin bu tür hatalardan dersler çıkarması gerekiyor. Önemli olan polisi sokaktaki suçlara hazırlamak. Polis kelepçe takmayı bilecek ki kelepçe takarken yaralamasın, yakın dövüşü bilecek ki insana müdahale ederken kolunu bacağını kırmasın, silah kullanmayı bilecek ki kullandığında doğru hedefe ateş edebilsin.

- Bunlar ihmal mi ediliyor?
- Polis senenin 300 günü olağanüstü durumda çalışıyor. Son operasyondaki üzücü sonuçları da bunlar doğurdu.
Ölüm bir meslek grubunun kaderi değil.
İnsan hayatı prosedür hatalarına kurban verilmemeli.
Haberin fotoğrafları