"Danimarkalılar, sevişirken uyuyup kalıyorlar"
Sadi TEKELİOĞLU
Giriş Saati : 21.04.2009 09:28
Güncelleme : 21.04.2009 17:27
KOPENHAG- İskandinav basın dünyasında "hıyar zamanı" diye bir deyim vardır. Daha doğrusu deyimden de öte yılın üç aylık dönemini kapsayan bir yaşam stili diyebiliriz.
Hıyar zamanı, hıyarların olgunlaşmaya başladığı döneme denk gelen yaz aylarında gazetelerin yazacak bir şey bulamadıkları için gazetelerin sayfalarını saçma sapan hikayelerle doldurdukları döneme verilen addır. Siyaset tatile girdiği için, kültürel ve sanatsal anlamda üretilen ürünler de görücüye çıkmak için herkesin tatilden dönmesini beklediği için, her alanda bir durağanlık yaşanır. Hal böyle olunca gazetelerde okunacak en önemli haberler de ünlülerin tatillerinde elde edilen görüntüleri kapsayan saçma sapan yazılardır.
Bu arada yıl boyunca gündemin yoğun olmasından dolayı sayfalarda yer bulamayan yazılar da servis edilmeye başlanır. Örneğin istatistik kurumunun veya diğer kuruluşların-hangi amaca hizmetle olduğu bilinmez- istatistiklerinden oluşan bilgiler tam sayfa yayınlanır. Örneğin erkeklerle kadınlar arasında yapılan bir araştırmada erkeklerin ev işi yaparken aynı zamanda bir çok başka şeyi de yapabilmekte oldukları istatistiksel olarak belgelenmiştir. Bu cümle bir tam sayfa yazıyı götürür, zira bunun açıklamasını yapmak üzere yaşam stili uzmanları, psikologlar ve antropologlardan görüş alınır. Ancak biraz sonra da değineceğimiz gibi aslında bu hıyar zamanı deyimi modaya uymak için uydurulmuş bir şey Danimarka medyası için yılın 12 ayı hıyar zamanıdır.
HIYAR ZAMANI GELİYOR
Daha Nisan ayında yaklaşan hıyar zamanı huzursuzluğundan olsa gerek bazı haberleri dikkatle incelemeye başladım. Ve aslında hıyar zamanı denen kavramın Danimarka medyası tarafından bilinçli olarak uydurulduğu sonucuna vardım. Zira bu ülkede gerçekten insanları gazete okumaya teşvik edecek, ülke gündemini sarsacak olay pek olmuyor. Bu yüzden İskandinavya'da aslında tüm yıl hıyar zamanı olarak yaşanıyor.
Geçtiğimiz günlerde bir gazetenin manşetinde şöyle bir haber vardı: "Danimarkalılar, sevişirken uyuyup kalıyorlar" Bu ilginç haber bir istatistikten yola çıkılarak yazılmış. Bu habere ilgi duymamın nedeni hem ülke nüfusunun yüzde 10'u Danimarkalı olmayanlardan oluşan bir ülkede cümlenin öznesi olarak Danimarkalıların seçilmesi, hem de anlatılan eylemi gözümün önüne getirince ardından meydana gelecek olayları hayal gücüyle hesap etme dürtüsü idi. Bu haber bu yıl hıyaz zamanının gerçekten zor olacağını göstermesi açısından da ayrı bir öneme sahip.
Bir de hiç unutamadığım hıyaz zamanı haberlerinden birinde limanda balık avlarken yanından geçen iki kadına hava atmak için, oltasını çok uzak noktaya atmak isteyen bir amatör balıkçının denize düşmesi anlatılıyordu. Bu haber de herhangi bir yerel gazetede olsa hoş karşılanabilirdi, ancak ülkenin ulusal haber ajansı medya kuruluşlarına bunu servis edince işte olay böyle benim yazıma giriveriyor.
Yine bundan yıllar önce Bill Clinton Danimarka'ya resmi bir ziyarette bulunduğunda Clinton'ın "Air Force One" uçağını Kopenhag havalimanına indiren kule şefi ile bir röportaj vardı. Tam bir sayfa..
İskandinav medyasının çok yaratıcı olduğunu düşünüyorum. Zira zaten yaşamsal sorun bulunmayan bu ülkede haber olacak olay o kadar az olunca ve o az haber konusu kişiler de tatile çıkınca yaratıcılık mecbur oluyor. İskandinavya'da yaşanan bu devamlı hıyar zamanı durumu diğer ülkelerin habercileri için de bir kabustur. İskandinav ülkelerine tayin edilmemek için dua eder dururlar, diye duymuştum.
Yayın tarihi: 21 Nisan 2009, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/04/21//haber,2162A024BBE94C53B102AC665EDD3ED3.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.