kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
3 Mayıs 2009, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat

Gençler harçlıklarıyla ne yapıyor?

SONAT BAHAR
02.05.2009
Hangi gelir grubundan olursa olsun çocuklara harçlık vermek giderek yaygınlaşan bir uygulama. Farklı kesimden çocuklara ne kadar harçlık aldıklarını ve bu harçlıkla ne yaptıklarını sorduk. İşte cevapları..
Ekonomik krizin büyükler kadar çocukları da etkilediğini düşünerek yola çıktık ve çocuklara harçlıklarını sorduk. Ama karşımıza krizden çok daha vahim bir sosyolojik tablo çıktı.
Harçlık deyip geçmeyin, aslında derinlemesine incelendiğinde hem sosyolojik hem psikolojik boyutuyla çok önemli bir konu. Türkiye gibi bir ülkede, en büyük sorunu küçücük bir konu başlığına; harçlığa' indirgediğimizde bile, ne denli büyük farkların yaşandığını gözledik, bu farkların altında yatan olgularla yüzleştik. Farklı sosyal katmanlardan çocuklara aldıkları harçlıkları ve nerelere harcadıklarını soruduğumuzda, kiminin harçlığını kendisinin kazandığını, kimininse sınavlara hazırlanırken harçlığını harcayacak vakit bulamadığını fark ettik. Aslında ortaya çıkan, 'harçlık' başlığında tam bir Türkiye profiliydi.
Çocuk sahibi olmak, ciddi bir maddi külfeti de beraberinde getiriyor. Türkiye'de orta sınıfların neredeyse çocukları için yaşadığını söyleyebiliriz. "İyi yetişsinler," "İyi okullarda okusunlar," Arkadaşlarından sosyal olarak geri kalmasınlar," diye ailenin neredeyse tüm geliri çocuklara harcanıyor. Üst gelir grubunda durum zaman zaman şımarıklık noktasına ulaşıyor. Alt gelir grubundaysa 'harçlık' kelimesindeki özneler yer değiştirmiş, aileler çocuklara değil, çocuklar ailelere harçlık verir duruma gelmiş.
Eğer aile çocuğa harçlık verebilen sosyal katmandaysa işin psikolojik boyutunu da ele almak gerekiyor. Uzman Psikolojik Danışman Meltem Canver, ailelerin çocuklara harçlık verirken, çocukların bireyselliğini de desteklediklerini söylüyor.Harçlık miktarını belirlemek içinse yaşın önemli bir unsur olduğunu ekliyor; " Harçlık miktarını uygun olarak belirlemek önemlidir. Harçlık miktarını çocuğun ihtiyaçlarının ve yaşının çok üstünde tutmak ya da altında tutmak çocuklar için olumsuz sonuçlar doğurabilir. Çok fazla harçlık vermek çocuğun zarar görebileceği ortamlara girme riskini arttırabilir. Diğer yandan çocuğun kendi akran grubuyla olan ilişkisinde paranın gereğinden fazla yer tutmasına neden olabilir.
Harçlığın amaçlarından biri de istenilen bir şeyi elde etmek için beklemeyi ve bedel ödemeyi öğrenmektir.
Gereğinden fazla harçlık alan çocuklarda harçlık almak bu amaca hizmet etmez. İhtiyaçlarının ve yaşının altında kalan harçlık miktarı, çocuğun akran grubuyla paylaşabileceği sosyal etkinliklerden uzak kalmasına neden olabilir. Bu durumda arkadaş ilişkilerinde problemler yaşanabilir. Özellikle küçük yaştaki çocuklar kendilerine verilen harçlığı nasıl kullanacakları konusunda deneyim sahibi değillerdir.

Bayram harçlığı almak çok zevkli
Serra Erke, 14 Yaşında

Özel Bilfen Eğitim Kurumları İlköğretim Okulu sekizinci sınıf öğrencisi. Hafta içi okuldan sonra kendine ayıracak vakti yok. Seviye Belirleme Sınavı (SBS) için çok yoğun bir tempoda süren hayatında, kendisine ancak hafta sonları vakit ayırabiliyor.
SBS'ye hazırlandığı bu yıla kadar profesyonel olarak yüzen Serra, bu yıl hobi olarak sadece alışveriş yapabildiğini söylüyor. Haftalık 30 lira harçlık alan Serra, okulda yemek çıktığı için, bu harçlığı ufak tefek atıştırmalar için kullandığını, ama hafta sonu arkadaşlarıyla çıkacaksa en az 50 lira harçlık aldığını söylüyor. Eğer bu hafta sonu programına sinema da dahilse rakam 100 liraya çıkıyor. Alışveriş yapmayı çok sevdiğini söyleyen Serra, en çok çanta aldığını, bu alışverişleri zaman zaman anne-babasıyla zaman zaman tek başına yaptığını anlatıyor.
En son kendine 400 liraya bir güneş gözlüğü aldırdığını söyleyen Serra için bayram tatilleri çok önemli. Çünkü bayramda akrabalarından 600 liraya yakın harçlık topladığını belirtiyor.
Serra bu harçlıkları çoğu zaman istediği bir kıyafeti almak için harcıyor.

1 lira harçlıkla döner keyfi
Hasan Belli, 14 Yaşında

Bağcılar Üsküp İlköğretim Okulu sekizinci sınıf öğrencisi. Sabah erkeden kalkıp okula gidiyor, öğleden sonra Adıyamanlı Çiğköfteci Üzeyir Usta'nın yanında çiğ köfte satıyor.
Üzeyir Usta yabancı değil, Hasan'ın dayısı ama araya iş ilişkisi girince akrabalık değil profesyonellik konuşuyor. Hasan haftanın yedi günü akşam saat dokuzlara kadar çalışıyor, günlük kazancı 10 lira. Kazancını annesine veriyor, annesi de sabah Hasan'a 1 lira harçlık veriyor. Hasan günlük 1 lira harçlığıyla sabah kendine döner alıyor çünkü kahvaltı edecek pek vakti olmuyor. Hasan'ın işyerinde kazandığı parayla anne evi geçindiriyor, okula giden diğer iki çocuğuna harçlık veriyor. İş büyük harcamalara gelince Hasan işvereni dayısının kapısını çalıyor. Dayısı en son Hasan'a 30 liraya ayakkabı almış.
Hasan'ın dayısından bugüne kadar istediği en büyük şey 100 liralık bir cep telefonu, dayısı önümüzdeki haftalarda alacağına dair söz vermiş.
Hasan hayatında sadece iki kez sinemaya gitmiş, o da gittiği okulun organizasyonuyla.

Harçlıkla piercing
Diclesu Atılgan, 16 Yaşında

Ankara Özel Gazi Koleji'nde, lise ikinci sınıfta öğrenci. Hafta içi her günü 09.30- 16.30 arası okulda geçiyor. Okul sonrasında ise yapacak çok fazla bir şeyi kalmıyor, o da enerjisini hafta sonuna saklıyor. Annesi İstanbul'da yaşadığı için ara sıra yolu İstanbul'a düşüyor. Eğer İstanbul'da değilse, arkadaşlarıyla alışveriş yapmaktan, sinemaya gitmekten hoşlanıyor. Hafta içi okulda yemek verildiği için haftalık 10 lira harçlık aldığını söyleyen Diclesu, "Bunları zaman zaman biriktiriyorum, hafta sonu 20 lira olan harçlığıma ekliyorum," diyor. Eğer hafta sonu özel bir durum varsa ya da alışveriş yapacaksa harçlığının 50 liraya kadar çıkabildiğini söylüyor. Haftada iki kitap okuduğunu söyleyen Diclesu, en çok kitap almaktan hoşlandığını ama kitapların parasını harçlıklarından değil, anne ve babasından aldığını söylüyor. En son bayramda 200 lira harçlık toplayan Diclesu, bu harçlığı anne ve babasından gizli piercing yaptırmak için harcadığını itiraf ediyor.
Bu yaz çalışma hayalleri kuran Diclesu'nun tahminine göre, ailesi çalışması için izin verecek.

Cebimde hep 1 liram olur
Can Bostancı, 11 Yaşında

Nezahat Ahmet Keleşoğlu İlköğretim Okulu beşinci sınıf öğrencisi. Hafta içi okuldan çıkıp doğruca evine gidiyor.
Alt sınıfta okuduğundan henüz sınav stresiyle tanışmamış olan Can, hâlâ bir oyun çocuğu. Okuldan çıkıp mahallede top koşturuyor. Can, hafta sonları anne ve babasıyla genelde alışveriş merkezlerine gidiyor. Okula giderken günde 3 lira harçlık alan Can, bunun yarısıyla sosisli sandviç yiyor. Geri kalanını ise genelde biriktiriyor.
"Cebimde mutlaka 1 liram olur," diyen Can, okuldan eve dönerken ihtiyaçlarını da zaman zaman bu cep harçlığından karşılıyor. Bilgisayar oyunlarını çok seven Can, bu oyunları anne ve babasına aldırıyor. Kıyafet alışverişine pek ihtiyacı olmadığını söylüyor. Son bayramda topladığı 200 lirayı ihtiyaçları olduğu için anne ve babasına veren Can, "Onlar ben bir şey isteyince, istediğimi alıyorlar, ben onlara toplu para verdim, onlar bana taksit taksit geri veriyor," diyor. Karne alınca Playstatiton-3 alacak kadar büyük bir harçlık bekleyen Can, bu hediyeyi hak etmek için derslerine çok çalıştığını söylüyor.

Kendime en son ayakkabı aldım
Fatma Faydalı, 14 Yaşında

Bağcılar Üsküp İlköğretim Okulu sekizinci sınıf öğrencisi. Sabahları okula gidiyor ama, öğleden sonraları boş. Aslında o vaktini boş geçirmiyor çünkü üniversiteye gidip matematik veya fen öğretmeni olmak istiyor.
SBS'ye girecek ama bazı yaşıtları gibi kursa gitmeye paraları yetmediği için evde sıkı çalışmak zorunda. Okul sonraları eve gidip çoğunlukla ders çalışıyor. Hafta içi haftalık 3 lira harçlık alan Fatma, "Evde kahvaltı ettiğim için, öğleden sonra da okul bitip eve döndüğüm için harçlığa ihtiyacım olmuyor," diyor. 3 lira harçlığıyla canı çekerse dondurma alıyor. Hafta sonları eğer ders çalışmıyorsa, mahallede arkadaşlarıyla oynuyor. Geçtiğimiz yaz annesinin çalıştığı konfeksiyon atölyesinde kısa bir süre çalıştığını ama anne ve babasının çalışmasını istemediğini, evin geçimi için buna ihtiyaçları olmadığını söylüyor. Fatma en son kendisine 30 liralık bir ayakkabı aldığını, bunun parasını annesinin verdiğini söylüyor. Fatma öğretmen olunca öğrencilerine harçlıklarını iyi kullanmalarını öğreteceğini belirtiyor.

Harcamaya vaktim yok
Sinan Çetin, 14 Yaşında

Özel Bilfen Eğitim Kurumları İlköğretim Okulu sekizinci sınıf öğrencisi. Hayatı öylesine yoğun ki hiç boş vakti yok. Hatta kendi ifadesiyle, harçlıklarını harcayacak zamanı bile kalmıyor. Çünkü Sinan'ın SBS için çok çalışması gerekiyor. SBS'ye gireceği için ailesi işi bu yıl biraz sıkı tutmak istemiş. Okuldan sonra haftada altı gün üçer saat özel ders alıyor, hafta sonları da kursa gidiyor. Sadece cuma günleri okul sonrası kalan boş vaktinde arkadaşlarıyla futbol oynuyor. Hafta içi 30 lira harçlık alan Sinan, okulda yemek çıktığı için, okul sonrası da özel ders aldığı için bu parayı harcayacak zaman bulamıyor dolayısıyla da biriktiriyor. Bilgisayar oyunlarına meraklı olan Sinan, oyunları ailesinin aldığını, geçen yıl son model iyi marka bir cep telefonu sahibi olduğunu söylüyor. Bayramda son yıllarda iyi para toplayamadığını söyleyen Sinan; "Artık büyüdüğümü söylüyorlar, para vermek istemiyorlar ama yine de 300 liraya yakın topladım," diyor. Sinan ailesinin kendisi için çok para harcadığının farkında, SBS'nin de bir an evvel bitmesini istiyor.

Faturalı yüksek kontöre geçtim
Gizem Uzuner, 17 Yaşında

Çengelköy Lisesi üçüncü sınıfa devam ediyor. Hafta içi okuldan sonralarını evde geçiriyor. Hafta sonu geldiğinde cumartesilerini arkadaşlarına, pazarlarını ailesine ayırıyor.
Arkadaşlarıyla sinemaya, tiyatroya gitmekten keyif alan Gizem, hafta içi 20 lira harçlık alıyor. Okulda fast food yemek istemediği için, bu parayı yemeğe harcamıyor ama parayı haftasonuna kadar da tutamıyor: "Genelde genç kız dergilerini alıyorum, onları okumayı çok seviyorum," diyor.
Haftasonları ise eğer programda sinema varsa 30 lira harçlık aldığını söyleyen Gizem, yanında mutlaka 50 lira bulundurduğunu belirtiyor. Bir şey beğendiğinde annesine söyleyip aldırdığını söyleyen Gizem, "Eğer beğendiğim şeyi var diye almak istemezlerse, ben harçlıklarımdan biriktirip alıyorum," diyor. Gizem, en son gömlek almış, önceden faturalı hattı olan telefon kullandığını ama faturası çok gelince kontörlüye geçtiğini, kontörlerini de anne ve babasının aldığını belirtiyor. Gizem bu karar sonrası artık kontörlerini daha dikkatli harcadığını söylüyor.

Harçlığı kendim kazanırım
Zeki Koyun, 14 Yaşında

Bağcılar Üsküp İlköğretim Okulu sekizinci sınıf öğrencisi. Zeki, sabah erkenden okula gidip, öğleden sonra çalışmak zorunda olan çocuklardan.
Lokantada komilik yapan Zeki, haftanın altı günü çalışıyor. Zaman zaman işi akşam saat 22.00'lere kadar uzayabiliyor ama, Cuma günleri patronlarından Adanalı dizisini izlemek için izin alıyor. Zeki günlük 10 lira kazanıyor ve bu parayı annesine veriyor. Özellikle bugünlerde Zeki'nin kazandığı 10 lira aile için çok önemli çünkü konfeksiyon işçisi babası kriz nedeniyle aylardır maaş alamıyor. Bu yüzden ev, Zeki'nin getirdiği günlük 10 lirayla dönüyor. Bu 10 liradan, her gün 1 lira harçlık alan Zeki, pazar günleri izinli olduğu için, mahallede arkadaşlarıyla top oynuyor. Zaten 1 lira harçlık da pek uzaklara açılmasına izin vermiyor, genelde hayatı mahallenin etrafında geçiyor. Zeki hayatında hiç sinemaya gitmemiş, okulu bitirip, lokantada tam gün çalışmak istiyor.
"En son ne satın aldın?" diye soruyorum, hatırlamıyor.
Ayakkabılarına baktığımda anlıyorum ki uzun bir süredir ayakkabı almamış.