Derbi futbolumuz açısından kötü örnek oldu. Olaylar yine futbolumuzu içimizde sorgular hale getirdi. Temeline baktığımızda çıkış noktasının rekabet ve kazanma hırsı olduğunu görüyoruz.
Ülkemizde bunu yaşarken Avrupa ve dünya da bir başka büyük derbiyi izledi. Şampiyonlar Ligi'ndeki
Chelsea-Liverpool maçı her açıdan önemliydi. Temelinde olan iki derbide bir taraf futbolun en güzel yanı olan gollerle ve maç sonrasındaki alkışlarla bitirirken,
biz golsüzlükle ve kavgayla bitirdik. 'Neden böyle oldu' diye sorguluyoruz. Cevap için felsefelere bakmamız yeterli. Karşı tarafta kulüplerin yalnızca profesyonel kişilerce yönetildiği bir yapı hakim. Bizim tarafımızda ise günü kurtarma düşüncesi.
Yine karşı tarafta oyuncuyu yalnızca futbol düşüncesi içerisinde tutan, bir düşünce yapısı var. Biz de ise toplumsal baskı. Bunlara profesyonel yapı içerisinde olması gereken onlarca şey daha ilave edilebilir.
Ama şunu açıklıkla ve üzüntüyle belirtmek gerekir ki, bu bir tesadüf değil, yaşanan süreçlerin olağan sonudur. Artık değerlendirilmesi gereken şey, buradan ne sonuç çıkarıp 'neyi daha iyi ve doğru yapabiliriz' düşüncesi olmalıdır.
Bu kulüpleşme ve yönetim biçimleriyle bunu yapabilir miyiz, en büyük soru işareti burası.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 18 Nisan 2009, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/04/18//haber,82697543C46244EFA78020138815F889.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.