Giriş Saati : 21.04.2009 23:38 Güncelleme : 21.04.2009 23:51
İçişleri Bakanı Beşir Atalay hakkında verilen gensoru önergesinin gündeme alınması reddedildi.
TBMM Genel Kurulunda, grupların ve İçişleri Bakanı Atalay'ın konuşmasının ardından gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmaması oylandı.
Yapılan işari oylamada, gensorunun gündeme alınması, AK Parti ve MHP'li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Oylamada, DTP'nin yanı sıra CHP'li milletvekilleri de önergenin gündeme alınması yönünde oy kullandı.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, suç işleyene müsamaha gösterilmediğini ve bundan sonra da gösterilmeyeceğini belirterek, ''İnsan hakları ihlallerinin üzerine bundan sonra da büyük kararlılıkla gideceğiz'' dedi.
Atalay, bazı parti sözcülerinin Genel Kuruldaki konuşmalarında, kendilerinin de inanmadıkları bazı nitelemelerde bulunduklarını belirterek, bu tür kaba siyaset yapılmasını tasvip etmediğini söyledi.
Gensoru önergesinin gerekçesinde yer alan münferit olayların hepsinin takip altında olduğunu bildiren Atalay, önergede bahsedilen 9 ölümlü olayın hem adli hem de idari açıdan ayrıntılı olarak araştırıldığını kaydetti.
Atalay, ''Hangi gerekçeyle kim tarafından işlenirse işlensin tek bir insanın ölümü bile asla tasvip edilemez. Yaşama hakkı kutsaldır ve her şeyin üstündedir. Ölümle sonuçlanan olaylar çok vahimdir, üzücüdür. İçinde insanın ölümü, yaralanması, sakatlanması gibi sonuçlar doğuran tüm hadiseleri ele almak insanlığın da bir gereğidir'' diye konuştu. Siyaseti, topluma hizmet etme aracı olarak gördüğü için yaptığını ifade eden Atalay, inanmadığımız şeyleri söylemeye, birbirimizi incitmeye kimsenin hakkı olmadığını söyledi.
''GERÇEKLER ORTADA''
DTP'lilerin verdiği önergede kendisinin ''Toplumsal barışı tehlikeye sokmakla'' suçlandığını belirten Atalay, bu iddiayı açık bir şekilde reddettiğini bildirdi. Atalay, şöyle devam etti: ''Ülkemizin barışını tehlikeye sokanın kimler, toplumsal barışı tesis etmek için çalışanların kimler olduğuna, toplumumuz karar verir. Bu gerçekler ortadadır. AK Parti, bir Toplumsal Barış Projesi olarak yola çıkmıştır. Toplumumuzun kardeşliğinin bir parçası olarak AK Partiyi görüyoruz. Bu yüzden AK Parti, ülkemizin ve toplumumuzun birlik ve bütünlüğünün teminatıdır. Hükümet olarak, ülkede toplumsal barışı tesis etmek için gösterdiğimiz çabalar, yürüttüğümüz çalışmalar, aldığımız olağanüstü sonuçlar halkımız tarafından takdirle karşılanmaktadır.'' Önergede bahsedilen veya bahsedilmeyen üzücü olaylarla ilgili adli ve idari sürecin işletildiğini belirten Atalay, son olarak Şanlıurfa'da binlerce kişinin güvenlik güçlerine taş ve sopalarla saldırması olayından dolayı duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Olaya savcılığın el koyduğunu ve adli soruşturmanın devam ettiğini anımsatan Atalay, aynı gün 2 mülkiye müfettişini olayı araştırması için görevlendirdiğini bildirdi. ''Biz AK Parti olarak, yola çıktığımızda huzur ve asayişin sağlanması için bazı taahhütlerde bulunduk ve bu doğrultuda icraat yürüttük'' diyen Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Partimizin kuruluş bildirgesinde; 'İnsanların korkusuzca yaşadığı, canından ve malından emin olduğu, hak ve özgürlüklerini hiçbir endişeye kapılmadan kullanabildiği ortamı oluşturacağız. İşkence ve kötü muameleyi ortadan kaldırmak için tüm tedbirleri alacağız. Polis ve jandarmayı, güçlendireceğiz. Terörle mücadeleye, hukuk devleti ilkesi içinde terörist ve vatandaşı birbirine karıştırmadan kararlılıkla devam edeceğiz' ilkeleri yer alıyor. Bu ilkeler doğrultusunda her geçen gün biraz daha mesafe aldık.''
''AŞIRI GÜÇ KULLANAN, CEZASINI ÇEKER''
Atalay konuşmasında, toplumsal gösteriler sırasında güvenlik güçlerinin aşırı güç kullandığına yönelik eleştirilere işaret ederek, ''Topluluğu provoke eden emniyet güçlerine karşı saldırıya geçirten kötü niyetli kişiler olabilmekte. Bunların içinde çok sayıda yaralanan, şehit düşen emniyet görevlileri de var. Biraz da onlardan söz edelim'' ifadesini kullandı.
Güvenlik birimlerinin modernizasyonu ve zihinsel dönüşümün devamının sağlanmaya çalışıldığını, jandarma ve polisin eğitildiğini anlatan Atalay, daha çok insan haklarına saygı anlamında mesafe alındığını, insan hakları konusunda özel birimler oluşturulduğunu, fizik ve teknolojik şartların iyileştirilmeye çalışıldığını söyledi. Toplumsal olaylarda şehit düşen güvenlik görevlileri olduğunu vurgulayan Atalay, güvenlik mensupları içinde de hukuk kurallarını ihlal edenler olabildiğini, ama polisin töhmet altında bırakılmasına da müsaade etmeyeceğini söyledi.
Atalay, şöyle devam etti: ''Polisin insan haklarına saygılı olduğundan zerre kadar şüphem yok. Güvenlik güçleri içinde de hukuk dışı hareket eden, vatandaşı inciten kişiler az da olsa vardır. Bu kişiler, görevini hakkıyla yerine getiren kurumlarını ve arkadaşlarını da sabote etmektedir. Hiç kimsenin keyfi tutumuyla emniyet güçlerinin töhmet altında bırakılmasına izin vermedim, bundan sonra da vermeyeceğim. Suç işleyen asla cezasız kalmaz. Haksız yere adam öldüren, suç işleyen, yanlış yapan, hukuk dışına çıkan kim olursa olsun cezalandırılır. İyi çalışanı ödüllendirmek, yanlış yapanı da cezalandırmak ilkemizdir. Kamu görevlisi millete hizmet için vardır, efendilik yapmak için değil.'' Aşırı güç kullanıldığı iddiasıyla 2003-2008 yılları arasında, 4 bin 642 emniyet personeli hakkında işlem yapıldığını hatırlatan Atalay, bunlardan 65'i hakkında hapis cezası, 42'si hakkında meslekten men, bin 970 polis hakkında disiplin cezası ve 31'i hakkında para cezası verildiğini bildirdi. Atalay, 276 jandarmanın yargılandığını ifade ederek ''Abartılı güç kullanan, hukuk kurallarının dışına çıkan kim olursa olsun cezalandırılır. Bu konuda taviz verilmesi söz konusu olamaz. Suç işleyene müsamaha gösterilmemiş ve bundan sonra da gösterilmeyecektir''dedi. Bakan Atalay, insan hakları ihlallerinin üzerine bundan sonra da büyük kararlılıkla gideceklerini, bu konuda alınan mesafenin geçmişle kıyaslanamayacak kadar büyük olduğunu kaydederek, ''İstikametimiz doğrudur, yanlış yapanı cezalandırıyoruz doğru yapanı ödüllendiriyoruz''diye konuştu. ANKARA GÜVENLİ BİR BAŞKENT Mİ?
Atalay'ın ''Türkiye'nin güvenli bir ülke, Ankara'nın en güvenli başkent olduğuna'' yönelik sözlerine DTP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ve diğer milletvekilleri yerlerinden kalkarak tepki gösterdi. Kaplan'ın kürsüye yürümesini, DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş engelledi.
Son günlerde yapılan operasyonu, gözaltı ve tutuklamaların siyasete dayandırılmasının yanlış olduğunu kaydeden Atalay, ''Biz adli kolluk görevi görürüz. Bunları tutup da hükümetle, seçim sonuçlarıyla irtibatlandırmak yanlıştır. Kabul etmiyoruz'' dedi.
TBMM Genel Kurulunda, DTP'lilerin İçişleri Bakanı Beşir Atalay hakkında verdikleri gensorunun gündeme alınıp alınmayacağına ilişkin önerge reddedildi.
Gensoru görüşmeleri sırasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da Genel Kurula gelerek bir süre çalışmaları izledi. TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu, yarın saat 14.00'te toplanmak üzere birleşimi kapattı.